18 Mart 2018 05:09
Son Güncellenme Tarihi: 18 Mart 2018 11:13

ÖSO Afrin'e girdi, ilk işi özgürlük heykelini yıkmak oldu

Tekbirlerle Afrin'e giren ÖSO’luların ilk işi 'zulme karşı özgürlük mücadelesi'nin simgesi olan Demirci Kawa heykelini iş makinesiyle yıkmak oldu.

Paylaş

TSK ve cihatçı gruplardan oluşan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) birlikleri Afrin kent merkezine girdi. Bugüne kadar Suriye’nin en güvenli ve istikrarlı kenti olarak nitelendiren Afrin’de on binlerce aile göç etmek zorunda kaldı. Tekbirlerle merkeze giren ÖSO’luların ilk işi ise “zulme karşı özgürlük mücadelesi”nin simgesi olan Demirci Kawa heykelini iş makinesiyle yıkmak oldu. Demirci Kawa, iki gün sonra 21 Mart’ta kutlanacak olan ve Kürt halkının ulusal bayramı sayılan Newroz’un da simgesi.  

DHA’nın haberinde yaşananlar, “Kent merkezinde bulunan Kava Meydanı’na ulaşan ÖSO güçleri burada uzun süre havaya silahlarıyla ateş açarak zaferi kutladı. Bazı ÖSO üyeleri ise daha sonra Kava heykeline kalaşnikof tüfekleri ile ateş ederek zarar verdi. Hasar gören heykel daha sonra halatlarla bağlandığı iş makinesi tarafından yıkıldı. ÖSO üyeleri Kava Meydanındaki heykelin yanı sıra kentin diğer noktalarındaki heykelleri de aynı şekilde silahla ateş ederek zarar verdikten sonra iş makineleri ile yerinden söktü” şeklinde aktarıldı. 

TSK: TARİHİ ESERLER DOKUNULMAZDIR

TSK'den yapılan açıklamada da operasyon kapsamında yaşanan çatışmalarda bugüne kadar 46 askerin yaşamını yitirdiği, 225 askerin de yaralandığı belirtildi, “Harekâtın başlangıcından itibaren toplam 3603 terörist etkisiz hale getirilmiştir” denildi.
Açıklamada ayrıca, “Sivil/masum kişilerin hayatı, çevre, tarihi eserler ve dini/kültürel yapılar Türk Silahlı Kuvvetleri için dokunulmazdır" denildi.

MERKEZDE KONTROLÜ ALDILAR

Sabah saatlerinde Reuters haber ajansına konuşan bir ÖSO yetkilisi ise, YPG’nin güçlerini kentin bir bölümünden çektiğini, çatışmaların kentin kuzey, doğu ve batısında yoğunlaştığını söyledi.

Suriyeli Kürtlere ait haber ajansı ANHA da, sabah geçtiği haberinde kente yönelik hava operasyonlarının yoğunlaştığını, özellikle Mahmudiye Mahallesi’nde YPG ile TSK ve ÖSO arasında şiddetli çatışmaların yaşandığını belirtti.

Pazar gecesi Afrin’den BBC Türkçe’ye bilgi veren gazeteciler de, Pazar gün boyunca kent merkezine hava ve karadan bombardıman yapıldığını, sokakların boş olduğunu söyledi.

Muhabirler, Afrinli sivillerin büyük bölümünün kent dışına çıktığını ancak şehir merkezinde hâlâ belli sayıda sivil bulunduğunu aktardı. Sivil göçü bir süredir devam ediyordu. 

Bugün öğle saatlerinde ise TSK ve ÖSO’nun Afrin merkezinde tamamen kontrolü sağladığı açıklandı. 

(Fotoğraflar Doğan Haber Ajansı'na aittir.)

Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, “Türk Silahlı Kuvvetleri ve Özgür Suriye Ordusu tarafından Afrin şehir merkezi kontrol altına alınmıştır. Mayın ve el yapımı patlayıcı arama çalışmaları devam etmektedir. Şehitlerimizin ruhu şad olsun!” denildi. 

SANA: AFRİN’DE ÖLÜ VE YARALI SAYISI 1100

Bu arada Suriye resmi haber ajansı SANA, Afrin operasyonunun başladığı 20 Ocak’tan bu yana Afrin’de genelinde toplamda 1100 sivilin öldüğünü veya yaralandığını bildirdi. SANA haberinde, TSK ordusu ve müttefik gruplarının Afrin’de sivilleri hedef almayı sürdürdüğünü, operasyonlar kapsamında okullar, su tesisleri, elektrik tesisleri ve tarım alanlarının hedef alındığını, son olaraksa bir hastanenin vurulduğunu belirtti.

AKP Hükümeti ve TSK ise sivil ölümlerini kabul etmiyor. 

