22 Aralık 2017 00:17

Habaş'ta bir yanda sendika ve patron, diğer yanda işçi

İzmir'de bulunan HABAŞ Demir Çelik fabrikasında işçiler, 3 yıl önce kendilerine sözleşmeye ilişkin verilen sözlerin tutulmasını istiyor.

Paylaş

Turan KARA
İzmir

3 yıl önceki sözleşmeden bu yana işçilerin beklediği günler geldi. 3 yıl önce verilen sözlerin tutulmasını isteyen işçiler, şimdi söz verenlerle karşı karşıya. Türk Metal yöneticileri ve müdürler bir yanda, işçiler diğer yanda.

3 yıl önce sendikadan istifa eden işçilerin karşısına çıkan fabrika müdürleri, sendikacıları da yanlarına alarak şöyle diyordu: “Bu sefer düşük zam ve 3 yıl olup bitti, artık yapacak bir şey yok. Sendikayı değiştirseniz bile bu şartlar geçerliliğini koruyacak, o zaman nedir sizin amacınız? Eğer daha iyi bir sendika istiyorsanız Türk Metal değişecek. Çok ısrar ederseniz kelle kopmasına sebep  olacaksınız.” Müdürün yanında sendika şube başkanı kafasını sallarken o zamanki İzmir Demir Çelik fabrikasının mücadeleci işçilerinin önderleri İzmir Seyirtepe’de müdürün çağrısı ile geldikleri yerde çaresiz tamam dediler. Habaş’ta işçilerle baş edemeyen sendikacılar çelikhane müdürünün ve fabrika genel müdürünün baskı ve işten etme tehditlerine karşı bir süre dirense de benzer biçimde ‘uzlaşma’ ile bitirdiler direnişi. Uzlaşma temelde 3 yıl içinde temsilci seçimi, kısmi para yardımı ve 3 yıl sonraki sözleşmede kayıpları telafisi vaadi üzerine kuruldu. İşçiler bu süre içinde uslu duracak ve çok çalışacaktı. İşçiler kendilerine düşeni fazlasıyla gerçekleştirdi. 

PAZARLANAN UMUT

Sendika ise temsilci seçimi yaparak başladı ‘değişime’. İstifacıları adaylık için teşvik etti. Kimisi seçildi ama “Reddettiğimiz sendikada temsilci olmak yanlış” tepkisini de göğüsleyerek. Temsilci adayı olanlardan kimisi “Temsilci adayı olmasam atılacaktım, kendimi  korumak için yaptım” dedi, kimisi “İçinde olursak değiştirebiliriz diye düşünüyorum” diyerek açıkladı yaptığını. İşçiler istifaya önderlik eden arkadaşlarının sendikanın alelade bir temsilcisi haline gelmesini izlerken, onlarla aralarındaki 3-5 ay önceki dayanışma ruhu da değişmeye başladı. 

İşçiler sözleşme tarihi yaklaştıkça asıl büyük söze, hem önceki dönemi telafi edecek hem de ilerisi için ele avuca gelecek zam ve 2 yıllık sözleşme umuduna sarıldı. Zira müdürler, sendikacılar bu umudu pazarlamıştı işçilere. 

OTELDE BAŞKA PATRONUN YANINDA BAŞKA

İşçiler yapılan taslakta küçümsemediği bir rakamı anket yoluyla ifade etti. Sendika bunu işçilere lüks otellerde büyük laflar, gösterişli şovlarla açıkladı. Bu açıklamalar bir kesim işçide sendikadan beklentiyi güçlendirirken, bir kesim ise temkinli davrandı. Sendika işçilere karşı ne kadar böbürlenme yaptıysa, örneğin Man otobüs fabrikasında patronun işçilerle yaptığı etkinlikte olduğu gibi, patronlara karşı bir o kadar mütevazı, eğitilmiş, eli önünde “Kazandırdık, çalışın dediniz çalıştık, söz de verdik şimdi zammı lütfedip verir misiniz” pozisyonunda durdular. Ta ki MESS Genel Sekreterinin sendikayı, işçileri yaşamlarını ve taleplerini hiçe sayarak yaptığı açıklamaya kadar. Açıklamanın ardından tutulan uzlaşamama zaptı sonrası, işçiler de tepki göstermekte gecikmedi. MESS açıklaması çok çabuk yankılandı, zararı telafi etme ve daha iyi sözleşme, en az 600 TL zam beklerken 5 yıl sözleşme, ikramiyelerin kırpılması, esnek çalışma denen tamamen kara düzen çalışma dayatılması tepki çekti.

İŞÇİNİN İÇGÜDÜSÜ SAVUNMA DEĞİL SALDIRI

İşçiler biriktirdiği tecrübeler MESS’in bu hamlesine haklarını savunma değil hak almak için saldırı ile karşılık verilmesi gerektiğini kolayca idrak etti ve çalışma şartları en zor ve mücadele eğilimi en geri bölümlerden başlayan iş durdurma çağrıları geldi. Çünkü işçiler artık savunma pozisyonu alamayacak kadar geri çekildiklerini düşünüyor. Sendika ise henüz bu noktada değil, hatta beterin beteri var diyerek esnek çalışma, kiralık işçilik, girdi çıktı söylentileri de yayarak işçileri iyi ve ferah günlere değil kötü ve berbat günlere hazırlıyor. İşçilere göre biraz çaba gösterilse sadece daha iyisi olabilecek kadar kötü bir noktadalar. Yani ne olursa olsun bundan daha kötüsü olamaz!

İşçilerin sıkıştırmasıyla yapılan fazla mesaiye kalmama eyleminin ardından gelen patronun hamlelerine sessiz kalan sendikacılar, hamasi laflar ederken diğer yandan da patronun istediğ esnek çalışma uygulamalarının neredeyse tümünün hayata geçirmesinin yolunu açtılar. 
Simdi fabrikalarda iki taraf da bastırıyor. Patronların temsilcisi sert bir açıklama yaptı. İşçiler eylemle karşılık verdi. Patronlar sert açıklamayı, işletmelerde esnek çalışmanın tüm hallerini uygulama haline getirerek basıncı artırdı. Sendika ise üst perdeden konuşmasına rağmen aslında işçilerin gücünü açığa çıkarmasını engellemek için çabalıyor. 

Denilebilir ki şu an zamanla yarışan bir araçta, tek hava yastığı var. Hava yastığı aracı korumayacak. Ya şoförü ya da yandaki yolcuyu koruyacak. Araç kaza yapmazsa ikisi de sağ salim varacak yerine. Ya kaza olursa? Acaba şoförü mü koruyacak, yoksa yolcuyu mu? Tüm bunlara, işçilerin alacağı tutum ve yapacakları karar verecek.

ÖNCEKİ HABER

İSDEMİR'de işçi peşini bırakınca 3 yıllık TİS imzalandı

SONRAKİ HABER

Paylan'ın suikast iddialarıyla ilgili soruşturma başlatıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...