26 Şubat 2017 07:28

Cizre bodrumunda öldürülen gazeteci için yakalama kararı

Cizre’de sığındığı bodrumda öldürülen gazeteci Rohat Aktaş hakkında ölümünden 4 ay sonra açılan davada yakalama kararı çıkarıldı.

Paylaş

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, sokağa çıkma yasağının ilan edildiği Şırnak’ın Cizre ilçesinde haber takibi yaptığı sırada yaralanan ve sığındığı bodrumda öldürülen Azadiya Welat Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Rohat Aktaş hakkında öldükten 4 ay sonra dava açtı, ifadeye gelmediği için hakkında yakalama kararı çıkardı. 

İFADESİ ALINMAYAN AKTAŞ HAKKINDA YAKALAMA KARARI 

Diyarbakır Cumhurtiyet Başsavcılığı’nca hazırlanan ve Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen 10 sayfalık iddianamede, KHK ile geçtiğimiz yıl kapatılan Azadiya Welat gazetesinin Kasım ve Aralık 2015'te yayınlanan 16 sayısında “Örgüt propagandası” yapıldığı iddiasıyla Yazı İşleri Müdürü Aktaş hakkında 7.5 yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılması istendi.

Savcı, "Suç unsuru" içerdiğini iddia ettiği gazete sayılarındaki haber ve yazı sahiplerinin kimlik bilgilerinin tespit edilmediğini belirtti. 5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 11. Maddesi'nin gazetede suç unsuru olarak görülen eserlerin sahipleri tespit edilmediğinde sorumlu yazı işleri müdürünün sorumlu tutulacağı yönündeki hükme yer veren savcı, “Söz konusu 16 adet gazetenin sorumlu müdürünün şüpheli Rohat Aktaş olduğunun tespit edildiği, şüpheliye ulaşılamadığı, bu nedenle hakkında 9 Mayıs 2016 tarihinde yakalama emri düzenlendiği”ni kaydetti. 
Davanın yargılaması Diyarbakır 4. Ağır Ceza Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ederken, Aktaş "Yakalanamadığı" için duruşma Mayıs ayına ertelendi.

Yaşamını yitirdiğinde 19 yaşında olan Aktaş, haber takibi için gittiği Cizre'nin Cudi Mahallesi’nde kaldığı evin tanklarla bombalanması sonucunda yaralanmış, birçok yaralı ile birlikte bir binanın bodrumuna sığınmıştı. Bodrumda kaldığı sürede Aktaş ile en son telefonla 6 Şubat 2016'da iletişim sağlanmış, daha sonra bir daha haber alınamamıştı. 

Aktaş ile birlikte bodruma sığınan yaralıların tahliye edilmesi ve hastanede tedavi edilmesi için yapılan girişimler, asker ve polislerce engellenmiş, basın ve meslek örgütlerinin yaptığı çağrılar ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yapılan acil tedbir başvurusu da sonuçsuz kalmıştı. Yakıldığı için teşhis edilmeyen cenazelerin belirlenmesi için ailenin verdiği kan örneği üzerinden yapılan DNA eşleşmesi sonucunda Aktaş'ın cenazesinin Habur Sınır Kapısı'nda geçici olarak kurulan Adli Tıp Kurumu'nda olduğu ortaya çıkmıştı. 

24 Şubat 2016 tarihinde kimlik bilgileri tespit edilen Aktaş ve aynı bodrumda katledilen DBP PM üyesi Mehmet Yavuzel’in cenazeleri, 26 Şubat 2016’da Urfa’nın Suruç ilçesinde düzenlenen kitlesel bir törenle yan yana defnedilmişti. (DİHABER)
 

ÖNCEKİ HABER

Kuşlar 'cenneti' terk etti

SONRAKİ HABER

Sokağa çıkma yasağının olduğu bölgelerde seçmen sayısı düştü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa