16 Nisan 2017 00:33

Fransız Guyanası halkı niye bu kadar öfkeli?

Rosane FAYET
Equal Times

Güney Amerika’da bulunan Fransız Guyanası’nın Cayenne ve Saint Laurent du Maroni kentlerinde 28 Mart’ta 20 bini aşkın kişi, Fransız topraklarındaki tüm sorunları protesto etmek için toplandı. Göstericiler arasında Guyanalıları olumsuz etkileyen güvenlik sorununu ve şiddeti kınayan Suça Karşı 500 Kardeşler isimli grubun üyeleri de vardı. 

Birkaç haftadır Güney Amerika’daki tek Fransız toprağı olan Fransız Guyanası, tarihindeki en büyük krizle karşı karşıya: Otoyollar kapatıldı, okullara gidilmedi, çeşitli sektörlerde grevler gerçekleştirildi ve kentlerde tarihi mitingler yapıldı. Fransız hükümeti daha sert hale gelmeye hazır göstericilerin taleplerini yanıtlamaya çalışırken öfke gittikçe derinleşiyor. 

Birçok Fransız bu devasa (Fransa’nın en büyük ikinci bölgesi) ama nüfusu az (250 bin) bölgeyi, bugünlerde toplumsal hareketlerle sarsılmış olan Avrupa uzay endüstrisinin gözbebeği Ariane roketinin konuşlandırıldığı bölge olarak biliyor. Guyanalılar, Fransız Guyanası kalkmadıkça Ariane kalkmayacak, diye şarkı mırıldanıyorlar. Pou Langwiyann dekole (Creol dilinde ‘Guyana kalksın’) gösterilerin başında olan, görevi uzun talep listesini hükümete vermek olan grubun adı. 

SOSYAL VE EKONOMİK SORUNLAR

Göstericilere göre Guyanalıların öfkesi Fransa’nın ihmal ettiği birçok sağlık, ekonomi, eğitim ve çevre sorununun sonucu. Bunun yanı sıra ülkedeki güven sorunu ve şiddete karşı da protestolar gerçekleşiyor. 

2016 sonunda Guyana tatsız bir rekora imza attı: 250 bin kişi arasında, birçoğu toplumu oldukça sarsan 42 cinayet ile Fransa’nın en ölümcül bölgesi oldu.  Suça karşı “500 Kardeşler” grubunun sözcülerinden Mikaël Mancèe, “Cinayetlere, saldırılara boğulduk. Kadınlarımız ve çocuklarımız korktu! Yönümüzü korkuya doğru çevirmeliyiz.” diye haykırıyor.

HALK SAĞLIĞI KRİZİ

Halkın öfkesi ve hisleri 2016 ağustosunda Cayenne’deki bir hastanede yatan bir hastanın yatağının tutuşması üzerine ölmesiyle alevlendi. Bu hastanın ölümünden sonra haziran ve ağustos ayları arasında dört prematüre bebeğin de aynı hastanede öldüğü ortaya çıktı. Bunlar ilk değil. Uzun yıllar boyunca hastane güvenlik eksikliği, çalışan yetersizliği, maddi yetersizlikler ve 400 milyon avroluk bütçe açığı nedeniyle halk ve sendikalar eleştiriyor

Halk sağlığı krizi ve Cayenne’deki hastanelerin yetersizliği Guyana’nın geri kalanını da etkiliyor ve sağlığın bir probleme dönüşmesine neden oluyor. 

Başkent dışında yaşayanlar için hastanelere ulaşmak oldukça zor; birkaç günlerini alabiliyor. Guyana Yerli Örgütler Federasyonu (FOAG) Başkanı Jean Philippe Cambrier, “Doğum yapmak için Camopi’de bir kadın, bir pirogue (Bataklıklarda kullanılan düz tabanlı bir kayık türü) alıp Cayenne’ye doğru yol almak zorundadır. Bebeğin doğumundan en az bir ay önce başkente gelen kadın, bu süre zarfında Cayenne’de yalnızdır” diyor. 

‘AVRUPALILAR GELMEDEN ÖNCE DE BURADAYDIK’

Eğitim de ciddi sıkıntılar içeriyor. Guyana Eğitim İşçileri Sendikası Sekreteri Vincent Touchaleaume. “Durum felaket. Acil bir plana ihtiyacımız var” diyor. 

