22 Şubat 2017 01:29

Akdeniz Sabah gazetecilik değil, tetikçilik yapıyor

Tüm Bel-Sen Antalya Şube Başkanı İlhan Karakurt, Akdeniz Sabah gazetesinde Tüm Bel-Sen ve kendisi hakkında çıkan habere yanıt verdi.

Paylaş

İlhan KARAKURT
Tüm Bel-Sen Antalya Şube Başkanı

Akdeniz Sabah gazetesi 19 Şubat Pazar günkü nüshasında, Büyükşehir Belediyesinde uygulanan Sosyal Denge Sözleşmesinin bazı maddelerinin Antalya 4. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmesi üzerine sendikamız Tüm Bel-Sen ve şahsımla ilgili bir haber yapmış.

Haberin başlığı ve içeriği gazetecilik etiği ve hukuku açısından ‘kötü’ bir örnek teşkil ediyor. Haberin başlığı söyle; Sendikadan kendi üyesine dost kazığı! Tüm Bel-Sen, Büyükşehir’de imzalanan toplu sözleşmeye açtığı dava ile kendi üyelerinin aylık 750 lira sosyal denge tazminatı almasını engelledi!

Çarpıtma, eksik, yalanlarla dolu ve tek taraflı olarak yapılan bu haber sendikamızı ve Şube Başkanı olarak şahsımı hedef almaktadır. Öncelikle;  Tüm Bel-Sen’in 1990 yılında belediye iş kolunda kurulan  ve Türkiye’de belediye emekçileri adına sözleşme yapan ilk sendika olduğunu hatırlatmak isterim.

YALANLAR

Sabah Akdeniz’in yalanı 1: “Büyükşehir ve belediyede yetkili sendika Bem Bir-Sen arasında 2016 yılı başında imzalanan toplu sözleşme ile memurlara aylık 750 lira sosyal denge tazminatı ödenmesi kararlaştırılmıştı. Sözleşmeye eklenen bir madde ile belediyede örgütlü diğer sendikalara üye 450 memurun da bu tazminatı alması sağlanmıştı.”

Menderes Türel ve Bem Bir-Sen’in 2016 yılında imzaladıkları ve en üst sınırdan yaptık dedikleri Sosyal Denge Sözleşmesi 2012  yılında Belediye Başkanı Mustafa Akaydın ile Tüm Bel-Sen arasında imzalanmıştır. Yani ortada ne Türel’in ne de Bem Bir-Sen’in yeni bir hak olarak memurlara sağladığı ya da verdiği bir ‘hak’ yoktur!

Yalan 2: “Tüm Bel-Sen, Büyükşehir’de imzalanan toplu sözleşmeye açtığı dava ile kendi üyelerinin aylık 750 lira sosyal denge tazminatı almasını engelledi.”

Tüm Bel Sen’in sözleşmeye ilişkin açtığı davaya konu olan sözleşmenin kendisine değil, -ki bu sözleşme bizim kendi yarattığımız bir değerdir- yararlanma koşullarına ilişkin getirilen şartların (daha önce yüzde 1 olan dayanışma aidatının) artırılmasına dairdir. 

Daha da önemlisi, yine önceki dönem sözleşmelerimizde olmayan, ancak yine mevcut sözleşmeye eklenen; sözleşmeden yararlanmayı engelleyen disiplin cezası ve sağlık raporlarına ilişkin maddelere dairdir.

Dolayısıyla, Tüm Bel-Sen’in amacı ve varlık nedenin üyesi dahil tüm belediye emekçilerinin bir haktan yararlanmalarını engellemek değil, tam tersine herkesin bu haklar için mücadele ettiğini ve bu işi de layıkıyla yaptığını Antalya Büyükşehir Belediyesinde çalışan her memur çok iyi bilmektedir. 

Yalan 3: “Bir sendikanın kendi üyelerini ancak bu kadar mağdur edebileceğine dikkat çeken yetkililer, yetkili sendika ile ek bir protokol imzalanmaması durumunda, diğer sendikalara üye memurların bu tazminatı alamayacağı gibi, geriye dönük bir yıl içinde ödenen tazminatların da tahsil edilmesinin gündeme gelebileceğini ifade etti.”

YALANCININ MUMU BÜYÜKŞEHİRDE SÖNER

Belediye emekçilerini adi-yalan bilgilerle tehdit ederek hem Antalya Büyükşehir personeli nezdindeki saygın olan itibarımız zedelenmek isteniyor, hem de belediye emekçilerini aptal yerine koyarak kişilikleri ile oynanmaktadır!

Şöyle ki; Sabah Akdeniz’e bu bilgilerin belediye içerisinden servis edildiği çok açıktır. Gizli-sahte tanık gibi, gizemli belediye yetkilisi eliyle -bu kişinin kim olduğunu biliyoruz- korku ve sürgün tehdidi ile ruh halini bozdukları personelin bu kez hafızası ile dalga geçiliyor.

