'İşçiler devrim sürecinde yönetmeyi öğrenmişti'

Ankara'da Abstrakt Dergisi tarafından düzenlenen “Ekim Devrimi’nin 100. Yılında Sosyalizmin Güncelliği” sempozyumunda devrimin birçok yönü ele alındı. Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve köşe yazarımız Nuray Sancar, “İşçiler devrimi tartışarak geçirdiği bir dönemde kendilerini yönetmeyi Ekim Devrimi’nden önce öğrenmişlerdi” dedi.

Abstrakt Dergisi Ankara'da “Ekim Devrimi’nin 100. Yılında Sosyalizmin Güncelliği” sempozyumu düzenledi. Tüm Bel-Sen Genel Merkezi’nde gerçekleşen sempozyumun “Ekim Devrimi’nin Deneyimleri” başlılık bölümüne, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Alp Altınörs, Emek Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve köşe yazarımız Nuray Sancar, Yazar Mukaddes Çelik ve Yazar Emel Akal konuşmacı olarak katıldı. Yazar Emel Akal, Ekim Devrimi ile birlikte birçok alanda özgürlüklerin önünün açıldığını söyledi. Bu özgürleşmeyle birçok kesimin kendini ifade etme olanağı bulduğuna dikkat çeken Akal, “Tüm Rusya’da tüm dinsel topluluklar örgütlenmeye başladı” dedi. Akal, SSCB’de Müslüman Cumhuriyetlerin de kurulduğunu belirterek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına öncülük etti. SSCB’de Müslümanların yaşadığı bütün yerlerde kadınlara oy kullanma hakkı verilmişti. Müslüman camia, kendi içlerindeki tutuculuğun olduğu yerde, kadınlara oy kullanma hakkı tanımak zorunda kaldı” dedi.

İŞÇİ SINIFI YÖNETMEYİ NASIL ÖĞRENDİ?

Nuray Sancar, Ekim Devrimi’nde işçi sınıfının yönetmeyi nasıl öğrendiği üzerine konuşma yaptı. Karl Marks'ın işçi sınıfının kendisini mülksüzleştirenleri mülksüzleştirdiği ve egemen sınıf olarak iktidarda örgütlendiği zaman kurtuluşunu gerçekleştireceğini söylediğini aktaran Sancar, işçi sınıfının kendiliğinden politik bilinç üretemediğini ifade etti. Sancar, politik bilinç için işçi sınıfı partisine işaret ederek, “Bolşevik Parti sosyalizme ulaşmayı hedeflemiştir ve işçi sınıfının kendi bilinç düzeyini göz ardı eden çağrılarda bulunmamıştır. Sınıfın nabzını ölçerek, onun mücadelesini ileriye götürecek bir işlev yürütmüştür” diye konuştu. Bolşevik Parti’nin Şubat devrimi sonrasında Temmuz günlerinde 'Bütün Sovyetler iktidara' sloganını kullandığını kaydeden Sancar, “İşçiler devrimi tartışarak geçirdiği bir dönemde kendilerini yönetmeyi Ekim Devrimi’nden önce öğrenmişlerdi” dedi.

ULUSLARIN KADERİNİ TAYİN HAKKI TEMEL İLKEYDİ

HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Alp Altınörs, Ekim Devrimi’nde ulusal etken ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) kuruşu üzerine değerlendirmelerde bulundu. Altınörs, Sovyetler Birliği’nin dünya tarihinde ilk ve tek örnek olduğunu belirterek, “Farklı Cumhuriyetlerin Federatif Birliği oluşturulmuştu. Ekim Devrimi bütün iktidarın Sovyetler tarafından ele alınması ve burjuva iktidarına son verilmesidir. O tarihe kadar ikili iktidar vardı. Aynı zamanda tüm halklar bu devrime ulusal talepleriyle katıldı. Ulusların kendi kaderini tayin hakkı Lenin ve SSCB için bir ilkeydi” dedi. Altınörs, Ekim Devrimi sonrasında 15 tane Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin kurulduğunu söyleyerek, “Her Sovyet Cumhuriyeti Anayasal olarak kendi devletini kurma hakkına sahipti. Lenin buna ‘Ayrılmak hakkı olmayan bir birlik boşanma hakkı olmayan bir evliliğe benzer’ diyordu” dedi.

DEVRİMLE KADINLARA GELEN HAKLAR

Yazar Mukaddes Çelik, Ekim Devrimi ve kadınlar üzerine yaptığı konuşmasında, “İnsanlığın ilk kölesine dair neler olduğuna değinmek gerek. Ekim devriminden geriye doğru gidecek olursak her büyük devrimde cinsler arası ilişkiler alt üst olur” dedi. Çelik, toplumun tanıdığı en eski çelişkinin cinsiyet çelişkisi olduğunu belirterek, “Kadının erkek tarafından baskı altında tutuluşu artık cinayetlerle gündeme geliyor. Erkeklik, karşısındaki cinsi yok ederek hayatta kalmaya çalışıyor” diye konuştu. Ekim Devrimi’nin kadınların hayatındaki yarattığı değişikliklere ilişkin “Bolşevik Parti programında kadın hakları yer aldı. İşçi kadınların bilinci yükseltildi. Kadınların özgürleşmesi için boşanma yasası getirildi. Ayrılma tek taraf istediği zaman gerçekleşecektir. 8 saatlik işgünü, kadına gece çalışma yasağı getirildi” dedi. (Ankara/EVRENSEL)