02 Ekim 2017 01:59

AKKİM işçileri 2 aydır direnişte: Mücadele çocuklarımız için

AKKİM'de sendikalaştıkları için işten atılan işçiler 2 aylık direnişlerini Evrensel'e anlattı: ‘Mücadelemiz çocuklarımız bu koşullarda yaşamasın diye’

Paylaş

Eren ERGİNE
İstanbul

İstanbul Hadımköy’de bulunan AKKİM fabrikasında, Türk-İş’e bağlı Petrol-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan işçilerin direnişi 2 ayı geride bıraktı. AKKİM’de direniş fabrika önünde de fabrika içinde de devam ediyor. İşe devam eden işçiler de çeşitli baskılarla sendikadan istifa ettirilmeye çalışılırken, işten atılan işçiler ise ekonomik sıkıntılarla ‘hizaya getirilmeye’ çalışılıyor. Her gün işe gelir gibi direniş çadırına gelen işçiler, “Cebimizde dolmuş parası yok. Mücadelemiz, çocuklarımız bu koşullarda yaşamasın diye” diyor.

DİRENİŞE BAŞLARKEN İŞTEN ATILACAĞIMI BİLİYORDUM!

Ahmet Turan direnişin öncülerinden. Bu ilk deneyimi değil, direniş babadan kalma. Başlıyor anlatmaya: “1 senedir AKKİM’de çalışıyorum. Daha önce de bir işçi direnişi içerisinde bulundum, Batman’da Petrol-İş üyesiydim, babamla birlikte petrol işinde çalışıyordum. Direnişin ne demek olduğunu az çok biliyorum, o zamanlar çocuktum babam petrol işçisiyken, mücadele sonucu epey hak elde ettiler şimdi emekli oldu ama hâlâ daha onun meyvelerini yiyorlar. Biz AKKİM’de direnişe başlarken çoğu arkadaşımız işten atmalar olacağını bilmiyordu, ben biliyordum, pişman da değilim.”

‘SENDİKADAN İSTİFA ETMEM İÇİN PARA TEKLİF ETTİLER’

  • Ahmet Turan

Sendikaya üye olanların başında geliyor Turan. Örgütlenme sürecinin nasıl geliştiğini anlatıyor. “22 arkadaşımız vardı öncülük eden. Patron onları işten çıkardı. O gün tek başıma eylem yaptım, yemek yemedim, atılan arkadaşlarıma destek oldum. Diğerlerine çağrı yaptım, siz de katılın dedim ama işten atılırız aç kalırız cevabını verdiler. Sendikadan istifa etmem için 10 bin liraya varan para teklifleri oldu, maaşımın artacağını söylediler, ‘1600 olan maaşın 2000 lira olsun’ dediler. Hatta ‘İstersen sana kıdemini verelim istifa et işten çıkaralım’ dediler. Ben kabul etmedim ama eden arkadaşlarım oldu” diyor. Sendika üyesi işçilerin tek tek istifa ettirilmek için odalara çekildiğini, sendikadan istifa etmeyen işçilere de mobbing uygulandığını belirten Turan “Bizlere baskı yapıldı, ama biz dönmedik yolumuzdan. Müdürlerin yaptığı toplantılara çıkmadık, eylem yaptık. Biz yetki başvurusu yaparken 496 çalışan vardı, şimdi çalışan sayısı 320’ye kadar düştü yaklaşık 100 kişi istifa ettirilerek işten gönderildi. İşten gönderilen işçilerin yerine yine AKKİM’e ait olan AKDEMİR Makina diye firmadan işçi kaydırıldı” diye konuştu.

  • İşçilere yollanan mesajlarda, sendikadan istifa eden ve ettiren işçilere para teklif ediliyor.

