15 Aralık 2017 23:12

Türkiye işçi sınıfı tarihinden portreler

Bu yıllar işçi-sendika hareketini ve sendikaların mücadelesini güçlendirmiştir.

Paylaş

Geçen haftaki sayımızda Türkiye tarihinde, 1960 sonrası dönemin, gerek siyasal tarih ve gerekse sendikal-siyasal mücadeleler açısından önemli mücadelelerin yaşandığı bir dönem olduğunu söylemiştik. Bu dönemden önce sürekli baskı altında tutulan, en temel işlevlerini bile yerine getiremeyen, fiilen dernek muamelesi gören sendikalar ve işçi hareketi için 1960’lı yılların önemli büyüktür. Bu yıllar, sadece işçi-sendika hareketini ve sendikaların mücadelesini güçlendirmekle kalmamış, öğretmenlerin, köylülerin ve öğrenci gençlik kesimlerinin örgütlenmesinde ve mücadelesinde de belirgin bir sıçramanın yaşandığı bir dönem olmuştur.

KAVEL DİRENİŞİ

Yasalarda işçilerin grev hakkı yoktu. Grev yasa dışı sayılıyor ve böyle bir harekete girişenler cezalandırılıyordu. İşte böylesi bir ortamda Kavel Direnişi, işçi sınıfı mücadelesinin önünü açan büyük bir eylem oldu. Sarıyer’de kurulu olan Kavel Kablo Fabrikası’nda 28 Ocak 1963’te başlayan iş bırakma ve direniş eylemi, işçilerin grev hakkının 275 sayılı Toplu İş sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu ile yasalara geçmesiyle son buldu. 
Türk-İş’e bağlı Maden-İş Sendikası’na üye 170 işçinin sabrını taşıran ise fazla mesai ve kıdem esasına göre verilen yıllık ikramiyelerin kaldırılması ve sendikadan istifa etmeleri yönündeki baskılar oldu. Maden-İş’in yaptığı görüşmelerde sonuç alınmadı. İşçiler, patronun bu saldırgan tutumunu protesto etmek için iş bırakarak tezgah başına oturdular. 

TÜM İŞÇİLER İŞTEN ATILDI AMA...

İşçiler, fabrikanın kapılarını kaynaklayarak kendilerini içeri kilitlediler. Bir hafta içeride kalan işçiler, daha sonra seslerini duyurmak için dışarı çıktılar ve fabrikanın önüne çadır kurarak direnişe geçtiler. Fabrikada idari kadroda çalışan 40 kişiyi de fabrikaya sokmadılar. Pazartesi günü fabrikaya gelen patron, protokol yapılmaksızın işçilerden işbaşı yapmalarını istedi. İşçiler, protokol olmadan çalışmayacaklarını belirterek bu teklifi reddetti.

İŞÇİ DAYANIŞMALARI

Kavel işçileri, başka fabrikalarda çalışan işçilerce de desteklendi. General Electric Fabrikası işçileri bir dayanışma kampanyası açarak Kavel işçileri için 335 lira topladı. Türk Demir’de çalışan 800 işçi de yardım kampanyasının yanı sıra sakal bırakma eylemine başladı. Kavel Direnişi giderek daha büyük ses getirmeye başladı. Güney bölgesinde bulunan 23 sendika başkanıyla 45 yönetici, yaptıkları toplantıda Türk-İş’in Kavel olaylarında olumsuz bir tutum aldığını belirterek konfederasyonla ilişkilerini kestiklerini açıkladılar. Sendikacılar, Türk-İş’in Kavel’de pasif kaldığını, kendisinden bekleneni yerine getirmediğini, işçilerin ekonomik ve sendikal haklarını koruyamadığını ve patron zihniyetiyle hareket ettiğini söylüyorlardı. Eyleme, 2 Mart günü işçi eşleri de katıldı. Direniş sürerken kablo yüklü kamyonların fabrikadan çıkarılmak istenmesi üzerine, kadınlar barikat kurarak bunu engellemek istedi. Sürdürülen temaslar ve arabuluculuk çabaları sonucu taraflar 4 Mart’ta anlaşmaya vardılar. Anlaşmaya varılması üzerine işçiler işbaşı yaptı.

KAVEL MADDESİ

Grev ve toplu sözleşme yasalarının henüz çıkmadığı ve grevin yasak olduğu bir dönemde yapılan bu direniş, Türkiye işçi sınıfı tarihinde dönüm noktasıydı. Eylemin grev hakkının verilmesini zorlayıcı niteliği, çalışma hayatını düzenleyen yeni yasaların çıkarılmasında önemli bir rol oynadı. 1963’te yürürlüğe giren yasada yer alan ve yasadan önce yapılan grev nedeniyle haklarında takibat yapılan işçilerin davalarının düşmesine ilişkin madde, Kavel maddesi olarak bilinir. 

KAVEL ŞİİRİ*

İşime karım dedim, karıma Kavel diyeceğim.
Ve soluğum tükenmedikçe bu doyumsuz dünyada,
Güneşe karışmadıkça etim
Kavel Grevcilerinin türküsünü söyleyeceğim.
Ve izin verirlerse Kavel Grevcileri,
İzin verirlerse İstinyeli emekçi kardeşlerim,
İzin verirlerse Kavel Grevcileri,
Ve ben kendimi tutabilirsem eğer sesimi tutabilirsem
O çoban ateşinin yandığı yerde Kavel'de,
O erkekçe direnilen yerde, Kavel'de
Karın altında nişanlanıp dostlarımın arasında
Öpeceğim nişanlımı Kavel kapısında
Ve izin verirlerse İstinyeli emekçi kardeşlerim
İzin verirlerse Kavel Grevcileri

İlk çocuğumun adını Kavel koyacağım.

*Hasan Hüseyin KORKMAZGİL

ÖNCEKİ HABER

Süper Lig’in 16. haftası Ankara’da açılıyor

SONRAKİ HABER

Nasıl yerli ve milli olunur?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...