15 Şubat 2017 00:50

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan neden Körfez’de?

Cumhurbaşkanı’nın Körfez ülkeleri turunun amacı 'ilişkileri güçlendirmek' olarak ifade edildi ama gelişmelerden sonra başka türlü yorumlamak mümkün.

Paylaş

Ali KARATAŞ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde çıktığı Bahreyn, Suudi Arabistan ve Katar’ı kapsayan Körfez ülkeleri turunda yapılan resmi açıklamalarda bu ziyaretlerin amacı “ilişkileri güçlendirmek” olarak ifade edildi çok ayrıntıya yer verilmedi. Ama son dönemde gerçekleşen bazı gelişmelerden bu turun amacının ne olduğu üzerine yorumda bulunmak mümkün.

Öncelikle belirtmekte fayda var; ABD’nin Yeni Başkanı Donald Trump’ın, Eski Başkan Obama’dan farklı olarak Türkiye’nin Suriye’de güvenli bölge talebine olumlu bakması yeniden ABD-Türkiye yakınlaşmasının önünü açtı. Bu çerçevede yeni seçilen CIA Başkanı Mike Pompeo ilk ziyaretini Türkiye’ye gerçekleştirdi. CIA başkanıyla, kaynayan bir kazandan farksız olan Ortadoğu konuşulmadığı düşünülemez.

İRAN’A KARŞI SÜNNİ EKSEN

Erdoğan’ın ani Körfez turu, ABD ile yakınlaşmanın gölgesinde Trump’ın İran’a yönelik tehditlerinin yanı sıra İran Devrim Muhafızlarının terör listesine alınması için çalışmaların yapıldığı bir süreçte geldi. Arap basınında Trump’ın, Şii İran’a karşı bir “Sünni ittifakı” oluşturma niyetinde olduğu görüşleri hep yer aldı. Ziyaretin hedeflerinden birinin, böylesi bir eksenin yeniden inşası olması da mümkün. 

Katar ve özellikle Suudi Arabistan, İran’ın bölgede artan etkisinden rahatsız. Bu çerçevede ziyaret edilen Körfez ülkeleri de dikkat çekici. Bahreyn, nüfusunun yüzde  70’i Şii ama yönetimi Sünni olan; İran’la Suudi Arabistan arasında nüfuz mücadelesinin devam ettiği bir Körfez ülkesi. Katar, Körfez bölgesinde en kalabalık ABD üssünü barındıran ülke. Suudi Arabistan ise Yemen, Suriye, Lübnan ve Katar’da İran’la karşı karşıya gelmiş durumda; inşa edilecek böylesi bir eksende merkezi önemde bir ülke. En son geçen hafta Yemen, İran yapımı olduğu ifade edilen balistik füzelerle Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’ı vurmuştu. Trump’ın geçtiğimiz günlerde “uzun menzilli balistik füze” denemeleri nedeniyle İran’a yönelik tehditleri, Suudi basınında sevinçle karşılanmıştı.

MISIR’IN YERİNE TÜRKİYE

Bölgedeki önemini ifade etmek için “Mısır’sız savaş, Suriye’siz barış olmaz” denen Mısır, son aylarda, kamplaşmada İran-Suriye eksenine kayan adımlar attı. Beşar Esad Hükümetini destekleyen açılamaların yanı sıra Suriye Ordusu ile birlikte savaşmak için asker göndererek, fiilen Suriye krizinin tarafı oldu. 

Oysa Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin, 2013’te genelkurmay başkanıyken, Müslüman Kardeşler’i (İhvan) darbe ile devirmesini ilk kutlayan Suudi Arabistan kralı olmuştu. 

Trump’ın İran’a karşı kurmak isteyeceği “Sünni ekseni”nde Türkiye, Mısır’ın yerine merkezi bir pozisyonda olmak istiyor. Öte yandan Mısır’ın Suriye rejiminin yanında yer almasının en büyük nedeni Suriye ile sahip olduğu tarihsel bağların yanı sıra Suriye’de savaşan İslamcı grupları ve Mısır’daki uzantılarını kendine de tehdit olarak görmesi.

‘ERDOĞAN’IN ARADIĞI EKONOMİK CAN SİMİDİ KÖRFEZ’DE YOK’

Ziyaretin ekonomik boyutuyla ilgili durumu ise Arap dünyasının tanınmış yazarı Abdulbari Atwan’dan aktaralım. Atwan’ın konuyla ilgili Rai el Youm gazetesinde yayımlanan makalesinin bir bölümü şöyle; “Aralarında Financial Times’ın da olduğu bir çok gazetede yayımlanan raporlara göre, Türk ekonomisinin baharı bitti. Ülke mali ve ekonomik bir felakete doğru sürükleniyor. Türk lirası bir çöküşün içinde. Geçen yirmi ay içerisinde üçte bir değer kaybetti. Adalet ve Kalkınma Partisinin iktidara geldiği 2002’den bu yana görülmemiş oranlara ulaştı. Bir dolar dört liraya yaklaştı.” 

SINIRLAR KAPALI

“Yaklaşan ekonomik çöküş yorumları gölgesinde Erdoğan, Körfez ülkelerine yardım talep etmek için geldi. İlk istediği yardım pazarların Türk ürünlerine açılması ve Türkiye’ye milyarlarca dolar yatırım yapılması. Suriye’nin ve Irak’ın bütün sınırları kapalıyken bu ürünler Körfez ülkelerine nasıl ulaşacak? Uyguladığı siyaset bu tıkanmanın yaşanmasında büyük bir rol oynadı."

KÖRFEZ BORÇ İÇİNDE

“Körfez ülkelerinin büyük çoğunluğu petrolün fiyatının düşmesine bağlı olarak finansal rezervlerindeki düşüş nedeniyle mali açıklar veriyor. Halklarına karşı kemer sıkma önlemleri uyguluyorlar. Finansal piyasalardan ve küresel bankalardan borç alıyorlar. Suudi Arabistan, Yemen’de mali ve beşeri olarak yıpratan bir savaş yürütüyor. Katar, dünya kupası nedeniyle altyapı tesislerinin yüksek mali yükleri ile boğuşuyor. 

Her hafta tahminen yarım milyar doları bulan harcamalar yapıyor. Bu harcamalar bugün 150 milyarı buldu. Bunların yanı sıra Libya’da ve Mısır’da, müttefiki olan İhvan’ı finanse ediyor. Bahreyn’in maddi durumunu ise açıklamaya bile gerek yok. (Erdoğan’ın) ziyaret ettiği ülkelerde ekonomik ve belki de siyasi olarak aradığı ‘can simidi’ bulunmamaktadır!”

ÖNCEKİ HABER

67'nci Berlin Film Festvali'nde Kaygı'nın galası yapıldı

SONRAKİ HABER

Fransa’da seçimler öncesi 2005 endişesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa