17 Aralık 2017 02:08

Şule İdil Dere davası yaklaşırken…

Ayşegül Tözeren, hafriyat kamyonu terörü sonucu hayatını kaybeden Şule İdil Dere'nin davasındaki adalet arayışını yazdı.

Paylaş

Ayşegül TÖZEREN

İstanbul’un baharı bir başkaydı ama Kadıköy’ün baharı daha da başkaydı. 

Denizin rengi en güzel rengini bulur, yüz yıllık ağaçlar yapraklanır, göğe bir başka uzanır, gülleri tomurcuklanır, bir başka kokardı. Parklarıysa dolup, taşardı. Evde huysuzlanan bebekler pusetlerine yatırılır, parkta gezintiye çıkarılırdı. Biraz bunaldın mı, yine parklarına koşardın. Bazen bir bardak çay içmeye, bazen turlamaya… Ama en çok da Yoğurtçu Parkı’na…

İdil için de herhangi bir güzel günüydü baharın, 12 Mayıs 2016… Annesinin bebekken uyumadığında, evde huysuzlandığında pusetinde dolaştırmaya çıkardığı, Yoğurtçu Parkı’nda yürüyüşe çıkmıştı. Artık üniversiteliydi. Üniversite sınavları sırasında yakınları, başka kentlerdeki iyi üniversiteleri ona önerince, o hep, “Ben Kadıköy’den ayrılamam” demişti. 

Bahardı, parktaki ağaçlar, çiçekler, hatta ince belli çay bardakları bile gülümsüyordu ya da İdil’e öyle geliyordu. Yürüyüş yolunda İdil adımlarını hızlandırdı, sanki adımları bile gülümsüyordu. Bahardı işte, hem parkın baharı, hem onun yaşamının…

Arkasından İstanbul Büyükşehir Belediyesine bağlı çalışan bir hafriyat kamyonu geri geri yaklaşmaya başladı. Yaklaştı, yaklaştı, yaklaştı…

Ve…

Kadıköy’ün ağacı, çiçeği, kuşu, börtü böceği…

Sustu.

Bir bahar gününde, Kadıköy, kızını yitirmişti. Annesi, tarif edilmez acısını böyle ifade ediyordu.

BİR KENT SUÇU İÇİN ADALET ARAYIŞI 

12 Mayıs 2016’da Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait hafriyat kamyonunun Şule İdil Dere’yi öldürmesinden tam 17 ay sonra tamamlanan iddianame kabul edildi.

Dere’nin ailesi change.org’ta açtıkları imza kampanyasında süreci anlatırken, iddianamede İdil’in ölümüne yol açan çalışmayı İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) ve İSTAÇ AŞ’nin Kurbağalıdere-Yoğurtçu Parkı’nda birlikte yürüttüğünün, çalışmada hiçbir yaya can güvenliği tedbiri alınmadığının, yargılanacak kişilerin bu tedbiri almak ve denetlemekle görevli olduklarının yazılı olduğunu belirtiyorlardı. İddianameye göre, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin asıl işveren olduğu ve İSTAÇ AŞ’nin yüklenici firma olduğu kabul edilerek her iki kurumdan şoför dahil 7 kişinin TCK 85/1 maddesinden “Taksirle ölüme neden olmak” suçundan 2-6 yıl arası hapsi istenmişti. Ancak bu ceza istemi, para cezasına çevrilebilirdi bile!

Bilirkişiler on bir büyükşehir yetkilisini kusurlu bulmuş, ama bunlardan sekizinin yargılanmasına İBB, İstanbul Valiliği ve Bölge İdare Mahkemesi kararıyla izin verilmemişti. Yine imza kampanyası metninde belirtildiği üzere, bu karara esas olan rapor, iddianamede kusurlu olduğu belirtilen çalışmayı planlayan, yürüten İBB Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanı iken İdil’in ölümünden on bir gün sonra İBB Teftiş Kurulu Başkanlığına terfi ettirilen kişinin atadığı müfettiş raporuna dayandırılmıştı.

KENTE KARŞI SUÇLAR ÖNLENEMEZKEN…

İstanbul’da son 20 ayda 38 kişi hafriyat kamyonları yüzünden hayatını kaybetti. İdil’in öldürümünden birkaç ay sonra yine, Kadıköy’ün sokaklarında bir hafriyat kamyonu daha can aldı. Özge Kandemir kaldırımda yürürken kamyonun çarpması sonucu yaşamını yitirdi…

İdil, 23 yaşındaydı.

Özge, 22 yaşında...

İdil de, Özge de bir daha Kadıköy’ün sokaklarında yürüyemeyecek.

Onların yaşam hakları ellerinden alındı.

Yaşam hakkı sadece soluk alıp verme hakkı değildir. Okuma hakkı… Annesine, babasına bakma, onlarla ilgilenme hakkı… İçinde yetiştiği topluma yararlı olma hakkı… Gülme hakkı… Daha güzel bir dünyayı kurma hakkıdır da. Bu yüzden, sadece adalet değil, İdil ve Özge için vicdan da aranıyor.

Onları hem hiç tanımıyorum, hem çok iyi tanıyorum.

Gülümseyen, gencecik komşu yüzleri… 

ONLAR BENİM DE KOMŞUM, BENİM DE MAHALLELİM, BENİM DE KARDEŞİM…

Komşum, komşumuz, Şule İdil Dere’nin davasının ilk duruşması 20 Aralık 2017 Çarşamba günü saat 10.00’da İstanbul Anadolu 57. Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek.

Kent suçlarına karşı adalet arayanlar, adliye koridorlarında bu kez vicdan da arayacak.

ÖNCEKİ HABER

Köy göçüren

SONRAKİ HABER

Devrimden sonra saraylar ne olacak?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...