10 Temmuz 2017 01:52

Gümrük vergisi indirimi: Üretici sırtından hançerlendi

Bakanlar Kurulunun hayvan ve gıda ürünlerinde uygulanan gümrük vergisini düşürmesine üreticilerden tepki: Hükümet üreticiyi sırtından hançerledi!

Paylaş

Volkan PEKAL
Adana

Bakanlar Kurulunun bazı hayvan ve gıda ürünlerinde uygulanan gümrük vergisi oranlarını düşürmesine, Adana’da üreticiler tepki gösterdi. Enflasyonla mücadele ve fiyatların düşürülmesi gerekçesiyle yapılan indirimlerin kendilerini mağdur edeceğine dikkat çeken üreticiler, “”İthalat yerine ağır girdi yükü altında üretim yapan üreticiyi” destekleyin çağrısı yaptı. 

Bakanlar Kurulu, canlı büyükbaş hayvan ithalatında yüzde 135 olan gümrük vergisi oranını yüzde 26’ya, dondurulmuş, soğutulmuş ya da taze sığır eti ithalatında 100-225 arasında değişen gümrük vergisi oranını yüzde 40’a, buğdayda yüzde 130 olan gümrük vergisini yüzde 45’e, arpada yüzde 130 olan gümrük vergisi yüzde 35’e, mısırda yüzde 130 olan gümrük vergisini de yüzde 25’e düşürmüştü.   

İTHALAT ÇÖZÜM DEĞİL

  • Nur Özkan

30 yıldır üreticilik yapan Adana Tahıl Üreticileri Birliği Başkanı Nur Özkan, Çukurova’da hasat yeni bitmişken, ülkenin birçok yerinde hâlâ devam ederken böyle bir karar verilmesine anlam veremediğini dile getirdi.  Anadolu’da umudunu, geleceğini ürününe bağlamış, küçük üreticinin bu indirimlerle sırtından hançerlendiğini vurgulayan Özkan, “Mazota dün yine 11 kuruş zam geldi. Gübrede KDV’yi düşürdük diye övünen yetkililer geçmişe baksınlar. Fiyatlarda en ufak bir düş yok. Yani bizler mucize yaratmaya çalışırken, üretimimize devam ederken yüksek girdi maliyetleri ile üretirken gümrük vergilerinin düşürülmesi çiftçiyi boğup atmak demektir. Zaten küçük çiftçi iyice bitti demektir” dedi. Türkiye’de yeterli üretim olduğunu ifade eden Özkan, üretim yeterli değil diyorlarsa üretime teşvik yollarına başvurulması gerektiğini, ithalatın çözüm olmadığını ifade etti. 

‘ÜRETİMİ BIRAKMAK ZORUNDA KALACAĞIZ’

Çukurova üreticisinin ana ürününün mısır ve narenciye olduğunu kaydeden Özkan, mısırda yüzde 130 olan gümrük vergisinin yüzde 25’e düşürüldüğünü, 1.5 ay sonra bu koşullarda hasat yapılacağını söyledi. Üreticiler yüksek girdiler altında üretim yaparken gemiler dolusu mısır, buğday gelirse üretimi bırakmak zorunda kalacaklarına dikkat çeken Özkan, “Bu büyük bir tehlike. Bu bizim işimize yaramaz. İthalatçıların, aracıların ve ithalat yapılan ülkelerin üreticilerin işine yarar” dedi. Mısırda üretimin 2 milyondan son yıllarda 6.5 milyona ulaştığını dile getiren Özkan, “Yeterince buğday, mısır var. Kışın gerçekten arz daralmışsa o zaman ihtiyaç varsa ithal düşünülebilir ama yine de uzun vadede gönlümüz ithalattan değil üretimin desteklenmesinden yana” dedi. 

ÜRETİCİ BORÇ ALTINDA

Çukurova’da farklı bir tefeciliğin baş gösterdiğini dile getiren Özkan, küçük üreticinin kışın tüccarlardan para aldığını, üreticinin gübresini, tohumunu hasatta ödeme kaydıyla aldığını anlattı. Bunu kullanan tüccarın piyasada 10 liradan gitmesi gereken ürünü 8 liraya aldığını söyleyen Özkan üreticinin giderek küçüldüğünü, borçla harçla üretime devam ettiğini kaydetti. 

