Gazetelerde 'Ne Var Ne Yok?' - 31 Mart 2017

Gazetelerde ne var ne yok? Manşetler, gündem başlıkları, öne çıkanlar hafta içi her sabah 'Ne Var Ne Yok?'ta.

31 Mart 2017 05:12
Paylaş

Mithat Fabian SÖZMEN

Gazetelerde bugün hangi haberler var? Gazetelerin ilk sayfalarında, manşetlerde neler yer aldı? Köşe yazılarında hangi konular ele alındı?

Gazeteleri didik didik edeceğiz, ‘Ne var ne yok’ bakacağız ve sabahın fotoğrafını çekmeye çalışacağız.

'Ne var ne yok?' hafta içi her sabah 09:30'da Evrensel WebTv'de...

31 Mart 2017'de, gazetelerde 'Ne var ne Yok?'

‘BAĞIMSIZ MAHKEMELERE’ Mİ?

Sadece gazetelerde değil yaşadığımız kentin her yerinde, devlet imkanlarının sonuna kadar kullanıldığı bir ‘Evet’ bombardımanıyla karşı karşıyayız Ancak billboard’lardaki argümanların ne kadar gerçeğe dayandığı büyük bir soru işareti. Bu argümanların devamı Sabah’ın sürmanşetinde var.  ‘Hazıroldaki yargıdan bağımsız mahkemelere’ deniyor. Kenan Kıran’ın yazı dizisi ama yazının başında anayasa değişikliğinin ilk maddesi verilmiş. Kalanı taraflı bir tarih anlatısı. ‘Bağımsız, tarafsız yargı’ nasıl mümkün oluyor anlayamıyoruz.
Sözcü’nün sürmanşeti de kısmen bu konuyla alakalı. Örneğin HSYK’yi kim seçecek, ne görev yapacak sorusuna Metin Feyzioğlu, Yekta Güngör Özden ve Sabih Kanadoğlu yanıt veriyor. Hatırlatalım: 13 üyeden 6’sını doğrudan Cumhurbaşkanı atıyor. Kalan 7 üyeyi ise partili cumhurbaşkanının partisinin çoğunlukta olduğu Meclis. Bu koşulda nasıl ‘Hazıroldaki yargıdan bağımsız mahkemelere’ geçilebilir ki?
BirGün’de de ‘Cevap aranıyor’ başlıklı manşet haberinde “Mesleki kariyeri Cumhurbaşkanının elinde olan AYM üyeleri, Yüce Divan’ın kurulması durumunda Başkan’ı nasıl yargılayacak” sorusu sorularak meselenin başka bir boyutuna değiniyor.

TILLERSON RENK VERMEDİ

Dün ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson Türkiye’deydi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım ve Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ile görüştü. Gazeteler, Tillerson’ın renk vermediği vurgusu üzerinde durdu. Hürriyet, ‘Soru çok yanıt yok’, Star, ‘3 soruya hiç cevap’, Vatan, ‘Cevap yok’, Aydınlık, ‘Tillerson’dan kaçamak yanıtlar’ başlıklarını atmış.
Milliyet, ‘ABD’ye 2 net uyarı’ diyerek YPG ve FETÖ mesajlarını aktarıyor. Yeni Şafak, ‘Tillerson’a 4 mesaj’ diyor: *Halkbank , *YPG, *Adil Öksüz, *Gülen.
Sabah, Fethullah Gülen’in iadesinin beklendiğini öne çıkarmış. Sözcü de ‘ABD’ye karşı çok kibarlar’ diyor. Habertürk ise Tillerson’ın ağzından ‘YPG konusu zor’ ifadesini aktarmış.
Evrensel’den İhsan Çaralan bugünkü köşe yazısında Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın tutuklanması, Tillerson’ın ziyareti ve Fırat Kalkanı operasyonunun bitirilmesi üzerinden ABD ile ilişkileri irdelemiş. ABD’nin Atilla’yı tutuklayarak Zarrab’ın yanında Türkiye’yi sanık sandalyesine oturttuğu belirtiliyor. Çaralan, ABD’nin Mehmet Hakan Atilla’nın tutuklanması aracılığıyla elde ettiği kozu, Türkiye ile sorunlarını kendi lehine çözmek için kullanacağını vurguluyor.