‘YASAL OLMAYAN İŞLERE BAŞVURDULAR’

Turan sendikal örgütlenmenin nasıl sekteye uğratılmaya çalışıldığını da şöyle anlatıyor: “Örgtütlülüğümüzü kırmak için yasal olmayan işlere başvurdular, bakanlıktan gelen yetki belgesi yasal belge değildir, bu belge sendika tarafından yazılmıştır diyerek patron içeride propaganda yaptı. Ustabaşlarına para verilerek işçileri istifa ettirme görevleri verildi. Bunları belgeledik, polise tutanaklarını verdik ama bunların siyasi kolu var, denetleme yerine destekleniyor. Böyle olunca bizim sürecimizi uzatıyor, hangi kapıyı çalsak hangi partiye gitsek kapılar yüzümüze kapanıyor. Ama farkındayız, bizim bir sözümüz var işçiler birlik olsa yer yerinden oynar. Bunun çözümü bu, artık patronları sırtımızdan indirelim diyoruz.”

‘BU DAVA BÜTÜN İŞÇİLERİN DAVASIDIR’

3 çocuk babası olan Turan kirada oturduğunu kıt kanaat geçindiğini ifade ediyor: “Okullar açıldı. Çocuklarıma 3 kalem alacağıma 2 kalem aldım, 4 defter alacağıma 2 defter aldım. Çocuklarımı öyle okutuyorum. Bu dava artık AKKİM’e sendika girsin davasını çoktan aştı. Bu dava gurur, şeref, haysiyet davasına dönüştü. Yani biz ilk başta AKKİM’e sendika girsin diye başladık ama dışarı çıktığımızda verilen destekleri gördük, artık bu dava bütün işçilerin davasıdır. Arkadaşlara da öneriyorum Hadımköy’de sendikalı olan fabrika yok. Buradaki fabrikalarda çalışan işçilere sendikayı anlatalım, örgütlenelim, çünkü başka çıkış yolumuz yok.”

Her yerde koşulların aynı olduğunu da belirten Turan “Asgari ücret 1400 lira, Hadımköy’de kiralar en az 600-700 lira. Maaşının yarısını kiraya verdin, doğalgaz geliyor 200 lira, su geliyor 100 lira, elektrik geliyor 100 lira, mutfak giderlerini de eklesen 2000-2500 lirayı buluyor. Açlık sınırı 1500 lira. Benim eşim ve 3 çocuğum var ama ben 1500-1600 liraya çalışıyorum, borç içinde yaşıyoruz. Artık yeter geçinemiyoruz. Sadece kendimi düşünmüyorum. Ben yarın öleceğim, 3 tane çocuğum var. Onlar da işçi olacak, onlar bu koşullarda çalışmasın diye mücadelem” diye konuştu.


‘2 AY İÇERİSİNDE ANLADIM Kİ HAK ARADIĞINDA SUÇLU OLUYORSUN’

  • Yılmaz Kılıç

Daha önce hiç işçi direnişinde bulunmayan Yılmaz Kılıç ise 2 ay içerisinde oy verdiği parti de dahil Mecliste grubu olan hiçbir siyasi partinin destek olmadığını aktarıyor. Kılıç, “AKP ve CHP’nin Arnavutköy ilçe binalarına gittik ziyaret ettik, AKP’liler bize destek veremeyeceklerini iletti. CHP’liler bizimle ilgilendiler, milletvekillerini arayacaklarını dile getirdiler. Son seçimlerde de MHP’ye oy verdim, oradan da randevu aldık ama arkadaşlar ‘Pek bir faydasını görmüyoruz boşuna çenemizi yormayalım’ dediler. Daha önce hiç işçi direnişin de bulunmadım, 2 ay içerisinde anladım ki hak aradığında suçlu oluyorsun. İşçiden istedikleri, fazla para istemesin, borç içinde olsunlar, ama hak talep etmesinler kölelik koşullarında yaşasınlar” diye konuştu.

Sendikaya üye olduktan sonra her gün ‘Acaba bugün işten atılacak mıyım’ korkusuyla çalıştığını belirten Kılıç, “AKKİM’de iki vardiyalı çalışma var. Ben sendikaya üye olduktan sonra beni gece vardiyasına vermek istediler. Çünkü gece çalışan işçi sayısı daha az. Ben kabul etmedim. Daha sonra zorla beni gece vardiyasına verdiler, benim servisim olmamasına rağmen. ‘Gerekirse sana taksi tutarız ama gece çalışacaksın’ dediler. Bizi işçilerden bir şekilde ayrı tutmaya çalışıyorlar, biz ordada üye yapmaya devam edince işten attılar” diye konuştu.

