17 Mart 2017 02:06

Tuzla'da referandumun nabzı: Evet ve Hayır ekonomiye bakıyor

157 bini aşkın seçmeni olan Tuzla'da, 16 Nisan'da yapılacak olan anayasa değişikliği referandumunun nabzını tuttuk.

Paylaş

Ercan KARAKAYA

Ünlü 500 T otobüsüne binip İçmeler Köprüsü’nde indiğinizde, tersaneleri, deri fabrikaları ve organize sanayi bölgesiyle bilinen Tuzla’ya gelmişsiniz demektir. Son seçimlerde 157 bini aşkın seçmeni olan Tuzla’da 120 binden fazla işçi çalışıyor. Bu işçilerin yarısının Tuzla’nın mahallelerinde yaşadığı tahmin ediliyor. 

  • İstanbul’un seçmen sayısı en az olan ilçelerinden Tuzla’da 16 Nisan’da yapılacak ‘başkanlık’ referandumunun nabzını tutmak amacıyla iki gün geçiriyorum. “Popüler” tartışmalar ne olursa olsun Tuzla’da da en önemli ve en ortak gündem ekonomideki kötü gidişat. Ne esnaf ne de işçi halinden memnun. İşsizlik ve yoksulluk ‘Hayır’ diyecekler için önemli bir gerekçe haline gelmiş. Ama “çevremizi saran düşmanlar”, “Tek kişinin yönetmesi halinde işler düzelecek” gibi argümanlarla konuşan ‘evet’çiler için de en yakıcı meseleler yine bunlar.  

İçmeler’de İnci Çayevinin önünde oturan üç gence selam verip yanlarına oturuyorum. Fotoğraf makinesine ters ters bakıyorlar. Üçü de tersane işçisi ama işsizler. İki aydır iş bulamadıklarını söylüyorlar. Referandumla ilgili görüşlerini sorduğumda karar vermediklerini söyleyip sohbeti bitirmek istiyorlar. Daha fazla üstelemeden yanlarından ayrılıyorum. 

50 metre yukarıda caminin yanındaki parkın girişinde AKP’nin kurduğu ‘evet’ çadırı var. Görevliler henüz gelmemiş. Park namaz için ekleyenler nedeniyle kalabalık. 

  • Haklarını talep eden kamu işçileriÖzgür öğrenci. Uğur ise bir markette çalışıyor

İLK KEZ OY KULLANACAKLAR

Parkın girişindeki ilk bankta oturan iki gencin yanına yaklaşıyorum. Özgür, Kocaeli Üniversitesinde 2 yıllık turizm rehberliği bölümünde okuyor. Uğur ise bir markette çalışıyor. Referandumda ilk kez oy kullanacaklar. Tercihlerinin ne olduğunu sorunca ikisi birden aynı anda ‘hayır’ diyor. 

Neden ‘hayır’? 

- Kafamıza yatmadı. 

Maddeleri okudunuz mu?

- Hayır okumadık, ama duyduk. 

Okuyunca belki ‘evet’ dersiniz

- Hayır demeyiz. 

AYRIMCILIK YAPMASINLAR

MehdiDiğer bankta ise İşsiz Tersane İşçisi Mehdi oturuyor. Beş yıl önce Bitlis’ten Tuzla’ya geldiğini, tersanede yevmiyeli olarak çalıştığını, şu an iş olmadığı için çalışamadığını anlatıyor. 

Referandumda ne yapacağına karar verdin mi? 

- O gün gelince karar vereceğim. 

Maddeleri inceledin mi?

- Daha bakamadım. 

Neye göre karar vereceksin?

- Kim ne söylüyor ona bakacağım. 

Söylemek istediğin bir şey var mı?

- İnsanların ayrımcılık yapmasını istemiyorum. Ev arıyorum, memleketimi öğrendikten sonra kiralamaktan vazgeçiyorlar. 

Kürt olduğun için mi ev vermiyorlar?

- Daha fazla konuşmak istemiyorum. 

