22 Şubat 2018 20:30

Sağlıkçıların görevi nedir? Ne değildir?

Görevlerinin önemini anlamış hekimlerimizin sorunların toplumsal kaynağını bırakıp toplum sorunlarına yüzeysel çözümler sunması beklenemez.

Paylaş

Tıp Fakültesi İkinci Sınıf Öğrencisi
Çukurova Üniversitesi 

Hekimlik yüzyıllardır ‘kutsal’ olan ve günümüzde de “kutsallığını” koruyan bir meslektir. İnsanların dil, din, ırk ayırt etmeksizin güvenerek hayatlarını emanet ettiği kişilerdir hekimler ve halkın sağlığı için çalışırlar. Peki sağlık nedir? Sadece hasta olmamak mıdır? Sağlık, WHO (Dünya Sağlık Örgütü)’nun tanımına göre; “Sağlık, sadece hastalık ve sakatlık durumunun olmayışı değil kişinin bedenen, ruhen ve biyopsikososyal yönden tam bir iyilik halidir.” Yani biz sağlık için çalışanlar olarak sağlık sorunlarında kesin bir sonuç alabilmek için mücadele ederiz. Sadece fiziksel hastalıklar değil psikolojik, sosyal ve çevresel sorunlarla da mücadele ederiz. Bunun geçmiş bir örneği Çukurova’da anofel cinsi sivrisineklerin bulaştırdığı hastalık olan sıtmadır. Eğer hekimler sorunu kökten çözmek yerine sadece hastaneye gelen hastaları tedavi etseydi günümüzde hala yüzlerce insan Adana’da sıtmadan ölüyor olacaktı. Ama meslektaşlarımız kalıcı hastalığın neden olduğu sivrisineklerin geldiği bataklığı ağaç ekip kurutmuş ve bölgede sıtma hastalığının neden olduğu ölümleri en aza indirmişlerdir. Koruyucu hekimliğin görevi hastalıkla karşılaşmadan engellemektir. Bunun yolu gerek medikal olarak aşılama ile gerek çevre temizliği ile gerekse de toplumsal ve beslenme sorunların çözümü ile mümkündür. 

DEPRESYONUN KÖKENİ NEDİR?

Günümüz sağlık durumuna baktığımızda baş ağrısı, stres ve depresyon için satılan ilaçlar inanılmaz derece artmıştır. Peki bu sorunların ve depresyonun kökenine inildiğinde nedeni nedir? Günümüzde ailelerde bireylerin aile içinde uğradığı şiddet, işsizlik, geçim sıkıntısı, gelirlerinin giderleri karşılayamaması nedeniyle gelecek kaygısı yaşamaları, çocuklarının gelecekleri ve güncel olarak ülkedeki savaş. Savaştan dolayı halk gelecekte can güvenliğinden, ülkenin geleceğinden askere gönderilen evlatlarının canı için her saniye stres ve kaygı duymaktadır. Bu stres ve kaygı toplum içinde şiddete de yol açmaktadır ve savaşta atılan bombalar savaş bölgesinde insanları ve doğayı tahrip ederek, dünyanın sürdürebilirliğini mahvederek sağlığa önemli derecede zarar vermektedir. 

SORUNLARIN KAYNAĞINI ARAMAK

Eğitim, bilim, sağlık sektörüne yapılacak yatırım savaşa yapılmaktadır. Bu nedenle sağlıkçıların, hekimlerin ve bize en iyi şekilde örnek olup yolumuzu aydınlatan Türk Tabipler Birliği’nin “Savaşa hayır” demeleri de görevleri oldukları koruyucu hekimliğin gereğidir. Görevlerinin önemini anlamış hekimlerimizin sorunların toplumsal kaynağını bırakıp kliniklerine tıkılıp, toplum sorunlarına yüzeysel çözümler sunması beklenemez. Biz hekimler ve sağlıkçılar “Savaşa hayır” diyerek toplumun sürüklendiği uçuruma engel olmalı; toplumsal stresi, gelecek, can güvenliği ve özgürlük gibi kaygılarını bitirmek ve halkın refah seviyesini yükselterek bir çok yetişkin ve pediatrik hastalığın ve tedaviye yanıt verememenin nedenlerini bitirmek için çalışmaya ve sesimizi duyurmaya devam edeceğiz. Hekimler de Tıp öğrencileri de barış demeye barış için mücadele etmeye devam edecek.

ÖNCEKİ HABER

'TTB Bildirisinin arkasındayız'

SONRAKİ HABER

Türkiye işçi sınıfı tarihinden portreler: 1970-1980 -3

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa