12 Nisan 2017 14:00

Zaman yazarı olmayan Orhan Kemal Cengiz de iddianamede

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan Zaman Gazetesi iddianamesinde, Zaman yazarı olmayan Orhan Kemal Cengiz de bulunuyor.

Paylaş

AKP döneminde görülen siyasi davaların iddianamelerin birçoğunda rastlanan özellikler, Zaman iddianamesinde de dikkati çekiyor. Zaman Gazetesi, iddianamede yaptığı yayınlarla algı operasyonu yapmakla suçlanıyor. İddianamede, ağırlaştırılmış müebbetle suçlanan bazı Zaman Gazetesi yazarlarının yazdıkları yazılar, sadece başlıkları ile “suç” olarak dosyada yer alıyor. İddianamede Zaman Gazetesi yazarı olmayan Orhan Kemal Cengiz’in herhangi bir yazısından da bahsedilmeden hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
İddianamenin girişinde, Zaman Gazetesi’ne atıfta bulunulan MİT Tırları olayı ve 17/25 Aralık operasyonları ile ilgili manşet ve sosyal medya hesaplarında suç işledikleri gerekçesiyle adları geçenlerin hiçbiri soruşturmada şüpheli olarak yer almıyor.
Zaman Gazetesi yazarları ise gazetede yayımlanan yazıları nedeniyle “algı mühendisliği” yapmakla suçlanıyorlar. Yazarlarının bir çoğunun, yazı içeriklerinde nelerin suç olduğu ifade edilmeden sadece yazı başlıklarına yer verilmiş. 

İÇERİK YOK BAŞLIKLAR VAR

Zaman Gazetesi köşe yazarlarının 17/25 Aralık sürecinde yazdıkları yazıların iddianameye özel olarak dahil edildiği dikkati çekiyor. Ancak yazarların yazılarının sadece başlığı veriliyor. Ahmet Turan Alkan “Doğrular Eğriler”; Ali Bulaç “Kollektif Ceza”; Nuriye Akman, “Yolsuzluklar Nasıl Önlenir”; Mümtazer Türköne “Yargı Başbakanın Siyasi Rakibi mi?”; İhsan Dağı, “Peki Vatandaş Ne Diyor” “Bir Rüyamız Vardı Ne Oldu Ona” yazılarından bahsediliyor. Bu yazıların içeriğinde neler var, neler söyleniyor, nasıl bir algı mühendisliği yapılıyor bu konuda yorum ve değerlendirmeler yok. Zaman Gazetesi’nin arşivi silindiği için bu yazıların içeriği de bilinmiyor.

YAZILARDAN YAPILAN ALINTILAR

Yazarların bazılarının yazılarındaki cümlelerden alıntı yapılarak, suçlama yöneltilmiş. Şahin Alpay, Mümtazer Türköne ve Lale Kemal için öne sürülen suçlamalar şöyle:

Şahin Alpay’ın bir yazısı için “Şahin Alpay, gerçekleri çarpıtarak, Erdoğan’ın cemaate karşı saldırıya geçtiğini ve Emniyet’te yapılan atamalar ile Adli Kolluk Yönetmeliği’nin değiştirilmesini Cumhuriyet tarihinin belki en büyük yolsuzluk soruşturmasının hükümet tarafından örtbas edilmeye çalışıldığı izlenimi doğurmakla” suçlanıyor. 

Mümtazer Türköne, “Recep Tayyip Erdoğan’ın kaybettiği savaşı sürdür(düğünü) ve (FETÖ-PDY) ile girdiği savaşı kaybettiğini” ileri sürerek FETÖ-PDY’nin amacı doğrultusunda tavır geliştirmekle suçlanıyor.

Lale Kemal, Zaman gazetesinde, 18 Ocak 2014 tarihinde yer alan, “…Vatandaşın halen görüşünden, inanışından dolayı fişlendiği korkusunu yaşamasını tehlikeli buluyorum… Bu ancak eski komünist ülkelerde az gelişmiş diktatörlüğün olduğu ülkelerde yapılır…” ifadelerinin yer aldığı yazısı için “algıyı derinleştirmeyi hedeflemekle” suçlanıyor. 

Ali Bulaç’a yönelik suçlama ise şöyle:

18 Ocak 2014 tarihli Zaman gazetesindeki “…Suriye hükümeti, Türkiye’yi iç savaş çıkartan örgütlere yardım suçlamasıyla şikayet ediyor. Bu şikayeti sakın hafife almayın…” yazısına atıfta bulunulan iddianamede, “Aynı tarihli Zaman gazetesi “MİT’ten skandal talimat, tüm dini grupları izleyin” manşeti ile çıkmış, ancak haberin içeriğine bakıldığında “PDY’nin birinci derecede hedef önceliğinde izleneceği” net bir şekilde görülmüş, dolayısıyla haber kendi kendisi ile çelişerek başlığını tekzip etmişti. Böylece Zaman, bir sonraki gün MİT tırlarına yapılacak operasyon öncesinde MİT’i hedef gösteriyordu.”  

DARBE ÇAĞRISI

Yazıların bir çoğunun sadece başlıkları veriliyor ama Savcı, iddianamede, bu yazıların cımbızlanmadığını öne sürerek, yazarlara şu suçlamaları getiriyor:
“Köşe yazarlarının; yazı başlıklarının ve yazılarından seçilen kısımların cımbızla çekilip alınmadığı, konjonktürel ve tarihi perspektifle bakıldığında bu yazılardaki ifadelerin “mecaz” ya da metafor olarak izah edilemeyeceği, genel olarak operasyonların ve yargı sürecinin devam ettiği dönemlerde kaleme alınan yazılarda Hükümete sadece muhalefet yapılmadığı veya eleştiri yöneltilmediği” öne sürülüyor.
İddianamede, “Görünürde suç unsuruna rastlanılmasa dahi basın ve ifade özgürlüğünün sınırlarını aşarak devlet yetkililerinin ve kurumlarının haklarını ihlal niteliğinde ifadeler kullandıkları ya da ön hazırlık niteliğinde yazılar yazdıkları” değerlendirmesi yapılıyor.
Yazarlar için “askeri darbe çağrısında bulunmaktan” bahsediliyor. Bu kapsamda Ali Bulaç ve Mümtazer Türköne’nin yazılarından bahsediliyor. Ama tüm yazarlar “askeri darbe çağrısı yapmakla” suçlanıyor. Savcı bu suçlamayla tüm yazarların ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını istiyor.

YAZAR DA DEĞİL YAZISI DA YOK AMA İDDİANAMEDE ADI VAR

Hukukçu Yazar Orhan Kemal Cengiz Zaman Gazetesi yazarı olmadığı halde iddianamede şüpheliler arasında yer alıyor. Dahası Orhan Kemal Cengiz’in kaleme aldığı hiçbir yazıya başlık olarak dahi atıfta bulunmayan iddianamede, Cengiz’in de ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

SUÇLAMALAR …

İddianamenin en ilginç bölümü ise Zaman Gazetesi’ne yönelik somut suçlamaların yöneltildiği bölüm. Zaman Gazetesi’ne dair öne sürülen suçlamalarda Emre Uslu, Mehmet Baransu, Önder Aytaç’ın yazı ve sosyal medya mesajlarına yer veriliyor. Ancak bu isimlerden hiçbiri davanın şüphelilerinden değil. Zaman Gazetesi’nin eylem ve suçları iddianamede, özetle şöyle anlatılıyor:

MİT TIRLARI HABERLERİ: “Kamuoyunda MİT Tırlarının Durdurulması hadisesi olarak bilinen operasyon ile ilgili detaylar ve hakikatler FETÖ-PDY’nin emelleri uğruna, ülke menfaatleri ve güvenliğini nasıl tehdit ettiğine ve hiçe saydığına delalettir” denilen iddianamede, bu suçlama altında Emre Uslu’nun Taraf Gazetesi’nde yayımlanan yazıları, Ekrem Dumanlı’nın Zaman Gazetesi’nde yayımlanan yazıları ile Samanyolu Televizyonunda yayınlanan Şefkat Tepe dizisinde algı operasyonu yapılmaya çalışıldığı belirtildi. (Bu bölümde suç unsuru olarak ortaya konan yazı ve dizilerin sorumlusu olarak gösterilen Emre Uslu, Ekrem Dumanlı ve Hayrettin Karaca, soruşturmanın şüphelileri arasında yer almıyor; soruşturmanın şüphelilerinin isimleri bu bölümde geçmiyor.) 

