Yine tuğla fabrikası, yine iş kazası, yine patron oyunu!

Cam Keramik-İş Diyarbakır Temsilcisi Salih Karagöz ile birlikte evinde ziyaret ettiğimiz Hasan Temur, 20 yıldır tuğla fabrikalarında çalıştığını ve bir gün bile sigortasının yapılmadığını belirterek, çok ağır bir iş yapmalarına rağmen  şimdiye kadar çalıştığı fabrikalarda olduğu gibi Öz Bloksan’da da koruyucu hiçbir tedbir alınmadığını söyledi.

‘EVDE KAYNAR SU DÖKÜLMÜŞ’

19 Haziran günü fırında pişirilen tuğlaları çıkarmaya çalışırken, tuğlaların üzerine yıkıldığını söyleyen Hasan Temur, tuğlaların altında kalmamak için hamle yaptığını ama kendini kurtaramadığını belirterek vücudunun birçok yerinde ağır yanıklar oluştuğunu söyledi. Patron Yaşar Bicil’in yeğeni ve bir çavuş tarafından hastaneye kaldırıldığını, önce Özel Veni Vidi Hastanesine götürüldüğünü ancak burada müdahale edilemeyince Tıp Fakültesi’ne sevk edildiğini söleyen Temur, Bicil’in yeğeninin kendisini hastaneye, “Evde üzerine kaynar su döküldü” şeklinde kaydettirdiğini daha sonra öğrendiğini söyledi. Burada kendisine yapılan müdahalenin ardından taburcu edildiğini belirten Temur, “Patron Yaşar Bicil bir geçmiş olsun ziyaretine bile gelmedi. Fabrikanın çavuşları aracılığıyla, çalışmadığım süre boyunca maaşımın ödeneceğini söylemiş. Böylece bu olayın da kapanmasını istemiş” dedi. 4 çocuk babası olduğunu ve geçirdiği kaza nedeniyle kalıcı sakatlık yaşamadığı için şanslı olduğunu belirten Temur “Daha önceki örneklerden de biliyoruz. İş kazası geçiren işçiyi iki üç ay oyalıyorlar. Eline az bir para tutuşturuyorlar. Sonra fırlatıp bir kenara atıyorlar. En kısa zamanda patron hakkında şikayetçi olacağım” dedi.

SENDİKA HAK ARAMA YOLUNU AÇTI

Hasan Temur’un Öz Bloksan fabrikasında çalıştığı ekip 11 kişiden oluşuyor. Yüklemeci ekiplerle birlikte fabrikada 250 civarında işçi çalışıyor. Benzer koşullarda faaliyet yürüten 11 tuğla fabrikasında 2000’i aşkın işçinin çalıştığı tahmin ediliyor. Tam bir kara düzen mantığıyla çalışan tuğla fabrikalarında, patronların yakın akrabaları dışında kimsenin sigortası yapılmazken, ağır iş kolu olmasına rağmen, patronlar iş güvenliğini sağlayacak hiçbir tedbir almadığı gibi maske gibi en basit koruyucu gereçleri bile temin etmiyorlar. Tuğla fabrikalarında irili ufaklı benzer onlarca kaza yaşanmasına rağmen Hasan Temur’a yapıldığı gibi patronlar işçinin ailesine haber vermeden hastaneye yatırıp, iş kazasını hastane kayıtlarına ‘damdan düştü’ , ‘araba çarptı’, ‘motosiklet kazası geçirdi’ şeklinde kayıt düşüyorlar. İşçilerin yıllardır bu tür durumlarda yasal haklarını aramamasından cesaret alan patronlar, fabrikalardaki kara düzeni devam ettirebiliyorlardı. Ta ki birkaç yıl önce Cam Keramik–İş sendikası iş kazasında yaralanan işçileri haklarını aramaya yönlendirinceye kadar. Sendikanın teşvikiyle önce umutsuzca patrona karşı dava açan işçiler dava süreci ilerledikçe patronların nasıl etraflarında pervane olduğunu ve uzlaşma yoluna gitmek istediğini gördüler.

NURETTİN DEMİR DAVASI

İnci Tuğla Fabrikasında elini banda kaptıran Nurettin Demir patronuna karşı dava açan ilk işçilerden. Tuğla bandına kaptırdığı sağ baş parmağı kırılan Demir, patronu İsmet İnci tarafından hastaneye kaldırılıyor. Demir için de “evde kaza geçirdi” şeklinde giriş yapılıyor. İnci Tuğla’nın 16 yıllık işçisi olan Demir’in tek bir gün bile sigorta primi yatırılmamış. Kaza nedeniyle telaşlanan patron İsmet İnci, Demir’e iyileştikten sonra tekrar çalışacağını ve sigortasını yapacağını söylüyor. Demir Cam Keramik-İş’in yol göstericiliğinde İnci’yi mahkemeye veriyor. Demir ile birlikte yedi arkadaşı da geriye dönük sigorta primleri ve fazla mesai ücretleri için dava açıyorlar. Dava bilirkişi heyetinin atanması ve fabrikayı inceleme aşamasına gelince, patron işçilere uzlaşma öneriyor. Patron işçi başı 5 bin lira karşılığı davadan vazgeçmelerini istiyor. Sonuçta 15 bin liraya anlaşıyorlar. (Diyarbakır/EVRENSEL)