‘İŞTEN ATMALARIN GÜNAHINI SORDUM’

Sendikadan istifa etmesi için genel müdürlerin de olduğu toplantıya alındığını dile getiren Kılıç, kendisine dini konulardan bahsettiklerini, iş yavaşlatmanın haram olup olmadığının sorulduğunu anlatıyor: “Şirketin genel müdürü benimle görüşme talep etti gittim, dini konulardan girmeye çalıştılar. Elimizde whatsapp yazışmaları var, iş yavaşlatmak istiyormuşsun bu haram değil mi diye sordular. Ben de işçileri işten atmalarının günahını sordum. Neden koşullarını düzeltmediklerini dile getirdim. Aldığım cevap ise ‘Biz koşulları düzeltiriz de sonra işçiler sendika geldi diye çalışma koşullarını düzenliyorlar derler diye yapmıyoruz’ oldu. Genel müdürlere de sordum hiç işten atılma korkusuyla çalıştınız mı dedim. İş garantisi veriyor musunuz dedim. Görüşmeden 5 gün sonra işten atıldım.”


HAKLARIMIZ BİR BİR ALINDI

  • Ali Gündüz

AKKİM’de 2 yıldır çalıştığını belirten Ali Gündüz de işe giriş tarihinden bugüne gelinen süreci anlatıyor: “İşe başladığımda sözleşme yaparken yazılı değil ama sözlü olarak belli bir söz verdiler. Asgari ücret veriyoruz, aylık 150 lira gibi prim gelecek, hani bu 100 de olabilir 200’e de çıkabilir ama 100 liradan aşağı düşmez. Yılda yüzde 5’lik prim zammı var. Yine her 3 ayda bir işçilere harçlık verilecek denildi. Hepsini topladılar işte senin eline her ay bu kadar para geçer dediler. Tamam dedik başladık. 2016 aralık ayında bu düzen değişmeye başladı. Önce kıdem zamları kalktı diye haber geldi, ondan sonra primleri kaldırıyoruz son priminizi alacaksınız denildi. Verilen harçlıkları bir kerelik yaptık onu kesiyoruz dendi. Daha sonra da artık mesai olmayacak mesaiye kalmayın denildi ve sadece kuru maaşa düşürdüler.”

‘NEREYE GİTSEK KOŞULLAR AYNI’

Forklif operatörü olan Gündüz, “Benim aldığım en son maaş 1700 lira, AGİ ile birlikte 1970 lira. Biz bu duruma itiraz ettik, müdürlere itirazımızı ilettik. Aldığımız cevap ‘Türkiye de 1 milyon Suriyeli var 1000 işçi alırız onlardan, 1000 lira veririz, çalıştırırız, bizde iş böyle kardeşim çalışan çalışır çalışmayan için kapı orada’ oldu” diyor. AKKİM dışında bir yerde çalışsalar da yine şartların aynı olduğunu ifade eden Gündüz şunları söyledi: “Biz de olduğumuz yeri değiştirme kararı aldık, sendikaya üye olduk. 3 haftada fabrikanın yüzde 64 gibi oranını örgütledik, 496 kişiydi o zaman. Biz 267 kişiyle yetki başvurusu yaptık, ama ne hikmetse patron bizim iş kolunda olmayan AKDEMİR Makine’den o gece 45 ve sonrasında ise 35 işçiyi AKKİM’e kaydırdı. Daha sonra işten atmalar başladı. Bununla beraber de AKKİM bünyesinde çalışan işçileri farklı şirketlere geçirme işlemi devam etti.”

ÖNCEKİ HABER

İzmir'de 80 işçi, işsizlikle karşı karşıya

SONRAKİ HABER

Kur'an kursundaki istismarı, 'şakalaşma' diye geçiştirmişler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...