AYNI MAHALLEDE İKİ MUHTAR OLUR MU? 

Biraz ilerideki bankta ise üç kişi oturuyor. İkisi emekli, biri memur. Cuma namazını bekliyorlar. En büyükleri Mehmet amca önce kararsız olduğunu, sohbet ilerledikçe ‘hayır’ diyeceğini söylüyor. Nedenini de “Evet çıkarsa terörü bitireceklerini söylüyorlar, 15 yıldır neden bitirmediler?​” diye açıklıyor. Yanındakinin adaşı Mehmet ile memur olduğu için ismini vermekten çekinen kişi ‘evet’ diyeceklerini söylüyor. Maddeleri okuyup okumadıklarını söyleyince ters ters bakıyorlar. 

Ben de okudum. Bir kişiye bu kadar yetki vermek doğru mu sizce?

Mehmet: Neden yanlış olsun, her şeyin daha hızlı çözülmesi daha iyi olmaz mı? 

Memur: Şimdi bu mahallede iki muhtar olsa, ikisi de farklı şeyler söylese iyi olur mu?

Soruları ben sormalıyım... (Gülüyoruz)

Mehmet: 15 yıldır yapılanları görüyoruz. Hastane kuyruklarında bekliyorduk. Koalisyon dönemlerinde neler yaşandığını hatırlıyoruz. Şimdi bunlar yok. 

Yan taraftaki genç işsiz, işsizlik arttı, esnaf halinden şikayetçi...

Memur: Evet işlerde yavaşlama var. Ama yanımızda savaş var. Dış güçler Türkiye’yi batırmak için uğraşıyorlar. 

Evet çıkarsa bunlar düzelir mi peki?

Mehmet: Tek kişi yönetirse daha iyi olur.  

Fotoğrafınızı çekebilir miyim?   

Memur: Çekme, ne olur ne olmaz...

Konuşup isminin yazılmasını istemeyen, ismini söyleyip fotoğraf çektirmeyen, nerede çalıştığını gizleyen... Ülkenin birçok yerinde arkadaşlarımızın haber yaparken karşılaştığı korku Tuzla sokaklarında da hakim. ‘Evet’ diyeceğini söyleyen de ‘hayır’ diyeceğini söyleyen de başına bir şey gelmesinden endişe ediyor. 

KADINLAR KONUŞMUYOR

Çocuklarını parka getiren dört kadının yanına yaklaşıyorum. Ben daha ağzımı açmadan konuşmak istemediklerini söylüyorlar. Biraz ilerideki yine dört kişilik kadın grubuna yaklaşıyorum. Kendimi tanıtıp referandumda ne yapacaklarını soruyorum. “Yapacağız bir şeyler” diyorlar. Değişiklikleri bilip bilmediklerini sorunca yanıt alamıyorum. 

Haklarını talep eden kamu işçileriŞifa Mahallesi

ŞİFA’DA İŞLER KÖTÜ!

Tuzla’nın Kocaeli sınırındaki Şifa ve Mimar Sinan Mahallelerindeyiz. Bu mahallelerde ağırlıkla Giresun, Trabzon, Kars, Ardahan, Bingöl ve Vanlılar yaşıyor. Kentsel dönüşümle birlikte yapılan TOKİ konutları mahallenin görünümünü eskiye göre değiştirmiş. 

İlk durağım Şifa’daki  Ardahanlılar Derneği. Buradakilerin önemli bir bölümü CHP seçmeni. Referandumda ‘hayır’ diyeceklerini söylüyor. Ama referandumla ilgili daha fazla konuşmak istemiyorlar. 

İŞSİZLİK 2001 İLE KIYASLANIYOR

Giresun Görele Çatakkırı Derneğinde ise durum tem tersi. Dernek yöneticileri Tuzla’da 120 üyelerinin olduğunu bunların yüzde 80’inin ‘evet’ diyeceğini söylüyor. ‘Tek adam’ eleştirilerine yanıtları “Bu bizim için sorun değil. Sorunlar daha hızlı çözülecek” oluyor. Ekonomideki durgunluğu 2001 kriziyle karşılaştırıyorlar ve ‘evet’ çıkması halinde ekonominin de düzeleceğine inanıyorlar: “O zaman millet ekmek bulamıyordu, şimdi öyle değil. Herkes Türkiye’nin üzerine gelirken bunların olması normal. Ama bunu da atlatacağız.” 

