19 Şubat 2017 23:15

Bir Ford Otosan işçisi
Kocaeli

16 Nisan’da Anayasa referandumu var. Recep Tayip Erdoğan’ın bitmek tükenmek bilmeyen isteklerinden biri daha. Daha önce Başbakanlık istedi, aldı yetmedi, Cumhurbaşkanlığını istedi, aldı yetmedi. Şimdi de başkanlık; partili cumhurbaşkanlığı istiyor. Bunu da versek yetinecek gibi de durmuyor. İsteklerinin sonu bir türlü gelmek bilmiyor. Sanki başkanlığı alsa sihirli bir değnek değmişçesine herşey düzelecek gibi hareket ediyor. Bizim gözümüzden değişen bir şey yok. 

Beyaz eşyada Nisan sonuna kadar ÖTV kaldırılıyor fakat yat alana ÖTV ömür boyu kalkıyor. Referandum rüşveti verirken bile biz alt gelirlilere kaşıkla, zengine kepçeyle veriyor. KHK’lerle işçi kesimine gelen yasaklar devam ediyor, devam edeceği de belli oluyor. Konut kredileri 120 aydan 240 aya çıkarılıyor. Ücretlerde artışı asgari ücrete gelen zamda gördük. Gelen zammın da zorunlu BES’le geriye alındığını gördük. Başkanlığın bizlere getirisi belli, daha çok yasak, daha az ücret. 

Evetçiler Erdoğan istediği için Evet diyor. Hayırcılar da rejimin değişeceğini, Erdoğan’ın diktatör olacağını düşünüyorlar. Hayırcılar haksız da sayılmazlar. 15 Temmuz’da milletin iradesine sığınanlar, bugün milletin iradesi benim irademin üstünde değildir demektedir. Hayırcıları terörist ilan edebiliyor. Hayır dedikleri için gözaltına alıyor, hatta işinden artırıyorlar. Söylevleri daha ileri demokrasi gelecek, bürokrasi azalacak. Yapılanlar ortadayken buna inanmak ne mümkün. Bürokrasiyi azaltmaksa bilirkişilerden oluşacak heyetin önerileriyle çıkarılacak yasalarla mümkün. 

Yapılan saraydan da belli rejimin değiştirilmek istenmesi. Milleti bölerek hedeflerine ulaşmaya çalışıyorlar. Bizim bölünmeye değil tüm farklılıklarımıza rağmen birleşmeye ihtiyacımız var. Hayırcıları terörist, şeytan ilan ediyor, evetçilere öldüklerinde cenneti vaat edebiliyorlar. Sanki orta çağ Avrupası’ndaki engizisyon hakimleri gibi hareket eden bir hükümet. Biz işçiler bütün bu olup bitenleri görüyor ve ne olacağını biliyoruz. Bizler farklı siyasal görüşe, farklı kültürlere sahip olsak da aynı topraklarda yaşıyor, yan yana çalışıyor, aynı yoklukları yaşıyoruz ve bizleri hiçe sayanlara hep bir ağızdan HAYIR diyoruz. Biz işçiler birleştiğimizde dünyayı değiştirebileceğimizi biliyor ve bunun başlangıcının 16 Nisan olacağını düşünüyoruz.

Evrensel'i Takip Et