İstanbul 1 Mayıs’ta da ‘Tek adama hayır’ dedi
İskender Bayhan İstanbul Bakırköy'de düzenlenen 1 Mayıs mitingi ile ilgili izlenimlerini yazdı.

Türkiye’nin günlük hayatının en kalabalık, canlı ve yoğun aktığı şehrinin 1 Mayıs günü kalbi Bakırköy-Bahçelievler etrafında atıyordu. Şehrin bu bölgesi olağan günlerde de kalabalık ve hareketli olan yerlerden birisidir. Ancak bu kez başka bir kalabalık ve canlılık yaşanıyordu. Çünkü işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olan 1 Mayıs’ın ülke genelindeki en kalabalık mitingine ev sahipliği yapıyordu Bakırköy Halk Pazarı.
Miting güvenliği adına yapılan ama esas olarak huzursuzluk, gerilim ve güvensizlik yaymaya hizmet eden yoğun polisiye önlemlerle çevrilmiş durumdaydı miting alanının yakın çevresi. Miting alanına girişleri zorlaştıran bu polis ablukasının da etkisiyle miting güzergahındaki bütün bağlantı yollarında gidiş-geliş insan kalabalığı sabahtan akşama saatlerce sürüp gidiyordu…
Mitingin ana yürüyüş kolu İncirli’den Bakırköy merkeze giden cadde üzerinde toplanıyordu. Mitinge katılmak için yollara çıkanların coşkusu daha metrobüs duraklarından başlıyor ve kendini gösteriyordu. Bakırköy Halk Pazarı’nın miting alanı olarak kullanılmaya başlamasından bu yana, geçen yılın 1 Mayıs mitingi de dahil tanık olduğum 6-7 mitingin en kalabalık ve coşkulu olanı bu 1 Mayıs mitingiydi. Tanıdık, tanımadık mitingi izleyen birçok kişiye yönelttiğimiz “Katılımın ne kadar olduğu” sorusuna aldığımız genel yanıt da geçen yılın iki katı şeklindeydi. Geçen yılda daha gerilimli bir ortamın olduğu bu yıl ise coşkunun ve katılımın daha fazla olduğu yine genel değerlendirmeler arasındaydı.
Alfabetik sıraya göre yazarsak, CHP, EMEP, Haziran Hareketi, HDP ve TKP başta olmak üzere siyasi parti, örgüt ve çevrelerin ana gövdesini oluşturduğu kitlesel bir katılım vardı. Referandum sürecinin canlılığının ve politik yoğunluğunun 1 Mayıs mitingine taşındığı her açıdan gözlemleniyordu.
TALEPLERİN YANSIMASI
Bütün kortejlere hakim olan slogan ve çağrılar esas olarak referandumun devamını içeriyordu. Tek adam tek parti diktatörlüğüne, başkanlığa, YSK’nin seçim yolsuzluğuna, başta oyların çalınması olmak üzere her tür hırsızlığa karşı “hayır” tepkisi mitinge katılan her partinin ve çevrenin kortejinden yükselen seslerin başında geliyordu.
Ancak, işçilerin, emekçilerin acil ekonomik ve sosyal taleplerinin pankartlara, dövizlere ve sloganlara yansıması açısından aynı şeyi söylemek ise mümkün değildi. Bu içerikteki talep ve sloganları daha çok, sınırlı katılımları olan sendikalar, emek örgütleri ve Emek Partisinin kortejlerinde görmek mümkündü.
ENTERNASYONAL DAYANIŞMA
1 Mayıs’ın önemli değerlerinden ve anlamlarından birisi de onun enternasyonal karakteridir. Ait olduğu sınıfın nesnel gerçekliğinin ve onun dünya görüşünün vazgeçilmez bir dışavurumudur bu.
Ay-yıldızlı bayraklarla sarı, yeşil, kırmızı bayrakları-flamaları bir arada görebildiğimiz yürüyüş kortejleri ve miting alanı fotoğrafını büyük oranda sadece 1 Mayıs mitinglerinde görebiliriz. Türkçe, Kürtçe konuşmalar, sloganlar, halaylarla, az da olsa taşınan Arapça, Ermenice, Çerkesçe pankart ve dövizleri de buna eklemek gerekir. Hatta bizim göremediğimiz başka dillerde ki pankart-dövizler de olabilir.
Bütün bu tablo, farklı milliyetlerden işçilerin, emekçilerin, kadınların ve gençlerin, rahatlık ve güven duygusu içerisinde 1 Mayıs’ın kızıl bayrağının enternasyonal şemsiyesi altında buluşabildiğini gösteriyor.
SENDİKALARIN VE İŞÇİLERİN KATILIMI
Çok şey söylenebilir bu 1 Mayıs izlenimi için ama biz son olarak İstanbul 1 Mayısı’nın yıllardır süren bir zayıflığına işaret ederek bitirelim.
İşçi ve kamu emekçileri sendikalarının, emek örgütlerinin İstanbul 1 Mayısı’na katılımında ki zayıflık bu yıl da devam ediyordu. Kamu emekçileri sendikalarının kortejlerinde “Biz buradayız” direngenliğiyle yürüyen az sayıdaki ileri, mücadeleci kamu emekçileri vardı. Belki biz tanıdığımız için öyle gelmiş de olabilir ama sanki bu katılımı da esas olarak Emek Hareketi’nin sorumlu tutumu oluşturuyordu. İşçi sendikaları açısından ise birkaç yüz kişilik Genel-İş ve 100-150 kişilik Lastik-İş korteji dikkat çekiyordu. Türk-İş’e bağlı sendikalar açısından ise TGS dışında bir pankart yoktu.
Elbette katılan parti ve örgütlerin kortejleri de genç-yaşlı, kadın-erkek işçi ve emekçilerden oluşuyor. Ama açık ki İstanbul 1 Mayısları güçlü sendikalarını ve bir sınıf olarak birleşip alanlara çıkan işçilerinin eksikliğini her geçen yıl biraz daha fazla hissettiriyor.
Evrensel'i Takip Et