08 Ekim 2017 04:16

Papatya falı açmayı bırakıp birleşmeliyiz

Çerkezköy'den B/S/H işçileri, 1 Eylül itibari ile başlayan toplu iş sözleşmesi dönemine dair görüşlerini yazdı.

Paylaş

B/S/H’den bir işçi
Çerkezköy

1 Eylül itibari ile sözleşmemiz başladı. Yani artık zamlı çalışıyoruz. Ama hangi ücret ile çalıştığımızı bilmiyoruz. Ama umudumuz var. Zaten umut olmasa bir dakika bile burada çalışmam. Asgari ücret alıyoruz, sosyal haklar ile iki bin lira ancak elimize geçiyor. Çalışırken kafamızı kaşıyacak zamanımız bile yok. Pertimiz çıkmış halde eve varıyoruz. İş güvencemiz yok. Ben de dahil B/S/H’de 2000-2500 arası sözleşmeli işçi çalışıyor. İki sözleşme yaptık hâlâ kadroya geçip geçemeyeceğimiz belli değil. Geleceğimizi göremiyorum.

DAHA AZINA RAZI OLMAMALIYIZ

Eğer bu sözleşmede de iyi bir ücret alamazsak benim gibi birçok işçi arkadaşım ‘işi bırakırım’ diyor. Aynı ücreti bir AVM’de güvenlikçi çalışarak da kazanırız. Üstüne bu kadar da yıpranmayız. Oysa fabrikadan her yıl beş milyon adet ürün çıkıyor. Soğutucu fabrikasında sadece bir bandın bir vardiyasında sekiz yüz buzdolabı çıkıyor. Bu bandın bir gün boyunca ürettiği buzdolabı ile bütün işçinin maliyeti çıkıyor. Biz üretiyoruz ama kazanan hep B/S/H oluyor. 

B/S/H’de işçiler taslağa olumlu bakıyor. Evet Türk Metal Sendikasına güvenen yok. “Biz taslağa değil imzalana bakarız” deniliyor. Taslağın daha altına bile razı gibi. Şu bir gerçek ki B/S/H’de işçiler, net olarak 500-600 lira zam bekliyor. İstediğimiz çok değil... Ücretimizin bırakın yüzde 38’i, yüzde 100 bile artsa, sadece soğutucunun ikinci bandı bir gün işçiye çalışacak. Geri kalan dört bant; fırın, bulaşık ve çamaşır fabrikasının ürettikleri, yine B/S/H’nin olacak. Daha altına razı olmamalıyız. Bu bizim hakkımız. Hakkımızı kimseye yedirmeyelim. Ne patrona ne e sendikaya...

HAKKIMIZI NASIL ALACAĞIZ?

Ama asıl soru; hakkımızı nasıl alacağız? Şimdiye kadar sendika ile patronlar sözleşmeleri, al gülüm ver gülüm imzaladılar. Sonuç ortada! Beş milyon mal üretiyoruz ama asgari ücret alıyoruz. Bu durumun değişmesi lazım. Onun için önceki dönemler gibi olmamalı. Önceden sözleşmeyi hep seyrediyorduk, bazen de seyretmiyor bile, imzalandıktan sonra fabrikaya asılan kağıtlardan öğreniyorduk. 

Bugün işçinin sözleşmeye ilgisi daha çok. Merak ediyor, konuşuyor... Eylem, ayaklanma gibi laflar daha çok konuşuluyor. Ama sadece konuşuluyor. Bir kesim ise sendika alamaz diye burun kıvırıyor. Bu arkadaşlara bir lafım olacak: Kardeşim elbette sendika alamaz. Ne zaman almış ki bu sefer alsın? Ancak biz alırsak alırız! Türk Metal geçen dönem yapılan eylemler sayesinde, işçiye şirin gözükmek için taslakta bize danıştı. Eğer biz ipin ucunu bırakırsak eski Türk Metal geri gelecek.

“O zaman biz nasıl alacağız?​” diye düşünmeliyiz. Taslakta pazarlık payı var. Bunu hepimiz biliyoruz. Ama ilk önce biz olmazsa olmazımızı belirlemeliyiz. Bu da şimdiye kadarki konuşmalardan 500-600 net zam gibi duruyor. Bunun için beklemeyi, papatya falı açmayı bir kenara bırakıp birleşmeliyiz. Bu komitelerimizi kurarak olur. Her bölüm ve bantta daha duyarlı arkadaşlar bir araya gelerek diğer işçileri bu birliğin içine katmalıyız. Biz ne kadar yaparsak her şey o kadar olacak. Herkese selametler...


TİS KOMİTELERİNİ BİR AN ÖNCE KURMALIYIZ

B/S/H’den bir işçi
Çerkezköy

Yeni bir sözleşme süreci başladı. Türk Metal taslak hazırlarken göstermelik olarak bize danıştı, ama süreçten daha hiç bilgimiz yok. Ne durumdayız, görüşmeler başladı mı, oturum oldu mu... Hiç bilgimiz yok. Uyanık olmazsak Türk Metal eskisi gibi kapalı kapılar ardında görüşmeleri sürdürüp bir gece yarısı sözleşmeyi imzalayabilir.

Bu sözleşmeyle kayıplarımızı karşılamak istiyoruz. Metal işçisiyiz ama çoğumuz asgari ücrete yakın bir ücret alıyoruz. Hem de ağır şartlarda çalışarak. Bu sözleşmede kaderimizi değiştirmeliyiz. Bunun olanakları var. Yıllardır B/S/H’da çalışıyorum, ilk defa sözleşmenin bu kadar konuşulduğunu görüyorum; mücadele, eylem lafları işçinin ağzından düşmüyor. 

Ama bir şey eksik. Öfkemiz, mücadele isteğimiz var, ama birliğimiz eksik. Bu birliği sendikanın kurmayacağı kesin. Bunu ancak işçiler olarak biz kurabiliriz. Sözcülerimizi belirlemek için geç kalmış değiliz. Ama çok zamanımız da kalmadı. Her bölümde komite oluşturmak için bazılarımız inisiyatif almalı. Artık korkunun ecele faydası yok. Birçoğumuz demiyor muyuz “İyi sözleşme olmazsa ceketimi alır giderim.” Şimdi iyi bir sözleşme yapmak için elimizi taşın altına koyma zamanı.

Beklentimiz çok. Haklarımızı almak için de yol daha engebeli. Patronlar OHAL’e, grev yasaklarına, hükümetin tutumuna güveniyor. B/S/H bir Alman firması. Cumhurbaşkanı Merkel ile kavga ederken Alman firmalarına daha büyük güvence verdi. Bir çok grevi yasaklayan AKP, açıktan patronlardan yana olduğunu gösterdi. Patronlara OHAL’i niye uzattığını açık açık söyledi. İşimiz daha zor ama azmimiz daha büyük! AKP Hükümeti, B/S/H’ye ne kadar güvence verirse versin üretimi yapan biziz. B/S/H’yi B/S/H yapan ülkeyi yönetenlerin verdiği güvence değil bizim emeğimiz. Bizden olur almadan burada bir tane bile mal üretemez. Biz kendi gücümüze güveniyoruz. Ama bu gücü kullanmak için birlik olmak şart. İyi bir sözleşme için mücadele etmek, mücadele etmek için birleşmek, birleşmek için komitelerimizi kurmalıyız.

ÖNCEKİ HABER

BMC’de haklar ve ücretler geriye gitti

SONRAKİ HABER

ZF Sachs işçileri: Bu kez bir parmak bal yeterli olmayacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...