ÜRETİCİ ÖRGÜTLERİ GÜÇLENDİRİLMELİ

Mısırda, dünyada 1 dekardan 800-1000 kg ürün alınırken Çukurova ve Konya ovasında 1500, en kötü 1200 kg ürün alındığını aktaran Özkan, “Çiftçi ağır koşullara rağmen üreterek üzerine düşeni yapıyor. Sürekliliği arz edecek olan devlettir. Elindeki en büyük argüman primler. Sen tam hasat dönemi vergileri düşürürsen çiftçi borcunu nasıl ödesin? Mısır ithal ediliyormuş denilince çiftçi mısır gelmeden satıp kurtulayım anlayışı var” dedi. TMO’nun ürün fiyatı düştükten sonra devreye girdiğini ve bunun işe yaramadığını dile getiren Özkan, Üretici örgütlerinin Avrupa’da tarımın çıkış yolu olduğunu söyledi.

İTHALAT GEÇMİŞTE DE İŞE YARAMADI

2010’da benzer bir uygulama ile et fiyatlarının düşürülmeye çalışıldığını hatırlatan ZMO Adana Şube Başkanı Semih Karademir, canlı hayvan ithalatına 2010-2016 yılları arasında 3.4 milyar dolar harcandığını krizin çözülmediğini, daha da büyüdüğünü anlattı. Hükümetin tarımsal destekleri üreticilere vermek yerine, büyük işletmelere verdiğini, küçük ve orta ölçekli üreticilerin piyasanın insafına terk edildiğini söyleyen Karademir, “Canlı hayvan varlığının artışı söz konusu olunca istatistiklerle oynanmakta. Türkiye tarımsal üretiminin en önemli girdileri olan tohum, gübre, tarım ilacı ve mazot bakımından ithalata bağımlı. Bu nedenle dövizdeki yükselme üretim maliyetlerini artırmakta. İzlenen politikalar dışa bağımlılığı azaltmak yerine giderek artırmakta; üretimi sürdürülemez hale getirmektedir” dedi. İthalatın çözüm olmadığının pirinç, kuru fasulye, sap- saman ve kırmızı ette görüldüğüne dikkat çeken Karademir, Türkiye’nin sahip olduğu tarımsal potansiyelin yanlış tarım politikaları ile yok edildiğini söyledi. 

İTHALATA BAĞIMLILIK ARTIYOR

Güney-Güneydoğu’da buğday hasadının tamamlandığını ancak hâlâ taban fiyatının açıklanmadığını da belirten Karademir, “2003-2016 yıllarını kapsayan AKP döneminde ithal edilen 63 milyon ton hububat için 17.5 milyar dolar ödendi. Hububat ithalatının 41 milyon tonu buğday, 12 milyon tonu mısır, 4.5 milyon tonu pirinç ve çeltiktir. Hububatın gıda güvenliğinde vazgeçilmezliği dikkate alındığında, Türkiye’nin ithalata bağımlılığının arttığı ve giderek gıda güvenliğini yitirdiği FAO raporlarında da yer almaktadır. Bu kararların, orta vadede, tarımsal üretimi azaltıcı etkilerinin olacağı gayet açık. Çözüm ithalat değil, planlı ekonomidir” dedi

OLAN HEP ÜRETİCİYE OLUYOR

Alınan kararın, hasat döneminde olan üreticiyi olumsuz etkileyeceğini vurgulayan Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, “Gümrük vergilerinin düşürülerek tarım ürünleri ithalatının önünün açılması lafı bile, tarım piyasaları kırılgan bir piyasa olduğu için, piyasayı aşağı yönde etkiliyor” dedi.  Buğday, arpa ve mısır ithalatı ile yem fiyatlarının düşürülmesi gibi bir beklentiye karşılık yem ve gübrede KDV’nin sıfırlanmasını öneren Doğru, “KDV düşüşü yem ve gübre fiyatlarına yansımadı. Yani piyasada bazı dengelerle bu şekilde oynandığı zaman maalesef olan hep üreticiye oluyor, çiftçiye oluyor” diye konuştu. Piyasa spekülatörlerinin, alınan bu kararları, üreticinin malını alırken fiyatları daha da düşürmek için kullanacağını dile getiren Doğru, “Biz açıkçası üretici olarak heyecanla desteklediğimiz milli tarım projesinin açıklandığı bir dönemde; çiftçimize, milli üretime daha fazla destek olmak yerine, ithalat yolunun açılmasına üzülüyoruz” dedi.

ÖNCEKİ HABER

Patron adaletinde işçilere yer yok!

SONRAKİ HABER

10 Ekim Katliamı davası: Toplumsal sahiplenme önemli

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...