Suriye İnsan Hakları Gözlemevine göre ise harekatta bugüne kadar 230 sivil öldü, 600 sivil yaralandı. Son olarak TSK’nin Avrin Hastanesi’ni vurduğu ve aralarında iki hamile kadının da bulunduğu 16 sivilin yaşamını yitirdiği açıklanmış, TSK ise reddetmişti. 

Afrin’de hastanenin vurulduğu iddiası sonrasında Almanya’da insan hakları savunucuları ise, NATO ve Alman hükümetine çağrı yaptı. Almanya merkezli Tehdit Altındaki Halklar Topluluğu tarafından cumartesi günü Göttingen kentinde yapılan açıklamada, Almanya ve NATO devletlerinden, NATO müttefiki Türkiye’den “en kısa sürede savaş suçu işlemesine son vermesini” talep etmesi istendi.

GÖZLEMEVİ: 150 BİN SİVİL GÖÇ ETTİ

Londra merkezli ve cihatçı gruplara yakın Gözlemevi, Çarşamba gününden bu yana 150 binin üzerinde sivilin de bölgeden kaçmak zorunda kaldığını açıkladı. Cumayı cumartesiye bağlayan saatlerde bölgede yoğun çatışmalar yaşandığı, Afrin’in güneyinde, YPG ya da Esad’a bağlı birliklerin kontrolündeki bölgeye kaçış koridoru bulunduğu belirtildi. AFP haber ajansına konuşan Gözlemevi Başkanı Rami Abdülrahman, son günlerde 150 binin üzerinde sivilin söz konusu güney koridoru üzerinden Afrin’den kaçtığını belirtti. Afrin’de çatışmalar öncesinde yaklaşık 350 bin kişinin yaşadığı tahmin ediliyor. 

AFRİN: AKREP VE YILANIN OLMADIĞI KENT

Ortadoğu Kültürü Yazarı Diana Darke, BBC Türkçe için Afrin’nin tarihini yazdı. Darke’in yazısında öne çıkan bilgiler şöyle: “Afrin, Kürt Dağı adıyla da biliniyor. 360 Kürt köyü ile Suriye’nin en yoğun Kürt nüfusa sahip bölgesi. Afrin Nehri, bol ağaçlı tepelerin arasından geçerek kuzeyden güneye doğru akıyor. Yeşil vadileri ve verimli topraklarında başta zeytin olmak üzere, pek çok meyve ve kabuklu yemiş yetişiyor. Bu topraklarda akrep ve yılanın olmadığı söyleniyor. Suyu bol akıyor. 2004’te Midanki Şelalesi’ne baraj kurulunca, eski yol göl altında gözden kayboldu. Hafta sonlarında bu göl kıyısında piknik yapılır. Midanki’nin kuzeyinde Arapça konuşan pek yoktur. Yaşlılar geleneksel siyah şalvarlarıyla dolaşır hâlâ. Afrin sınırındaki Azez’de çok sayıda Türkmen ve Arap yaşıyor. Burada Kürtler de dahil hemen herkes Sünni. Afrin Nehri kıyısında, Türkiye sınırından görülecek şekilde Roma döneminden kalma Kyrrhos antik kenti kalıntıları yükselir. Kyrrhos bir zamanlar Roma İmparatorluğu’nun kuzeydeki Ermeni İmparatorluğu’na karşı düzenlediği seferlerde askeri üs işlevi görüyordu. 4. yüzyılda Hristiyanlık için önemli bir merkez haline gelmiş, ama 12. yüzyılda stratejik önemini yitirince terk edilmişti.

Nebi Huri adı verilen bölgede Hititli Uriya’nın piramit şeklindeki anıt mezarı görülür. Eski Ahit’te anlatılan öyküye göre, İsrail kralı Davut, Uriya’nın güzel karısı Batşeba ile evlenmek için Uriya’yı savaşa göndermiştir.

Bugün bu anıt mezar türbe ve cami olarak kullanılıyor. Buraya bakması için bir Kürt aile görevlendirilmiş. Ailenin babası Türkiye’de akrabalarını ziyarete giderken mayına basarak bir bacağını kaybetmiş.

(...) Bu kadar çok çatışan çıkar söz konusu iken Afrin’de savaş ağır olacak. Kürtlerin ‘demokratik federalizm’, Türklerin ise ‘teröristlerden’ arınmış güvenli bölgeler oluşturma rüyası sonunda Suriye’de fiili bir bölünmeye neden olabilir. Afrin’in geleceği nasıl şekillenirse şekillensin bir tarafın rüyası diğer tarafın kâbusu olabilir.” (DIŞ HABERLER)

ÖNCEKİ HABER

İBB Başkanı Uysal: Metroda önceliğimiz en fazla oy aldığımız yerler

SONRAKİ HABER

Coşkun Sabah: Yetkim olsa bir dakika durmam Twitter'ı yasaklarım

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...