18 Haziran 2017 13:22

TMMOB Yasası değişiyor

Madenlerde iş cinayetlerinin daha da artması, zeytin ağaçlarının daha çok sökülmesi, kentlerin talana açılması daha da kaçınılmaz olacak.

Paylaş

Mahmut Sezgin MEMİŞ

İTÜ

 

1933 yılında İstanbul Üniversitesi’nin kurulması ile 1944 yılına kadar İÜ çatısı altında sürdürülen mühendislik eğitimi İTÜ’nün kurulması ile kurumsallaştı. Türkiye’de 1950 yılına kadar bu okullardan ve yurt dışından mezun olanlarla sürdürülen mühendislik, mimarlık hizmetleri daha çok kamu istihdamına dayalı olarak sürdürülüyordu. İkinci Dünya Savaşı sonrasında iç tüketimi artırmaya ve ihtiyacı özel sektör eliyle karşılamayı hedefleyen yapılanma değişikliği ile birlikte, gerek mühendis mimar yetiştiren bölümlerin sayısı artırılmıştır gerekse kamu hizmetlerinin “müteahhitler” aracılığıyla yapılmasının önü açılarak sermaye birikim süreci hızlandırılmıştır. 1954 yılında toplumu bütün sosyal sınıfların bir arada, kardeşçe, uyumlu, sınıfsız, imtiyazsız, kaynaşmış, uyumlu bir birliği şeklinde gören “korporatif” bir anlayışla Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) kuruldu. 1955 sonrası kurulan mühendislik-mimarlık eğitimi veren bölümlerin (Karadeniz Teknik, Ege, ODTÜ) verdiği mezunlar ile sayısı hızla artan mühendis ve mimarlar, yedek işgücü ordusuna bir bir dâhil olmaya başlamışlardır.

1969 yılında ise kamuda çalışan mühendis ve mimarların ayrıcalıklı konumunu ortadan kaldıran yasal düzenleme ve toplumsal muhalefetin yükselişinin mühendisler ve mimarlar arasında yarattığı etki ile TMMOB kamu çıkarlarını temel alan politika üretimine başlamıştır. TMMOB örgütsel bağımsızlığını her koşulda korumaya, gücünü sadece üyesi olan mühendis, mimar ve şehir plancıların ile birlikte bilimsel çalışmalardan almaya devam etmiştir.

1954’TEN GÜNÜMÜZDEKİ TMMOB’A DAİR

16 Nisan Referandumu Türkiye’nin anayasal ve siyasal düzenini köklü bir biçimde değiştirerek tek bir kişinin devlet yönetimini ve ekonomi üzerinde sınırsız hâkimiyetini kurmasını hedefledi. TMMOB referandum sürecini ve hedeflenen değişiklikleri en başından itibaren bütün yönleriyle değerlendirmiş; yaptığı açıklamalar, semt çalışmaları, yayımladığı bildiriler ile meslektaşlarını ve halkı bilgilendirmiş ve “hayır”ı büyütmüştür. Ne tesadüftür ki şimdi anayasa değişikliği için uyum yasalarına TMMOB Yasası da eklendi. Geçen hafta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı TMMOB Yasası değişikliği ile ilgili görüş almak üzere kamu kurumlarına bir taslak gönderdi. Taslağa göre mesleki denetim yetkisi TMMOB ve diğer meslek odalarının elinden alınacak.

DEĞİŞİKLİK NEYİ ÖNGÖRÜYOR?

Madde 2, “Birlik ve organları kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar, meslek mensuplarının ürettikleri harita, plan, etüt, proje ve benzer işler ile ilgili olarak vize, onay veya başka adlar altında içerik bakımından herhangi bir denetim yapamazlar, meslek disiplinini sağlamaya yönelik denetim yapılması halinde üyelerine herhangi bir mali yükümlülük getiremezler.” şeklinde değiştiriliyor. Böylelikle TMMOB üyelerinin mesleki açıdan denetim yetkisi ortadan kaldırılmış oluyor. Yapılacak değişiklerle harita, plan, etüt, proje gibi mühendislik, mimarlık hizmetlerini mesleki denetime yetkisi olan TMMOB devre dışı bırakılmış olacak. Madenlerde iş cinayetlerinin daha da artması, zeytin ağaçlarının daha çok sökülmesi, kentlerin talana açılması daha da kaçınılmaz olacak.

Değişik yapılması planan bir diğer madde ise dördüncü madde. Önerilen değişiklikte üyelerin seçtiği gelen organlar “amaçları dışında faaliyet gösterildiği” gerekçesiyle ilgili Bakanlığın veya Cumhuriyet Başsavcılığınca görevden alınabilecek.  Beşinci maddede ise TMMOB Yönetim Kurulu adaylığı TMMOB Genel Kurulu’na bırakılıyor. Genel Kurul delegesi olan herkes Yönetim Kurulu adayı olabiliyor. Gelecek olan değişiklikle odalar kendi temsilcilerini seçemeyecekler.

MESLEK ÖRGÜTLERİMİZİN ÖNEMİ

TMMOB Maden Mühendisleri Odası  2010 yılında “Madencilikte Yaşanan İş Kazaları Raporu” hazırlamıştı. Soma’da yaşanan 301 madencinin ölümü öncesinde onlarca rapor ve çalışmayla uyarılar yapılmıştı. Raporda başta kömür madenlerinde tek tek tespit edilen eksiklikler ve acilen yapılması gereken öneriler en ince teknik detaylarına kadar yer almaktaydı. Ancak madenlerdeki ölümlerin kader olmadığını ortaya koyan rapordaki tüm bu uyarılar, devlet ve özel sektör yetkilileri tarafından dikkate alınmamıştı.

ÖNCEKİ HABER

Devrin ve devrimin sanatı

SONRAKİ HABER

Kıdem tazminatı fona devrine var gücümüzle karşı çıkalım

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...