20 Ağustos 2017 20:56

İthal yem ve ithal hayvanla milli tarım!

ZMO İstanbul Şube Başkanı Ahmet Atalık: İthal yemle beslenen ithal hayvanlar yerli malı olarak tüketime sunuluyor.

Paylaş

Fırat TURGUT
İstanbul

TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Atalık, hükümetin açıkladığı Milli Tarım Projesi ile ithal yemle beslenen ithal hayvanların, yerli malı olarak tüketime sunulduğunu bildirdi.

Atalık yaptığı yazılı açıklamada hayvancılıkta maliyetin yüzde 60-70’lik bölümünü yemin oluşturduğunu belirterek “Bu nedenle çayır meralardan faydalanmak ve ihtiyaç duyulan yem bitkilerini yetiştirmek önemlidir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Hayvancılık Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanmış olan Kırmızı Et Stratejisi-2015 belgesinde ülkemizde 2013 yılı itibarıyla 74 milyon ton kaba yem ihtiyacı olduğu, bunun ancak 59 milyon tonunun üretilebildiği, 15 milyon ton açık bulunduğu belirtilmektedir. Birçok akademik çalışmada ise bu açığın 30 milyon ton civarında olduğu belirtilmektedir” dedi. Aynı belgede fabrika yemi olarak bilinen karma yem ihtiyacının da 14 milyon ton olarak yer aldığını kaydederek şunları ifade etti: “Üretimimizin 9 milyon ton, açığın 5 milyon ton olduğu, üretilen karma yemlerin yüzde 40-45’inin ithal yem hammaddelerine bağlı olmasından dolayı karma yem maliyetlerinin yükseldiği, bu durumun et fiyatlarını yükselttiği, fiyatların düşmesi için besicilikte kullanılan kaba yem oranının mutlaka artırılması gerektiği vurgulanmaktadır.”

DESTEKLER ÖNEMLİ ORANDA GERİLEDİ

Türkiye’nin 2010 yılından bu yana devam eden canlı hayvan ve kırmızı et ithalatını bitirebilmesi için öncelikle yem açığını kapatılması gerektiğine vurgu yapan Atalık, Başbakan Binali Yıldırım Ekim 2016’da Milli Tarım Projesi’ni açıklarken hayvancılıkta yerli üretimin destekleneceğinin belirttiğini ve gözlerin açıklanacak 2017 yılı desteklerine çevrildiğini bildirdi.

2017 yılında yapılacak tarımsal desteklemelere ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı’nın beklertileri boşa çıkardığını kaydeden Atalık, şu bilgileri verdi: “Kararla kuru şartlardaki yonca desteği 35 TL’den 40 TL’ye yüzde 14 artırıldı. Korunga desteği 45 TL’den 60 TL’ye yüzde 33 artırıldı. Sulu koşullardaki yonca, tek yıllık yem bitkileri ve sulu şartlardaki silajlık mısır desteği geçen yıl ile aynı kaldı. Silajlık tek yıllık yem bitkileri desteği 55 TL’den 40 TL’ye yüzde 27 geriledi. Kuru şartlardaki silajlık mısır desteği 45 TL’den 40 TL’ye yüzde 11 geriledi. Yapay çayır mera desteği 150 TL’den 60 TL’ye yüzde 60 geriledi. Görüleceği üzere bazı destek kalemleri geçen yıl ile aynı seviyede kalırken pek çoğunda ise önemli oranlarda gerilemeler yaşanmıştır.”

