16 Nisan 2017 02:58

Attila İlhan şiiri üzerine düşünceler

İsmail Afacan, Attila İlhan şiirinin geçirdiği evreleri ve öne çıkan noktalarını yazdı.

Paylaş

İsmail AFACAN

Attila İlhan deyince akla ilk gelen şey aşk şiirleridir. Çok güzel aşk şiirleri yazdığı doğrudur ama şiiri aşk şiirlerinden ibaret değildir. Bu algı Attila İlhan şiirine yaklaşımdaki sığlığı gösterir. Tıpkı Can Yücel şiirinin küfürden ibaret olduğunu düşünmek gibi. O halde Attila İlhan’ın şiir mutfağına kısa bir yolculukta yarar var. 

***

Attila İlhan şiirsel gelişimini iki döneme ayırabiliriz. Birinci dönemi kendi tabiriyle “inek toplumculuğu” diye nitelendirdiği “toplumcu gerçekçi”lik dönemidir. Diğeri ise 50’li yılların başında Paris’e gidip geldikten sonra savunmaya başladığı Sosyal Realizm’dir(Toplumsal Gerçekçilik). İlk kitabı “Duvar” dışındaki tüm şiirlerinde Sosyal Realizm akımı çerçevesinde vermiştir. Attila İlhan’da, bu kuram Kemalist düşünceyle sosyalist mücadelenin harmanlanmasıyla şekillenmiştir. 

***

Attila İlhan şiirinde Kurtuluş Savaşı’nın özel bir yeri vardır. Kurtuluş Savaşı temalı şiirlerinde Kuvayı Milliye ruhu ve mücadelesi ön plandadır. Çünkü şair, çocukluk döneminde yeni kurulan Cumhuriyet’e tanıklık etmiştir. Kurtuluş Savaşında sergilenen kahramanlık hikayelerini, çevresindeki canlı tanıklarından dinlemiştir. Özellikle “Duvar”, “Ben sana mecburum” ve “Kimi sevsem sensin” kitaplarında Kurtuluş Savaşı kahramanlarının hikayelerini anlatan birçok şiir kaleme almıştır. 

***

Attila İlhan şiirinde gerilimli bir hava hakimdir ve yarattığı karakterler bunalımlıdır. Genel olarak bireyin, özel olarak devrimci bireyin psikolojisine odaklanır. Toplumcu Gerçekçi şiirdeki militan ve idealize bireyden farklıdır. Attila İlhan’ın şiirindeki devrimci karakterlerin korkuları vardır ama korkak değildir. Özellikle 12 Mart dönemini anlattığı “Tutuklunun günlüğü” ve 12 Eylül dönemini anlattığı “Korkunun krallığı” kitaplarında devrimci bireyin psikolojisine sık sık odaklanmıştır.

***

Attila İlhan şiirinde aşk teması oldukça önemlidir. Bu aşk şiirlerinin öznesi hayali kadınlardır. Vapurda ya da sokakta karşılaştığı… “Ne kadınlar sevdim zaten yoktular” ya da “Hiç kimse misin bilmem ki nesin” dediği kadınlardır. Hayal ile gerçeğin iç içe geçtiği. Karşılıksız ve ulaşılmaz aşklardır. Kentlidir. Bu aşk şiirlerinin dikkat çeken en önemli özelliği ise modern mısra-ı bercesteler üzerine kurulmasıdır. “Ben sana mecburum bilemezsin”, “Aysel git başımdan ben sana göre değilim”, “Vurdun kanıma girdin itirazım var”, “Belki gelmem gelemem beş dakika bekle git”, “Çünkü ayrılık da sevdaya dahil/ çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili”, “Kimi sevsem sensin/ hayret” gibi çarpıcı dizeler üzerine örgütlenmesidir.

***

Attila İlhan şiirinde geçen en önemli kentler İzmir, İstanbul ve Paris’tir. Bu üç kenti karşılaştırdığımızda; Attila İlhan’ın en güzel şiirleri İstanbul’a yazdığı kanısındayım. Attila İlhan’ın; şiirsel başkenti İstanbul, düşünsel başkentiyse İzmir’dir. Attila İlhan şiiri ise, düşünsel ve şiirsel başkentlerinin toplamıdır. Ve üzerine bolca Paris…

ÖNCEKİ HABER

Alaska, Frigo, örgütlenme

SONRAKİ HABER

Buraya bir silkintiotu

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...