07 Ağustos 2017 01:25

Kadın yazarlarımızın yapıtlarında kadına şiddet

Toplum içinde görmezden gelinen ve dillendirilmeyen kadına yönelik her türlü şiddeti aktaran yapıtları sizin için derledik.

Paylaş

Mustafa ASLAN

Kadına şiddet… Toplumun en küçük birimi olan ailedeki canı yanan ya da öldürülen kadınlar, toplumun huzursuzluğunun belki de önemli nedenlerinden birisidir, diyebiliriz. 

Her konuda olduğu gibi, kadına şiddet konusu da yazarlarımız tarafından yazıya geçirildi, sanatın öteki dallarınca da bu ayıp gözler önüne serilerek. Yazın ve sanat alanındaki çalışmaları kadına şiddetin önüne geçilmesini dahası kadın cinayetlerinin durdurulması yolunda önemli bir adım sayıyorum. 

Bu yazımızda, biz de, kadın yazarlarımızın hemcinslerinin uğradığı her türlü şiddeti aktardıkları yapıtlardan (öykü/roman) kimilerini sunuyoruz.

Kadına yönelik şiddeti (fiziksel, ekonomik, psikolojik..) anlatan kadın yazarlarımızın yapıtları her gün biraz daha artıyor, hemcinslerine yönelik şiddetin dozu ve sayısı arttıkça.  

Pen Yazarlar Derneği Türkiye şubesinin hazırladığı, yirmi beş yazarımızın kadına yönelik şiddet konusunu içeren öykülerinin yer aldığı  “Canımı Yakma!” adlı kitabı anımsatmak yerinde olur diye düşünüyorum. 

Kadına şiddeti yapıtlarında çeşitli boyutuyla sunan yazarlarımızın yapıtlarından (öykü/roman) sadece birkaçını ele almayı yeğliyoruz.  Ayrıca belirtmek gerekiyor ki, bu yazıda anılmayan   pek çok yazarımızın yapıtında aynı izleğe rastlayabiliriz.

Hemcinslerine uygulanan şiddeti dile getiren kadın yazarlarımızın yapıtları, yeni kuşakları sorunun çözümü konusunda epey yol aldıracağa benziyor.

KADIN YAZARLARIN ROMANLARINDA

Kadına şiddeti dile getiren, kimi kadın yazarlarımızın romanlarından kimileri şunlardır:  İclal Aydın’ın Bir Cihan Kafes, Aslı E. Perker’in Başkalarının Kokusu, Pınar Kür’ün Asılacak Kadın, Duygu Asena’nın Kadının Adı Yok, Canan Soylu’nun Peçe, Aslı E. Perker’in Başkalarının Kokusu, Buket Uzuner’in Uyumsuz, Defne Kaman’ın Maceraları, Gül Yanık’ın Cemiyeti Aşk, Seray Şahiner’in Antabus, Ayşe Erbulak’ın Cinayet Sınıfı Başkanı, Duygu Batu’nun Hoşça kal Anne, Neslihan Acu’nun Kuzgunun Şarkısı,  Çiğdem Anad’ın Sen Kimsin?  adlı romanları.  

KADIN YAZARLARIN ÖYKÜLERİNDE

Kadına şiddet konusunu içeren, kadın yazarlarımızın öykülerinden kimilerini şöyle sıralayabiliriz: Adalet Ağaoğlu’nun, Hadi Gidelim adlı yapıtındaki ‘Dar Odanın Karanlığı’ adlı öyküsü, Sevgi Soysal’ın Barış Adlı Çocuk adlı kitabında yer alan ‘Delikli Nazarlık’ adlı öyküsü, Erendiz Atasü’nün Taş Üstünde Gül Oyması adlı kitaba adını veren öyküsü, Sevinç Çokum’un Rozayla Ana adlı kitabındaki ‘Tavus Kuşunun Dönüşü’ öyküsü, Ayla Kutlu’nun Mekruh Kadınlar Mezarlığı’ndaki ‘Mercan’a Güzelleme’ adlı öyküsü, Mevsim Yenice’nin Tekme Tokatlı Şehir Rehberi adlı yapıtındaki ‘Yalandan Kim Ölmüş Ltd Şirketi’ adlı öyküsü, Feyza Hepçilingirler’in Arada Aşk Var adlı kitabındaki ‘Eski Bir Külü’ adlı öyküsünü sayabiliriz.

SUÇA ÖZENDİRME

Yapıtlarda aile içi şiddete başta komşular olmak üzere duyarsız kalındığı, “Karı koca arasına girilmez” olarak görüldüğü aktarılıyor, yapıtların genelinde. Kimileyin de kadınların uğradıkları şiddeti dışarıya yansıtmadıklarını, bir başkasıyla paylaşmadıklarını ve yasal yollara başvurmadıklarını okuyoruz. Bu da suçluyu kadına şiddet uygulamaya özendirme anlamına geliyor. Kadın yazarlarımızdan birkaçının yapıtlarıyla oluşturmaya çalıştığımız yazımızda kadına şiddetin başta yakınlarından kaynaklandığı görülüyor. Şiddete uğrayan kadınların toplumun hemen her kesiminden olmakla birlikte ağırlığın ekonomik olarak güçsüz kadınların şiddetin her türlüsüne daha fazla maruz kaldıkları ortaya çıkıyor. Pınar Kür, Asılacak Kadın’da üvey babası tarafından para karşılığı konağa hizmetçi olarak satılan Melek Adlı Kız ve Sevgi Soysal Barış Adlı Çocuk’ta yer alan Delikli Nazarlık adlı öyküsünde konaklardaki besleme kızların uğradıkları şiddete ve tacize dikkat çekiyor.

ŞİDDET CİNAYETE GİDEN YOLDUR

Kadınların en çok şiddetine uğradıkları, yapıtlarda (öykü/roman) eşleri olarak görülüyor. Aile içi şiddetin anlatıldığı Duygu Batu'nun Hoşça Kal Anne adlı yapıtında ailenin önemini vurgulamakla birlikte anne sevgisinin öne çıktığı görülüyor. Bu yapıtta kahramanımızın annesi, babası tarafından sürekli şiddete uğruyor.  Şiddette sınır tanımayan baba kahramanımızın annesini bıçaklayarak öldürüyor. Aslında cinayete giden yolu ilk atılan tokadın açtığı görülüyor. Fiziki şiddet kadın cinayetlerinin önlenmesini istiyorsak önüne geçmek gerekiyor, iletisi yer alıyor, bu yapıtta.

Seray Şahiner'in Antabus adlı yapıtında ise şiddetle birlikte tecavüze uğrayan kahramanımızın bütün çıkış yolları kapalı olduğu görülüyor.  Uğradığı tecavüz karşılığında, parayla susturulan bir ailenin kızının çırpınışlarının onu çok uzağa götürmediğini görüyoruz, romanda. Geriye kala kala karısına tecavüz eden ve şiddet uygulayan kocanın varlığını ortadan kaldırmaktan başka seçenek kalmıyor.

ÖNCEKİ HABER

İki makinist göz göre göre ölüme yollandı

SONRAKİ HABER

İnsanlık tarihi için önemli bir geçiş noktası: Aktopraklık

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...