09 Aralık 2017 08:14

Kılıçdaroğlu: Yolsuzluğun, rüşvetin millisi olmaz

Bir dizi temaslarda bulunmak üzere İngiltere’ye giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kaldığı otelde Evrensel'den Arif Bektaş'a konuştu.

Paylaş

Arif BEKTAŞ 
Londra

Bir dizi temaslarda bulunmak üzere İngiltere’ye giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kaldığı otelde gazetemize konuştu

Bir dizi temaslarda bulunmak üzere İngiltere’ye giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kaldığı otelde gazetemize konuştu. Zarrab davası ve Man belgelerine ilişkin değerlendirme yapan Kılıçdaroğlu, milli yerli diyerek olanları açıklayan iktidarı eleştirdi: “Yolsuzluğun, hırsızlığın, rüşvetin millisi olmaz.”

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 3 günlük ziyaretini tamamlayarak Türkiye’ye döndü. Temasları sırasında, İşçi Partisi Lideri Jeremy Corbyn ile görüşen Kılıçdaroğlu, ülkedeki son gelişmeleri anlattı, Corbyn ise, Kürt sorunu ve OHAL ile birlikte ülkedeki antidemokratik uygulamalardan duyduğu kaygıları aktardı. CHP İngiltere Birliğinin, Kuzey Londra’da hazırladığı geceye katılarak bir konuşma yapan Kılıçdaroğlu, “OHAL uygulamalarının olduğu ülkede demokrasi olmaz” diyerek, İngiltere’de yaşayan Türkiyelilerin umutlarını yitirmemeleri gerektiğini söyledi.

Londra programı sırasında gazetemize açıklamalarda bulunan Kılıçdaroğlu ABD’de görülen ve Zarrab’ın tanık olduğu dava ile Man Adası belgelerine dair değerlendirmeler yaptı.

‘RÜŞVET VEREN DE RÜŞVET ALAN DA SUÇLUDUR’

İktidarı, sık sık kullandığı milli ve yerli kavramları ile eleştiren Kılıçdaroğlu, “Yolsuzluğun, hırsızlığın, rüşvetin millisi olmaz. Bunlar ahlaki kurallardır. Kim, nerede yolsuzluk yaparsa yapsın, hangi siyasal görüşten olursak olalım, yolsuzluğun üzerine gitmek zorundayız. Yolsuzluğun üzerine gitmeyip de, yolsuzluk yapanları koruyanlara, rüşvetin üzerine gitmeyip de, hem rüşvet alan, hem rüşvet vereni koruyanı ahlaklı bir siyasetçi olarak tanımlayamayız.

Dünyanın bütün demokrasilerinde rüşvet veren de rüşvet alan da suçludur. Bizim inancımızda da böyledir aslında. Kendi inancımızı dahi bir tarafa bırakıp da, eğer bu yolsuzluk olaylarının üzerine gitmemek gibi bir çabanın içine girersek, bunun hesabını kimse veremez. Biz demokratik kurallar içinde, ortaya çıkan bilgi ve belgeleri değerlendiren, bu olayın üzerine giden, sağlıklı, tutarlı bir siyaset anlayışını benimsiyoruz ve öyle olmasına inanıyoruz. Reza Zarrab olayı böyledir, Man belgeleri böyledir” 

‘VERGİ VERMEMEK İÇİN HER TÜRLÜ SAHTEKARLIĞI YAPIYORLAR’

Man belgeleri ile bir gerçeğin de bir kez daha açığa çıktığının altını çizen Kılıçdaroğluı şunları söyledi: “Siyasi otorite kendisini yerli ve milli olarak tanımlıyor. Doğan çocuk, doğduğu andan itibaren vergi öderken, iktidar olanlar kendi ülkelerinde vergi vermemek için her türlü sahtekarlığı yapıyorlar. Bu nedenle, biz onlara yerli ve milli demiyoruz. Tamamen onlar gayrimillidirler. Kendi ülkesinde, vatandaşın verdiği vergiyi dilediği gibi harcayacak, ama kendisi vergi ödememek için, vergi cennetlerinde şirket kuracak ve bu şirketlerle para ilişkileri içine girecek. Bu nedenle, biz bunları benimsemiyoruz ve doğru bulmuyoruz.
Eleştirdik ve Türkiye’nin gündemine getirdik. Şu anda zaten iktidar bir panik havası içinde ne yapacağını bilmiyor.”

‘TÜRKİYE, SURİYE’DE KAN AKMASINA NEDEN OLDU’

Ortadoğu’da yaşanan gelişmelere ilişkin de konuşan Kılıçdaroğlu, “Ortadoğu’da yaşanan sorunların çözümü konusunda, Türkiye, temel aktör olarak rol üstlenmeliydi. Ama maalesef Türkiye bu fırsatı kaçırdı. Tam tersine yaşanan dramatik olaylara katkı verdi. Kan akmasına, gözyaşı akmasına neden oldu ve destek verdi. Bugün Suriye’de bir barışın olması için belli bir mesafenin alındığını biliyoruz. Rusya’nın öncülüğünde Soçi ve Astana’da, Amerika’nın da öncülüğünde Cenevre’de toplantılar yapılıyor. Umarız kısa süre içerisinde bu toplantılar belli bir amaca ulaşır ve Suriye’de barış sağlanmış olur” dedi.

“Suriye’de barış sağlandıktan sonra, Avrupa Birliği’nin de, Suriye’nin onarımı için yeniden kesenin ağzını açması lazım” diyen Kılıçdaroğlu şöyle konuştu: “Suriye’nin yollarını, okullarını, hastanelerini, parklarını, caddelerini yapmak zorundalar. Bunu ben Brüksel’de Avrupa Birliği yetkililerine de ifade ettim. Irak’ta ise yapılan son referandum sonrası gelinen nokta, merkezi hükümetle Irak Bölgesel Kürt Yönetimi arasında bir diyaloğun başladığı anlaşılıyor ve biz bu diyaloğun devam etmesini, Irak’ın ve Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde sorunlarının çözülmesini istiyoruz. En büyük arzumuz budur.”
 

ÖNCEKİ HABER

Ed Sheeran'a MBE ödülü

SONRAKİ HABER

'CHP'li 6 belediyeye daha müfettiş gönderildi' iddiası

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...