18 Haziran 2017 13:26

Kıdem tazminatı fona devrine var gücümüzle karşı çıkalım

Kıdem tazminatı hakkının fona devri konusunu daha önceki fonların nasıl kullanıldığını inceleyerek düşünmekte yarar var.

Paylaş

Ahmet AKARSU

Kayseri

 

Patronlar ile hükümetin uzun yıllardır yapmaya çalıştığı ve verilen mücadeleler/tepkiler sonucu hayata geçiremediği, işçilerin “can suyu”, “yıpranma payı”, “çocuklarının geleceği” olarak tanımlayabileceğimiz, “anasının ak sütü gibi helal” olan kıdem tazminatı hakkı ve fona devri konusu tartışması referandum sonrası hız kazandı.

Eski Çalışma Bakanı Süleyman Soylu’nun şu sözleri iktidarın, patronlardan mı yana işçilerden yana mı olduğunu açıklıyor… Soylu’nun “İşveren kıdem tazminatı yükünü nasıl karşılayacağım diye işten çıkarmıyor. İşverenimizin kıdem tazminatı yüzünden kâbuslar görmesini istemeyiz” söyleminden sonra akla ilk gelen cümleler şöyle oluyor…

- Patronlar kâbus görmesin diye işten atmalar artacak…

- Yarım milyondan fazla artan işsizlik oranı, artmaya devam edecek…

- Patronlara milyonları kazandıran işçilerin emeği görülmeyecek ve işçilerin hakkı yok sayılacak…

- İşçilerin iş güvencesi olan kıdem tazminatı hakkı “parasını öder, işten atarım” düşüncesi ile ciddi kayıplara neden olacak…

İŞSİZLİK FONU KULLANIMINA BAKILMALI

Kıdem tazminatı hakkının fona devri konusunu daha önceki fonların nasıl kullanıldığını inceleyerek düşünmekte yarar var. Yıllarca patronlara hizmet etmiş iktidarların tarihte ve günümüzde patronlara verdikleri teşviklere bakmak gerekir. Örneğin “yeni işçi alan patrona, işe girecek işçinin yarı ücretinin işsizlik fonundan ödenecek” olması, doğalında fonların nasıl kullanıldığını gözler önüne seriyor. Adı üzerinde, işsizlik fonu: işçilerin ücretlerinden kesilenlerden fonda biriken ve çalışamadığı sürede alınan para… Ne oldu bu fon? Çoğu işçinin tabiriyle “işçilerin dışında her şeye kullanıldı” yani patronlara teşvikler olarak geri döndü…

ÜÇÜNCÜ BİR SEÇENEK MÜMKÜN

Gelelim meselemize… Kıdem tazminatı fonunun öyle olmayacağının garantisini kim verebilir? Hükümette dâhil kimse veremez! Çıkarları gereği patron sınıfına yani kendi sınıfına yarayacak hamleler yapacak/yapmak da olan iktidar, bu fonu da “patronların kıdem tazminatı yükü azalsın” diyerek başlatıyor… Peki ya işçilerin hak gaspları ne olacak? Bunu düşünen yok! Elbette her parti kendi sınıfına hizmet ediyor! Öte yandan genç işçileri de “Devlet güvencesi daha mı iyi olur?”, “İşimiz patrona kalırsa, yandık!” gibi iki düşünceye sıkıştırmak istiyorlar. Üçüncü bir seçenek mümkün!

Bütün bu tartışmalar kapsamında işçilerin başta iş güvencesi olmak üzere, “alacağı” kıdem hakkında ciddi kayıplar yaşanacak… Örneğin,

- Haksız yere işten atılınca işe iade davası açabilen kısmi de olsa ‘iyi olan’ bu hak işçilerin elinden alınmış olacak.

- İşçiler çalıştığı zaman prim yatacak ve yattığı kadar kıdem alacak.

- İşçiler fonda biriken parayı 15 yıl çalıştıktan sonra kullanabilecek.

- Kıdeminin tamamını alabilmesi için ise emekli olması gerekecek.

İŞÇİ-ÖĞRENCİ DEMEDEN KARŞI ÇIKMALIYIZ

Kısa bir geçmişe gidecek olursak, metal direnişinde başlayan, sendikalaşma faaliyetlerinde, ek zam talebinde ve sözleşmelerdeki hak arama mücadelelerinde genç işçilerin çoğunlukla en ön saflarda ve “geri basmayan” bir tutumunun olduğunu biliyoruz. Patrona güvenin olmadığını fakat “devlet güvencesi”nin de havada kalacağını alternatiflerin neler olacağını bulmada zorluk çekildiğini de söylemek yanlış olmayacaktır… Göz boyayanlara karşı, ısrarla doğru olanı anlatmaya devam edeceğiz!

Kıdem tazminatını fona devri konusunda, işçilerin içeriğe dair detaylı bir bilgisinin olmaması da bu kafa karşılılığına sebebiyet veriyor. Hükümet, “İşçilerin % 75’i kıdem tazminatını alamıyor. Fon herkes için yararlı olacak” diyor. Bu söyleme kısa zaman önce ihbar hakkı verilmeden işten çıkarılan bir metal işçisi arkadaşım şöyle cevap veriyor: “Hükümet 15 yıldır iktidar da değil miydi? İşçilerin yararına çözecek olsa çoktan çözmüş olurdu. Niye çözmedi? Paraya ihtiyaç var. Demek ki bu fon yağmalanacak. Hak gaspları olacak. Yine işçinin sırtından geçinilecek. Bu fona işçi, öğrenci demeden var gücümüzle karşı çıkmalıyız!”

FONSUZ ÇÖZÜM MÜMKÜN MÜ?

Elbette! Patronlara “kâbus” olduğunu düşünen iktidar, işçilerin hakkını vermeyen, haksız yere işten çıkartan patronlara ağır ceza ve yaptırımlarda bulunabilir. İflas durumunda bile işçi alacakları yasal anlamda da birinci sıraya yükseltilebilir. Belli süre aynı fabrika da çalışan işçiye istifa halinde kayıp olmadan tazminat ödenenebilir. Patronların tazminatsız işçi çıkarma koşulları ağırlaştırılabilir. “Yasa dışı grev” gerekçesi ile tazminatsız çıkış verilmesi yasaklanabilir. Bir yıl koşulu kaldırılıp bir yıldan az çalışan işçi de hakkını alabilir

ÖNCEKİ HABER

TMMOB Yasası değişiyor

SONRAKİ HABER

Şimdi bir de Katar'a mı gideceğiz?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...