‘ELBET DİYECEĞİZ BİR ŞEYLER...’

Buradan çıkıp küçük bir bakkala gidiyorum. 

Kolay gelsin... Referandumla ilgili neler düşünüyorsunuz?

- Neden soruyorsun? 

Gazeteciyim... 

- Elbet diyeceğiz bir şeyler. 

İşler nasıl?  

- Eskiye göre daha kötü.

Biz konuşurken araya Emekli Süleyman amca giriyor: 

- Evet diyeceğiz tabii. Eskiden hastane kuyrukları, banka kuyrukları olurdu. İş yoktu. Şimdi doktor ayağımıza geliyor. Kuyruklar bitti. Koalisyon dönemlerini hatırlıyoruz. Her şey kötüydü... 

Süleyman amca bunları anlatırken gözleri parlıyor. İşsizliğin arttığını, esnafın dert yandığını söylüyorum. Kaşlarını çatıyor; 31 yaşındaki oğlunun işsiz olduğunu söylüyor, peşi sıra ekliyor: “Gençler iş beğenmiyor, iş aramıyorlar.”

‘CHP DE KOYUN DİYOR’

Bakkaldan çıkıp biraz ilerideki nalbura yöneliyorum. Dükkanın sahibi Oktay bir sandalye atmış dışarıya, oturuyor. 

İşler nasıl?

- İşler hiç iyi olmadı ki, şimdi daha kötü. 

Neden kötü?

- Kentsel dönüşüm geldi mahalleye. Kimse evine bir şey yapmıyor. Ben de kafayı çalıştırıp ayak uydurmayınca daha da kötü oldu işler. 

Referandum hakkında ne düşünüyorsun, okudun mu değişiklikleri?

- Okudum ve evet diyeceğim. 

Bu kadar yetki çok olmaz mı bir kişide?

- Bence daha iyi olur. 

Cumhurbaşkanı ‘hayır’ diyenler PKK’ye FETÖ’ye destek verir diyor...

- Ama CHP’de ‘evet’ diyenlere koyun diyor. Ben cumhurbaşkanı gibi düşünmüyorum. ‘Hayır’ diyen arkadaşlarım var hiç sorun yaşamadık, yaşamayız da. 

Haklarını talep eden kamu işçileriAydınlı

AYDINLI’DA HERKES ÇALIŞIYOR

Tuzla’nın en büyük mahallesi Aydınlı. Mahallede azımsanamayacak sayıda Alevi yaşıyor. Aydınlı’da ‘hayır’ afişleri ve pankartları dikkat çekiyor. CHP, EMEP ve AKP mahallede kapı kapı dolaşıp çalışma yürütüyor. İlk durağımız Bingöl Çalıkağıl Köyü Derneği. Hüseyin’le konuşuyoruz. ‘Hayır’ diyeceğini söylüyor. Tek adama verilecek bu kadar yetkinin Türkiye’yi daha kötüye götüreceğine inanıyor. 15 yıldır iktidar olan AKP’nin cemevlerini ibadethane olarak görmediğini, zorunlu din derslerini dayattığını, Alevileri sürekli oyaladığını anlatıyor. ‘Evet’ çıkması halinde bu sorunların çözümünün daha da büyüyeceğini dile getiriyor. 

Yan masada oturan emekli deri işçilerinin yanına gidiyorum. Hepsi ‘hayır’ diyeceğini söylüyor. Kazım İlgün, işsizlikten, yasaklardan dert yanıyor. “Bir de tek adam olursa daha kötü olur” diyor. 