CUMHURİYET GAZETESİ: İddianamede, Cumhuriyet, Aydınlık ve Radikal gazetelerinden de bahsediliyor. “FETÖ-PDY, yaptığı/yapacağı eylemlerin suç olduğunun farkında olduğu için genel olarak Hükümete muhalif çevreler aracılığıyla sansasyon yaratmayı hedefleyecektir. Bu uğurda FETÖ-PDY medyasının, yıllardır sözde yayın politikalarına, ideoloji ve görüşlerine karşı olduğu Cumhuriyet, Radikal ve Aydınlık gazeteleri dahil olmak üzere diğer medya kuruluşları ile dirsek temasına geçtiği anlaşılmaktadır” deniyor. Ayrıca Can Dündar’ın yazılarına yer veriliyor. İddianamede, “FETÖ-PDY’nin bundan sonra gerçekleştireceği yasa dışı operasyonlar dikkate alındığında bu ifadelerin tahmin ya da öngörü şeklinde kabul edilmesinin imkansız olduğunu normal zekaya sahip bir insan rahatlıkla değerlendirebilir.” yorumu yapılıyor.

SELAM TEVHİD KUDÜS ORDUSU SORUŞTURMASI: Zaman Gazetesi’nin bu soruşturmada algı operasyonu yaptığı belirtiliyor ancak şüphelilerin ne yaptığı anlatılmıyor.

17/25 ARALIK OPERASYONLARI: İddianamede, 17/25 Aralık soruşturmaları “sözde yolsuzluk soruşturmaları” olarak anılıyor. İddianamede, “Hükümete ve Anayasal düzene karşı darbe gerçekleştirmeyi planlamış, bu noktada örgüt üyeleri sosyal medyayı etkili bir şekilde kullanırken, örgüt medyası hedefe yönelik fonksiyonel bir araç olarak kullanılmıştır” denilerek, Emre Uslu ve Mehmet Baransu’nun sosyal medya mesajlarına yer veriliyor. Bu arada, Emre Uslu ve Mehmet Baransu da bu iddianamenin şüphelileri arasında değil.

17 / 25’İN RÖVANŞI: İddianamede, Recep Tayyip Erdoğan, Ahmet Davutoğlu ve Bakan ve milletvekilleri ile MİT Müsteşarının dinlendiğinin tespit edilmesi üzerine soruşturmalar açıldığı ve soruşturmalara karşı yine Zaman Gazetesinin algı operasyonu yaptığı belirtilen iddianamede, “Zaman gazetesinin o dönemdeki Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’nın sabah saatlerinde henüz operasyon başlamadan “Ey Mazlum Başına ne gelirse gelsin sen hep dik dur, yılma, yıkılma ve unutma ki zulüm kalıcı değildir…” şeklinde twit atmakla” suçlanıyor. Zira Dumanlı da bu soruşturmanın şüphelisi değil.

DARBE GECESİ: Suçlamalardan biri de “15 Temmuz darbe girişimi gecesinde vatandaşları darbeye karşı sokağa çağıran Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, darbe girişimi gecesi internet üzerinden canlı yayın yapan STV eski muhabiri Şemsettin Efe ve Zaman Gazetesi eski yazarı Kerim Balcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halkı darbeye karşı çıkmaya çağıran konuşmasını duyunca şaşkınlık yaşamışlar” bölümü. Yine burada isimleri geçen Balcı ve Şemsettin Efe de soruşturmanın şüphelileri arasında yer almıyor. (HABER MERKEZİ)
  
{{315483}}

ÖNCEKİ HABER

Tekin: O  bilboardlara kaç para ödendiğini takip edeceğiz

SONRAKİ HABER

MHP'li Başkan: Erdoğan'ı ölene kadar cumhurbaşkanı yapacağız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...