Aynı sendikada bir aktivist ve öğretmen olan Bruno Niederkorn, “Acilen 5 ortaokul, 10 kolej ve 500 ilkokula ihtiyacımız var” diye ekliyor. Herkes daha iyi bir eğitim ve Guyanalı çocukların ihtiyaçlarına daha iyi karşılık veren bir eğitim sistemi için kampanyalar düzenliyor. Fransa Cumhuriyeti’nin çocukların yerel dillerini tanımayan ve Avrupa tarihini dayatan eğitim programı, Guyanalı çocukları yabancılaştırıyor. 

Bu eğitim programı Fransız Guyanası’nın ilk sakinleri olan Amerika yerlilerinin torunları için de bir kimlik sorununa neden oluyor. 

Anne Marie Chambrier, “Tarihimizi yeniden ele almalı ve onu genç kuşaklara aktarmalıyız. Tarih Fransız sömürgeciliğiyle başlamadı. Avrupalılar gelmeden önce de bu topraklardaydık ve toplumsal, politik ve kültürel olarak vardık” diyor. 

OKULA DEVAM ETMEK ZOR

Çoğunluğu Atlantik kıyılarının kuzeyinde yaşayan yerli halk, altyapı eksikliğinden nüfusun geri kalanından üç kat daha fazla etkileniyor. 

Ülkenin geri kalan kısmı sadece orman. Güney ve iç kısımlardaki bu uzak bölgelerde bulunan birkaç okul, kıyı bölgelerindeki okullardan çok daha harap durumda ve öğretmenler eğitimi sağlamak için gerekli olan en temel araçlardan yoksunlar. Öğrenciler eğitimlerine devam edebilmek için genellikle dehşet verici bir şekilde kötü muamele gördükleri, ailelerinden ve kültürlerinden uzak kaldıkları kıyılardaki okullara gitmektedirler. Durum o kadar vahim ki, bazıları okuldan ayrılmaya, fuhşa, uyuşturucu kaçakçılığına ya da intihara yöneliyor.

28 Mart’ta 15 bin kişiyle birlikte Cayenne sokaklarındaki eyleme katılan 31 yaşındaki Lydia, “Guayana Fransa’nın geri kalanından 30 yıl geri bırakılmış durumda. Bu sona ermeli! On yıllardar uyardığımız sosyal patlama işte şimdi gerçek oluyor!” 

Fransız Guyanası ekonomisi kayıp bacakları üzerinde yükseliyor ve Güney Amerika’daki bölgenin gerçekleriyle Avrupa standartlarıyla başetmeye çalışıyor. Örneğin, büyük komşusu Brezilya’dan doğrudan ham madde ithal etmesi imkansız. Komşusu Surinam’dan yarı fiyatına alabilecek olmasına rağmen aynı durum petrol için de geçerli. Köylüler ve balıkçılar en çok mağdur olanlar. Genç bir köylü grubunun lideri olan Jean-Hubert François, bir gösteri sırasında öfkeli arkadaşlarıyla birlikte belediye binasına sıvı gübre sıkarken “Bizi öldürüyorlar, ipin ucunda biz varız!” diyor. 

İŞSİZLİK YÜZDE 23 

Bütün bu faktörler Guyanalılar için yaşam maliyetini arttırdı. Bölgenin yarısı yoksulluk sınırının altında yaşarken, temel gıda gideri Fransa’ya kıyasla yüzde 45 daha fazla.

Bunun yanında işsizlik oranı Fransa’nın en yükseği. Guyana İşçi Sendikası Genel Sekreteri Jean-Marc Chemin, “Nüfusun yüzde 23’ü işsiz ve bunun yüzde 44’ü 24 yaşın altında. Krizin bu kadar büyük olmamasını nasıl bekleyebilirsiniz ki?” diyor.

Bundan dolayı kıtanın dört bir yanından gelen göçmenlere hiç iyi gözle bakılmıyor. Çünkü bu göçmenler balıkçılık ve altın sektöründe yasa dışı olarak çalıştırılıyorlar. Altın için yapılan bu yasa dışı istihdam uzun süredir biliniyor ancak yetkililer etkili bir çözüm bulmak için çaba sarf etmiyor. Sivil toplum örgütü WWF’ye göre yılda 10 ila 12 ton altın çıkarılırken, resmi olarak ilan edilen üretim 1-2  ton arasında. 

Bu felaketlerin neden olduğu sermaye kaçışının yanı sıra, ciddi bir çevresel kriz de mevcut, bütün bunlar, Guyanalıların hissettiği terkedilmişlik duygusu ve Fransız yönetimine karşı protesto kararlılığı ile birleşmiş durumda. 

(Çeviren: Mesrure Kulya)

Evrensel'i Takip Et