FIRAT KALKANI MUHASEBESİ

Fırat Kalkanı operasyonunun sona ermesi sonrası bugün yandaşların dışındaki gazetelerde düne göre daha ayrıntılı haberler, muhasebeler var.
Habertürk, ‘Fırat sonrası 4 strateji’ diyor. Buna göre *TSK bölgeden çekilse de buradaki gruplarla iletişimini sürdürecek, *Musul, Rakka, Menbic, Afrin yakından izlenecek, *Sınır ötesinde YPG’ye statü izni verilmeyecek. Gerekirse yeni operasyon yapılacak. *YPG’nin Barzani’ye baskısı önlenecek.
Cumhuriyet, ’71 şehit verildi 1 gecede bitti’ başlığını atmış. Milliyet operasyon sonucu 2225 km2 güvenli bölge elde edildiğini öne çıkarmış. Aydınlık’a göre ‘Sahada zafer masada zaaf’ var. Türkiye’nin hedeflerini ve müttefiklerini net şekilde belirlemediği, ABD ve Rusya ile günü kurtardığı ifade ediliyor.
Evrensel’de ‘Hamasetin sonu’ başlığı var ve Yusuf Karataş’ın köşe yazısında ‘Fırat Kalkanı düştü’ deniliyor. Operasyonun bitmediği, bitirildiği vurgulanıyor. Karataş, operasyonun, Rusya’nın Türkiye’ye izin vermesiyle başladığını vurguluyor, ABD ve Rusya’nın karşı çıkmasıyla da bitirildiğini belirtiyor. Karataş, ‘Fırat Kalkanı’ndan geriye de ağır bedeller ve düşmanlık üreten politikalar kaldığını ifade ediyor.

HAYRETTİN KARAMAN’DAN ‘İTAAT’ YAZISI

Yeni Şafak’ta Hayrettin Karaman’ın ‘zamanlaması manidar’ bir köşe yazısı var. İslam Hukuku Profesörü Hayrettin Karaman, “Erdoğan’ın fetvacısı” olarak biliniyor. ‘İtaat’ başlıklı köşe yazısından aktaralım: “İslâm dini, gerek kamu hayatında ve gerek özel hayatta bazı sıfat ve özellikleri taşıyan kimselere itaat edilmesini, onların buyruklarının yerine getirilmesini ve söylediklerine uyulmasını istemiştir. Başkan, aile reisi, kumandan, ana-baba, bilmeyenlere göre bilenler (âlimler) bunlardandır ve ulü'l-emr kavramına bunların tamamı dahil bulunmaktadır.” Yazıda emirler meşru olmadıkça itaat edilmemesi gerektiği de belirtiliyor ama madem yazının ‘zamanlaması manidar’ ve iç gündemle bir hayli ilintili, biz de ülkemizdeki durumu hatırlatalım: Yönetenlere, otorite sahiplerine itirazın ‘hainlik’ diye tanımlandığı bir ortamda söz konusu emrin meşru olmadığını söyleyebilecek güç, irade bırakılıyor mu yurttaşta?

ERDOĞAN, STAR’A YAZDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Star’ın ‘Güçlü Türkiye’ ekine yazmış. ‘İktisadi geleneğimizdeki ilkelerin bugünkü karşılıkları üretim, sürdürülebirlik ve mali disiplin...’ diye başlıyor belli rakamlar veriliyor ve ülke ekonomisinin geliştiği ancak bunun yeterli olmadığı, bürokrasiyi aşmak, hızlı karar almak için başkanlık sistemine geçilmesi gerektiği öne sürülüyor. Bu yazıdaki argümanlara aslında Bülent Falakaoğlu, Evrensel’de 5 gündür süren yazı dizisiyle yanıt veriyor. Dünkü yazısından okuyalım: “2001 krizinde işsizlik yüzde 5’ten yüzde 8.4’e fırladı.
Peki bu kadar istikrarlı bir dönem geçirilmesine rağmen, 14 yıllık sürede neden işsizlik hiç azalmadı?
Neden şimdi işsizlik oranı yüzde 12 düzeyinde?
Türkiye’nin ödediği faiz azalmış.
Türkiye’ye yabancı para yağmış.
Hükümet 60 milyar dolar özelleştirme geliri elde etmiş.
Bunca paraya rağmen AKP iktidarında, sanayiinin ekonomideki payı yüzde 20’lerden yüzde 17’lere düşmüş.
İşçi desen perişan. Çünkü işçilik ucuzlamış, işçi yoksullaşmış.
İşçinin ödediği bunca bedel, ülkeye giren onca paraya rağmen bu tablo oluşuyorsa... Demek ki bu tablonun müsebbibinin ihtiyacı olan şey otoriter bir başkan değil!”
Benim herkese tavsiyem, Star’ın ‘Güçlü Türkiye’ ekini bir de Bülent Falakaoğlu’nun yazı dizisini okusunlar, kendi hayatlarındaki gerçeklerle karşılaştırsınlar ve kararlarını versinler.

AKİT’İN BERKİN ELVAN NEFRETİ

Gezi direnişinde polisin gaz fişeğiyle hayatını kaybeden 14 yaşındaki Berkin Elvan’a duyulan nefret sürmanşetteki yalanla devam ettiriliyor. İlk cümlede “Polise taş atarken ölen Berkin Elvan” deniliyor. Akit’e hatırlatalım uydurmadan da küfretmeden de düşmanlaştırmadan da gazete çıkarılabilir.

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Artık Twitter'da yanıtlar 'net' 140 karakter olabilecek

SONRAKİ HABER

İnşaatta çalışan öğretmen: Aydınlık günler için ‘Hayır’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...