İTHALATA DESTEK

Açıklanan desteklerin ihtiyaç olan yem bitkileri üretimini artırmaya yeterli olmadığına dikkat çeken Atalık, “Bilindiği üzere 9 Aralık 2014 tarihli ve 29200 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2014/20 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi (kısaca Gıda Komitesi) kurulmuştur. Enflasyona etki eden tarım ürünlerini yakından izleyen Komite 18 Ağustos 2017 tarihli açıklamasında ‘et üretim maliyetlerinin yaklaşık yüzde 60’ını oluşturan yem maliyetlerinin düşürülmesi amacıyla çeşitli yem hammaddelerine ilişkin gümrük vergilerinde düzenleme yapılmasına karar verildiğini’ beyan etmiştir. Bu kararın anlamı; yem amaçlı GDO’lu soya ve mısır ithalatı artarak devam edecektir. Tarımsal desteklerin kaba yem üretimini artırmayacağını Gıda Komitesi de bilmektedir. Hayvanlarımız sağlıklı kaba yemlerle değil, ahırlarda GDO’lu karma yemlerle beslenmeye devam edecektir. Milli Tarım Projemizle ithal yemle beslenen ithal hayvanları yerli malı olarak tüketime sunulacaktır” dedi.

YAPILMASI GEREKENLER

Tarımsal üretimdeki çöküşün nedenlerini ortaya koyup bunları düzeltmeden, fiyat artışına odaklanarak ithalatı çare olarak gösteren politikaların tarımsal üretimi daha da çökerttiğini kaydeden Atalık, şu önerileri dile getirdi: “Yapılması gereken ‘Üretim Reformu Paketi’ gibi düzenlemelerle meralarımız üzerinde sanayi tesisleri kurmaya çalışmak yerine meralarımızı ıslah ederek kaliteli yemlerle donatmak olmalıdır. Ancak bu şekilde üretim maliyetleri aşağı çekilebilir ve halkımıza çok daha sağlıklı ürünler sunulabilir. Hayvancılık sektörüne girmek isteyen, ancak yatırım projesinde işletmesindeki hayvanları besleyebilecek yeterli yem bitkisi yetiştirme alanı bulunmayan yatırımcılara kredi-teşvik verilmemelidir. Anadolumuzun bozkır bir coğrafyada bulunduğu, yem bitkileri açısından daha ziyade küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine uygun olduğu hatırlanarak bu yönde politikalara ağırlık verilmelidir.”


SÜTE GELEN ZAM, KÜÇÜK ÜRETİCİYE YANSIMADI

Ulusal Süt Konseyi’nin 1 Ağustos 2017 tarihinden itibaren çiğ süt referans fiyatını 9 kuruş artırarak sütün litresini 1.30 liraya yükseltmesi küçük üreticiye yansımadı. Antalya Ticaret Borsası (ATB) Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Simav, “1 litre süte 1.5 kilo yem alınması gerekir. Ama şu anda 1 litre sütle 1 kilo yem alınabiliyor” dedi.

Sütün 1.21 lira olduğu dönemde de küçük üreticilerin hiçbir zaman bu fiyatı elde edemediğine vurgu yapan Simav, şöyle dedi: “Büyük üreticiler bu fiyattan yararlanıyor. Esas bu işin sahibi olanlar, sütün kalitesinin düşüklüğü, süte su eklenmesi, yağ oranının düşüklüğü gibi nedenlerle sütün litresini 90-95 kuruşa satıyordu. 1.21 olduğu dönemde 1.10 kuruş kazanan süt üreticisi sayısı çok azdır. Yeni fiyatla birlikte 1.30 olan süt fiyatı üreticinin eline geçse o zaman kimse şikayet etmez. Süt fiyatını isterseniz 1.50 lira olarak belirleyin ama üreticinin eline 1.10 lira geçtikten sonra nasıl memnun olabilir ki.” Üreticiye cezayı sütü alan büyük firmaların kestiğini belirten Hüseyin Simav, “Girdi maliyetleri düzeltilmedikçe 3-5 kuruşluk teşvik de üreticiyi tatmin etmiyor. En güzeli üreticinin girdi maliyetlerinin düşürülmesidir. Yemde KDV düşürüldü ama KDV’nin düştüğü ay yeme zam yapıldı. KDV’de yüzde 7 düşüş oldu ama yüzde 7 zam geldi. Biz KDV’den yararlanmadık” dedi. (ANTALYA)

ÖNCEKİ HABER

AKKİM işçileri: Öncelikli talep sağlıklı çalışma koşulları

SONRAKİ HABER

Nazilli'de zeytinlik yangını

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...