Bu sahtekârlığın işte kanıtı: Şimdi, Tüm Bel-Sen’in açtığı dava üzerinden dayanışma aidatının iptal edilmesine bağlı olarak sözleşmenin de iptal edileceğini ve geriye dönük bir yıl içinde ödenen tazminatların da tahsil edilmesinin gündeme gelebileceğini’ ifade eden malum yetkiliye soruyoruz; 2015 yılında uygulanan sözleşmede yüzde 1 olan dayanışma aidatının iptali için Türk Yerel Hizmet-Sen dava açtı ve kazandı. Siz o zaman bu sözleşmeyi ‘iptal’ ederek, belediye emekçilerinden geriye dönük yapılan ödemelerin tanzimi yoluna gittiniz mi?

Bu ‘iptalden’ sonra Türel ile görüştünüz mü? 

Bugün iptal davası ile ortaya çıktığını iddia ettiğiniz ‘tehlikeyi’ gidermek için Bem Bir-Sen ile ek protokol imzaladınız mı? Her iki soruya da kocaman bir HAYIR!

Peki, sayın yetkili ağzıyla servis edilen ve bunu tek taraflı ve çarpıtarak yayınlayan Sabah Akdeniz’in yaptığına ‘sahtekarlık’ denmezse ne denilebilir, belediye emekçilerinin takdirine bırakıyorum.

DEVLET MEMURU OLAMIYORUM AMA...

“Terör örgütü üyeliğinden hüküm giydiği için öğretmenlikten uzaklaştırılan ve devlet memuru olması mümkün olmayan İlhan Karakurt’un başkanı olduğu Tüm Bel-Sen Antalya Şubesi...” diyerek habere kendince gizem katıyor... Bu bilgi için bir ‘teşekkürü’ hak ettiler.

Şöyle ki; şahsımın 1995 yılında dönemin özel askeri-siyasi mahkemesi olan Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından yargılanarak ceza aldığım, aynı mahkemede o zaman İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın da ‘Siirt’teki konuşmasında, halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği’ gerekçesiyle yargılandığı ve ceza alarak Belediye Başkanlığından atıldığı, bir daha ‘muhtar’ bile olamayacağına hükmedildiği herkesin malumudur. Daha sonra, DGM’lerin kaldırıldığı ve tüm kararlarının bu mahkemenin yapısındaki askeri hakimden dolayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından iptal edildiğini de daha sonra da yasada yapılan bir değişikle sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın önce milletvekili, sonra başbakan, sonra da Cumhurbaşkanı olduğunu, sayın Türel de çok iyi bilmektedir. Dolayısıyla da Recep Tayyip Erdoğan ile aynı ‘kaderi’ paylaşan birisi olarak yine AKP Hükümetinin 2004 yılında çıkardığı kanunla devlet memuru olma hakkını yeniden kazandığımız yine Sayın Menderes Türel dahil cümle alem çok iyi bilmektedir. Çünkü aynı durumda olan birçok AKP’li milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi ve yüzlerce memurun varlığını yine Sayın Türel dahil malum belediye bürokratları çok iyi bilmektedir.

Kanun önünde herkes eşit ise, o zaman demokrasi ve hukuk Recep Tayyip Erdoğan için ne kadar geçerli ise İlhan Karakurt için de o kadar geçerlidir. Ama benim ‘bir daha devlet memuru olamayacağıma’ hüküm verenler, Recep Tayyip Erdoğan’ın bir daha ‘muhtar’ bile olamayacağını söyleyebilecekler mi?

TÜREL’E ÇAĞRIMIZDIR...

Atina’da geçen hafta yapılan bir uluslararası toplantıda demokrasi ve hukuk dersi verdiğiniz yazıldı yerel basında. Sayın Türel, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı olarak gerçekleştirdiğiniz ‘sürgün’ uygulamalarınıza ilişkin yargı kararları ile demokrasi ve hukuk dersi aldığınıza inanıyorum. Ama, önemli olan demokrasi ve hukuk dersi vermek ya da almak değil, demokrasi ve hukukun gereğini yerine getiren insan olmaktır! Altınızdaki bürokratlarınız ya demokrasi ve hukuk bilmiyor ya da sizi kandırıyorlar. Yukarıda belirttiğimiz iki uygulama da sizin belediye başkanı olduğunuz yakın dönemde yaşanmıştır. Bu çifte standart uygulama ve tavır ne demokrasi ile ne de hukuk ile hiç mi hiç bağdaşmıyor Sayın Türel!

ÖNCEKİ HABER

Öğretmenlikten neden ihraç edildik?

SONRAKİ HABER

Trump’ın emperyal başkanlığı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...