08 Mart 2018 19:52

Ticarileşme, Gelecek Kaygısı, Kapitalizm Kıskacında Sağlık

Danışmanlar diyetlerinde chia tohumu, kinoa, avokado gibi pahalı ürünler göremeyince kendi diyetisyenlerinden şüphe eder hale gelmeye başladılar.

Paylaş

Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğrencisi

Hayatımızın her alanında karşımıza çıkan ticarileşme, sağlıkta da insanların hayatını tehlikeye atarak ilerlemekte. İlaçta endüstrileşme, şehir hastanelerinin açılması gibi "parası çok" olanın daha iyi hizmet aldığı ülkemizde bu durum beslenme ve diyet alanında da pek farklı değil. Sponsor bulma adına yanlış ürün öneren diyet uzmanları, zayıflama vaadiyle insan metabolizmasına birçok yan etkisi bulunan ürünler, piyasa değerini artırma adına ihtiyaç olmadığı halde önerilen gıdalar gibi birçok etken sıralayabiliriz. Bu durum hakkındaki düşüncelerini Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü öğrencileriyle konuştuk. 

İNSAN SAĞLIĞI OYUN İŞİ DEĞİL

“Günümüzün gittikçe yükselen mesleği ‘diyetisyenlik’ aslında çok da etiğe uygun bir çerçevede yükselmiyor. Her alanda olduğu gibi yine para, ticaretle alakası olmayan bir meslek dalını daha ticarete sürüklemekte.” diye söze başlayan 2. Sınıf Öğrencisi Dilek, hastaların sosyoekonomik durumlarının göz ardı edildiğini ve işin ticari bir hal aldığını söylüyor. “Bu öyle bir hale geldi ki danışmanlar diyetlerinde chia tohumu, kinoa, avokado gibi maddi değeri yüksek ürünler göremeyince kendi diyetisyenlerinden şüphe eder hale gelmeye başladılar. Halbuki hem daha kolay bulunabilen hem daha ekonomik olan besinleri tüketerek sağlıklı bir şekilde yaşayabiliriz.” diyor ve insanların sağlığı ile para için oynanmasına da tepki gösteriyor. Özellikle sosyal medya gibi mecralarda ürün reklamı yapıldığında kişilerin ürün hakkında muhakkak bilgilendirilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Toplumsal baskı ile beraber ideal beden ölçüsüne ulaşabilmek için "mucizevi" besinler bekleyen insanların reklam ürünü besinlere çabuk kandığına değinen bir diğer arkadaşımız Aslı da bunun çok mantıksız olduğunu, bu şekilde tek öğüne indirilmiş diyetlerin insan sağlığına oldukça zararlı olduğunu ekliyor. 

TİCARİLEŞME GELECEK KAYGISINI DA ARTIRIYOR

Sohbetimize Şevval ile devam ediyoruz. "Tüm bunların yanında belli bir düzeyden sonra kilo kaybı sağlık sorununa yol açıyor. Ancak çoğu diyetisyen para kazanabilmek için bunu göz ardı ediyor ve ihtiyacı olmayan hastalara da diyet yazıyor. Ayrıca kendi alanları olmadığı halde televizyon ya da sosyal medya üzerinden öneriler ile insan sağlığını tehlikeye atan insanlar da var." diyerek meselenin başka bir yönüne dikkat çekiyor. 1. sınıf öğrencileri Betigül ve Pınar da aynı kaygılardan bahsederek “Bu işin asıl muhatabı olan biziz. Ancak işin bu kadar ticarileşmesi bizdeki gelecek kaygısını daha da artırıyor.” diyerek ekliyorlar.

Arkadaşlarımızla yaptığımız sohbetlerden de anlaşıldığı gibi sağlık alanındaki bu ticarileşme insan sağlığına zarar verme yolunda çok ciddi bir şekilde ilerliyor. Bölümümüzün atamalarının oldukça düşük olması ile beraber iş kaygısı ve aynı zamanda kapitalizm tarafından şekillendirilmiş ideal beden algısı, mesleğimizin geleceğini şekillendiriyor da diyebiliriz. Özel polikliniklerin sayısındaki artış ve atanamayan diyetisyenlerin çözümü burada bulmasıyla ticarileşmenin yolu açılıyor. İdeal beden algısı da bunun tuzu biberi oluyor. Bizler geleceğin sağlıkçıları olarak bir kez daha hatırlatıyoruz: Sağlıkta ticarileşme söz konusu bile olmamalıdır. İnsan sağlığı riske atılamaz.

ÖNCEKİ HABER

II. Abdülhamit’in Google ile imtihanı

SONRAKİ HABER

Termik santrale karşı olmak için sebep çok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...