ERZİNCANLILAR DERNEĞİNDE ‘EVET’ÇİLER

HüseyinErzincanlılar Derneğindeyim. Dernek Başkanı Zeki Süren üyelerinin tamamının ‘hayır’ diyeceğini belirtiyor. Nedenlerini de Alevilere uygulanan ayrımcılık, OHAL, ihraçlar ve ekonomik etkenler diye sıralıyor. Başkanla konuştuktan sonra oyun oynanmayan 5 kişinin oturduğu bir masaya yöneliyorum. Referandumda ne yapacaklarını soruyorum. Hepsi ‘evet’ diyeceğini söylüyor, şaşırıyorum. Nereli olduklarını soruyorum. Sakarya, Karabük ve Amasyalı olduklarını söylüyorlar. 

Neden evet diyeceksiniz? 

Sakaryalı: Neden hayır diyelim? Bu kadar hizmeti kim yaptı? Yollar, köprüler, hastaneler, denizin altından 5 dakikada karşıya geçiyoruz... Şimdi ‘hayır’ dersem vatana ihanet etmiş olmaz mıyım? 

Karabüklü: Eskiden koalisyonlar vardı. Sürekli kavga çıkardı. Şimdi böyle şeyler olmayacak. 

15 yıldır tek parti iktidarı var, sürekli sorun var, işsizlik artıyor, ekonomi kötüye gidiyor...

Amasyalı: Tek parti var ama bazen her kafadan bir ses çıkıyor. Şimdi bu olmayacak. 

Diğer Karabüklü: Herkes üstümüze geliyor. Türkiye’nin gelişmesini istemiyorlar. Başkanlık gelirse bu sorunların hepsi çözülecek. 

Kazım İlgünSakaryalı: İşsizlik var diyorlar ama iş beğenmiyorlar. Bir arkadaşım 3 bin 500 liraya işçi alacak bir aydır çalışacak kimsesi bulamadı. 

Bir kişinin Anayasa Mahkemesini, HSYK’yi, bakanları belirlemesi doğru mu sizce?

Karabüklü: Tek kişi belirlemedi bak FETÖ neler yaptı...

Sakaryalı: Adaletli olursa sorun çıkmaz. 

Bu sırada yan masadan ‘hayırcı’ bir kişi lafa giriyor: “Bu kadar yetkiyi kim alsa yoldan çıkar. Hesap sormak imkansızlaşıyor.” 

‘Evetçi’ masadan itiraz sesleri yükseliyor. “Eğer başkan yolsuzluk yaparsa 400 vekilin bir şekilde imza vereceğini” düşünüyorlar. Bütün üyelerini başkanın belirlediği Anayasa Mahkemesinin doğru karar verip vermeyeceği sorum ise havada kalıyor. Onlar da ‘hayır’ diyecekleri ‘terörist’ olarak görmediklerini ifade ediyorlar. “Öyle bir şey olsaydı Erzincanlıların derneğine gelmezdik” diyorlar. Ben çıkarken masaların birbiriyle atışması devam ediyordu.

E-5 ALTINDA HAYIR BASKIN

Halil ÖzenTuzla’nın E-5 altında kalan mahalleleri diğer mahallelere göre ‘orta sınıfın’ ağırlıkta olduğu, geçmişten bu yana seçimlerde CHP’nin birinci parti olduğu yerler. Tuzla’yı özellikle E-5 altını yakından tanıyan Gazeteci Halil Özen, referandumda ‘hayır’ın baskın olacağını söylüyor. Özellikle Postane ve Cami mahallelerinde ‘hayır’ oylarının yüzde 70’i bulabileceğini söyleyen Özen, Yayla, İstasyon ve Evliya Çelebi mahallelerinde de ‘hayır’ın önde olduğunu söylüyor. Bu mahallelerde AKP’ye oy veren ANAP ve DYP seçmenleri ile MHP seçmeninin önemli bir bölümünün de ‘tek adam’, yasaklar, OHAL ve ekonomik kriz gibi gerekçelerle ‘hayır’ diyeceğini düşünüyor. Özen’e göre 7 Haziran’da AKP’den önemli oranda oy alan HDP, aynı başarıyı referandumda da sağlarsa Tuzla’da ‘hayır’ daha önde çıkabilir. 

