18 Mart 2017 00:18

Sendikalıyız ama ücretler, asgari ücret seviyesinde

Mersin'den Çimsataş işçisi, Evrensel'in Toplu İş Sözleşmesi ekine sendikalarını daha aktif hale getirmeleri gerektiğini yazdı.

Paylaş

Çimsataş işçisi
Mersin

Merhabalar. Yaklaşık 3 yıldır Çukurova Metal Fabrikasında çalışıyorum. Bütün işçi arkadaşlarım gibi ağır şartlarda çalışıyorum. Emek veren, alın teri döken biziz ama patronun gözünde sadece maliyet unsuruyuz. Dolara endekslenmiş yaşamımız, eriyen ücretlerimiz nedeniyle geçinebilmek için ek işlerde çalışıyorum. 

Şubat ayında benimle beraber yaklaşık 150 işçi arkadaşın maaşı asgari ücretin altına düştü. Şubat ayı 28 gün çekti diye maaşımız asgari ücretin altına düşüyor. İşveren uyanık! İkramiye ödemesinden alıp maaşa ekleyerek bordroyu asgari ücretin üzerine çıkarıyor. Son üç yılda işe giren işçiler olarak bu toplu iş sözleşmesinde asgari ücreti aşan insanca yaşayacak bir ücret için mücadele etmemiz gerekir. Yıllardır sendika olan (Birleşik Metal-İş) ve TİS imzalanan bir işyerinde çalışıyoruz ama çoğu maaşının asgari ücretin altına düştüğünün farkında değil.

Genel olarak herkeste aynı sıkıntı var. İşten atılma korkusu ile bir talepte bulunamıyor, var olan düzene boyun eğiyoruz. Üstelik sendikalıyız. Sıkıntı tam burada başlıyor. Seçime gidip bir temsilci veya yönetici seçip bütün mücadeleyi ondan bekliyoruz. Temsilciler ve yöneticiler... Peki kim onlar? Kimi hakikaten mücadele etmeye çalışıyor, kimisi de seçilmenin sunduğu olanaklardan faydalanmaya çalışıyor. Çıkar gözetmeden mücadele edenin yanında, kimimiz korkudan, kimimizde işverene yalakalıktan durmuyoruz. Bazı sendika yöneticileri de tıpkı işveren gibi bu işçiye güven olmaz diyerek işçiyi birbirine karşı güvensiz hale getiriyor. “Ona, şuna güvenme”, “Bu satar, bu yalaka” diye virüsler saçıyor, memleket, mezhep ayrımı yapıyor, hatta Mersinli-Tarsuslu diye bile bölüyor ve çıkan ikilikten besleniyorlar.

Çünkü bizler çok görüşürsek birbirimizi tanır ve güvenebiliriz. Aynı işyerinde çalışan iki kişinin bir araya geldiği bir sohbet esnasında konu hayat şartlarına gelip dayandığında illaki çalışma şartları ücret ve sosyal hakları konuşmak kaçınılmaz. Bu noktada bilgileri paylaşıp, tecrübeleri anlatıp bir mücadele yolu bulunabilir.

Sendikamızı daha aktif hale getirmeliyiz. Birer ikişer toplanıp bilgi ve tecrübeleri paylaşalım. Hangi siyasi görüşten olursa olsun ayrışmadan ekmek davamıza sahip çıkalım. Sadece Çukurova fabrikasına değil bütün çalışan işçi arkadaşlara o meşhur sloganla sesleniyorum “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz.” Hep beraber insanca yaşamak için haydi mücadeleye” Sevgiler, saygılar, selamlar.

ÖNCEKİ HABER

Daha fazlası için mücadele etmeliyiz!

SONRAKİ HABER

Grevler ve biz işçilere gösterdikleri

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...