Düşünmek Lazım'da felsefe sohbetimiz devam ediyor
Prof. Dr. Ahmet Arslan’la söyleşimizde bu hafta 'İnsanlar neden ve ne zaman özgürlük ister?' sorusunun yanıtını arıyoruz.
Bu bölümde ilk olarak, insanların özgürlük talebi ele alınıyor.
İnsanların acı çeke çeke, acı çektirile, çektirile, bedel ödeyerek bazı şeylerin farkına vardığını ifade eden Arslan, “13. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar Avrupa’nın tarihi sadece ticaret, İtalyan şehir devletleri, merkantilizm, kapitalizm ve sanayileşmenin tarihi değildir. Aynı zamanda kilise ile devletle, özgür düşüncenin taraftarları, bilim adamları farklı dinler ile protestanların özgürlükleri arasındaki savaşın tarihidir. 19 yüzyıla gelinceye kadar bu savaşı verdikleri için -ki bu savaşın her alanda temsilcileri var, kendi alanımla ilgili olarak söylersem Galile, Spinoza, Walter gibi isimleri sayabilirim. 600 yıl boyunca iki güç, çok genel konuşursam, muhafazakâr, tutucu güçlerle ilerici özgürlükçü, serbest düşünceci güçler arasında savaş verilmiş. İnsanlar yakılmış, Martin Luther’ler çıkmış. Ancak 19. yüzyıla gelince şu an bizim için de değerli olan bir takım kavram ve kurumlar icat edilmiş. Demokrasi, insan hakları, hoşgörü vb. mücadele edilerek ve bedeli ödenerek kazanılmış” dedi.
Bireysel ve özel durumlardan yola çıkılarak bir yapı oluşturulamayacağını belirten Arslan, “Türkiye’den bir Newton çıkmasının zemini var mı, yok. Bizim ne devletimizde, ne dinimizde, ne ailemizde, ne okumuzda en basitinden, özgürlüğün, bireyselliğin, farklılığın bir değer olarak kabul edilmesi söz konusu değil. Özgür olmak demek farklı olmak demek” dedi.
“Birlik” kavramına da değinen, Arslan, bütün geleneksel toplumların birliğe çok önem verdiğini belirterek, “Bir ve aynı türden varlıklardan meydana gelen bir şey devlet olmaz. Devlet çeşitlilik üzerine kuruludur” dedi. (Evrensel Web TV)
Evrensel'i Takip Et