REFERANDUM İŞÇİLERİ BÖLDÜ

Haydar CanpolatDeriteks Tuzla Şube Sekreteri Haydar Canpolat: AKP, 15 yıldır işçiler için bir şey yapmadı. Kazanılmış birçok hak elimizden alındı. Kıdem tazminatını da referandum sonrasına bıraktılar. İşsizlik ve ekonomideki durum ortada. İki tane deri fabrikası kapandı, burada çalışan işçiler işsiz kaldı. Patronlar ücretleri baskılamak istiyor. Değişiklik maddelerinde işçiler için hiçbir şey yok. Bunu örgütlü olduğumuz işyerlerinde üyelerimize anlatacağız. Ancak şunu söyleyebiliriz ki işçiler arasında ‘evet-hayır’ bölünmesi var ve bu patronların işine yarıyor. 

SİYASİ PARTİLER NE YAPIYOR?

Ali DoğanEMEP Tuzla İlçe Başkanı Ali Doğan: Referandumla ilgili olarak tersane, deri sanayi, sanayi sitesi ve Aydınlı ile Konaşlı mahalleleri öncelikli olarak çalışıyoruz. İş giriş ve çıkışlarında, ulaşabildiğimiz işyerlerinde ‘hayır’ çalışması yürütüyoruz. Aydınlı ve Konaşlı mahallelerinde son 15 günde 800 evin kapısını çaldık. Hem AKP hem MHP seçmenlerinden ‘hayır’ diyenlerle karşılaştık. 

Önder GünerCHP Aydınlı Mahallesi Mahalle Komisyonu Üyesi Önder Güner: Tuzla genelinde mahalle çalışmaları yapıyoruz. Sadece Aydınlı’da beş grup halinde dolaşıyoruz. Her grupta dört kadın, iki erkek arkadaşımız var. Evleri, kahveleri, dernekleri ziyaret ediyoruz. Kapıyı yüzümüze kapatan da var, içeri davet edip dinleyen de. Son güne kadar çalışmalarımız devam edecek. 

Binali PalandökenHDP Tuzla İlçe Eş Başkanı Binali Palandöken: Tuzla’da 7 Haziran’da aldığımız oyun üzerine çıkmayı hedefliyoruz. Bunun için ‘kararsız’ olan seçmenlere gitmeyi hedefliyoruz. Bizim kendi seçmenimiz sandığa gidecek ve ‘hayır’ diyecek. Bölgede devam eden savaş, gözaltı ve tutuklamalara olan tepki sandığa yansıyacak. 

1 KASIM VE 7 HAZİRAN’DA NE OLMUŞTU?

7 Haziran seçimlerinde AKP, 2009’dan sonra Tuzla’da en düşük oyunu almıştı. İlçede oyların yüzde 43.15’ini AKP alırken, referandumda birlikte hareket edeceği MHP’nin oyu ise 13.6 olmuştu. CHP 25.73 oy alırken HDP ise 11.03 oy alarak önceki seçimlere göre büyük bir yükseliş göstermişti. Saadet Partisi’nin aldığı 2.68’lik oy da dikkatlerden kaçmamıştı. 7 Haziran seçimlerinde AKP hem MHP’ye, hem HDP’ye hem de SP’ye oy kaptırmış, bu oyların önemli bir bölümünü 1 Kasım seçimlerinde geri almıştı. 1 Kasım seçimlerinde AKP yüzde 51.3, MHP yüzde 10.4 oy, CHP yüzde 27.2, HDP ise yüzde 9 oy aldı. Saadet ve BBP’nin oylarının toplamı ise yüzde 1.2

ÖNCEKİ HABER

Toner, Türkiye'yi temel özgürlüklere saygı duymaya çağırdı

SONRAKİ HABER

Aladağ’da yanan yurdu namahrem diye denetlememişler

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa