15 Ocak 2017 02:28

Rosa ve Karl’ın öldürülüşü

Ercüment Akdeniz ölüm yıl dönümlerinde sosyalist liderler Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht’i yazdı.

Paylaş

Ercüment AKDENİZ

Uzak diyardan gelen haberler uğursuzdu.
Lenin’in “O bir kartaldı” dediği Rosa vurulmuştu...

Friedrichsfelde Mezarlığı’ndaki(1) kalabalık, önderlerini uğurlamak için toplanmıştı. Yürüyüş kolunun önünde haki renge bürünmüş sosyalist askerler, onların hemen arkasında cenaze yakınları ve peşi sıra dizilmiş çeşitli fabrikalardan işçiler vardı.
Konuşma sırası Clara Zetkin’e gelmişti.

  • Rosa ve Clara birarada iken

Birazdan, Karl Liebknecht’in mezarının hemen yanı başında toprağa verilecek kadın, Clara için sadece bir önder değil aynı zamanda onun hamuruna katılmış bir devrim mayasıydı.
Konuşmak zordu ve fakat düşen bayrak yerden kaldırılmalıydı. 
Ve Clara’nın sesi, karanlık gökte şaklayan bir yıldırım gibi, sosyalistler mezarlığının üzerinde yankılandı: 

Ben kılıcım, ben alevim
Karanlıkta size ben ışık verdim
Ve savaş başladığında öne atıldım
En ön saflarda çarpıştım
Arkadaşlarımın cesetleri etrafımda yatıyor
Ne sevinmeye ne de yas tutmaya vaktimiz var
Trompetler yeniden çalıyor 
Ve yeni bir savaş başlıyor.(2)

Clara’daki vakurluk, öfkeyi bilinçle yoğurmayı öğütlüyor ve geride kalanları uzun soluklu bir mücadeleye çağırıyordu. Rosa Luxemburg’un yoldaşına da bu yakışırdı.

Almanya Komünist Partisi/Spartaküst Birliği Merkezi’nin yayınladığı bildiri de benzer içerikteydi. “Şimdi yakınmak ve öncülerimizin kişisel intikamını almak zamanı değil” diyordu parti ve “Önümüzde henüz uzun bir mücadele duruyor” cümlesinin altını çiziyordu.

***

  • Ressam Kathe Kollwitz'in elinden Karl Liebknecht

Rosa, savaşın ve devrimin içinde kanatlanmış bir “kartal”dı.

Birinci Emperyalist Dünya Savaşı, Avrupa’yı olduğu kadar Almanya’yı da kasıp kavurmuştu. Şüphe yok ki savaş Alman toplumuna ölümle birlikte açlık, hastalık, yıkım ve bunalım getirmişti. Ne var ki 1914 ile 18 arasında cereyan eden bu amansız kırım, kendi bağrından iki büyük devrimin doğmasına da engel olamamıştı. Bu devrimlerden ilki Rusya’da gerçekleşen 1917 Bolşevik devrimiydi. Bir yıl sonra gelen Alman devrimi ise Rus işçilerini selamlamıştı. Ne var ki ikinci devrim, birincisinin zaferini tekrarlayamamış ve tökezlemeye başladığı anda vahşice boğazlanmıştı.

Almanya’da devrimin bir işçi ve halk iktidarıyla taçlanmamış olmasında birçok neden sayılabilir. Fakat savaş boyunca Alman sosyal demokratlarının “vatan savunması” safsatasına kapılıp burjuvazinin ve Alman emperyalizminin yedeğine düşmeleri; işçi hareketinin bölünmesi ve devrimin yenilmesinde baş faktör olmuştu. İkinci Enternasyonal partileri içinde, Lenin’le birlikte emperyalist savaşa ve proletaryanın, iç burjuvalarla işbirliğine karşı çıkan bir diğer grup Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg önderliğindeki Spartakistlerdi.

  • Karl Liebknecht'in öldürüldüğü yer

İkinci Enternasyonale hakim olan “ulusalcı-işbirlikçi” ruh, uluslararası işçi hareketini bölmekle kalmıyor; devrimi başarıya ulaşmamış Spartakistlerin boğulmasına da ip uzatıyordu. İşçi kentlerinde baş gösteren ayaklanmaların bir bir ezilmesinden sonra sıra sosyalist önderlerin yok edilmesine gelmişti.

Ocak 1919’a gelindiğinde, parti en öldürücü darbelerden birini alıyor ve Spartakist liderler komplo ve operasyonların hedefi oluyordu.

***

Berlin Wilmersdorf semtinde, o gün, hareketli saatler yaşanıyordu. Komünistler için sürek avına çıkmış milisler dört bir yandan semti kuşatmıştı. Duvardaki takvim yaprakları 15 Ocak 1919’u gösteriyordu.

  • Rosa Luxemburg Köprüsü (yazının olduğu yer Rosa'nın bulunduğu yerdir)

Freikorps birlikleri(3) Mannheimer Strasse, 43 numarada çok önemli isimlere ulaşmışlardı. Marcusson ailesine ait evde yakalanan isimler Wilhelm Pieck, Karl Liebknecht ve Rosa Luxemburg’tu. Bu üç isim vakit geçirmeksizin Muhafız Süvari Tümeni’ne ait komuta merkezine, Eden’e götürülmüşlerdi. Wilhelm Pieck bir yolunu bulup Eden’den kaçmayı başarmıştı. Karl ve Rosa için ise gün boyu sürecek amansız bir işkence faslı başlayacaktı.

Kapitalist rejimle sosyal demokrat yönetim memleketi el ele yönetiyordu ve bu talihsiz anda; Weimar Cumhuriyetinin Savunma Bakanı Gustav Noske’den istenen infaz talimatı alınmıştı. Telefon kapanır kapanmaz birlikler hızla işlerine koyuldular.

Karl Liebknecht, ağır işkencelerden sonra Tiergarten’a götürülerek kalleşçe kurşunlandı. Bir göl kenarında kafasına sıkılan tek kurşunla öldürülen Liebknecht, daha sonra “kimliği bilinmeyen ölü” sıfatıyla kent morguna bırakıldı. Liebknecht’in naaşı, tam 10 gün sonra (25 Ocak 1919) sokak savaşlarında öldürülen 31 yoldaşının yanına gömülecekti. 

Liebknecht’in öldürüldüğü aynı gün Rosa Luxemburg’a da Moabit hapishanesine götürüleceği söylenmişti. Bu yalanın amacı onu Eden otelinin dışına çıkarmaktı. Rosa yol boyunca dipçik darbeleri altında çiğnendi ve bir süre sonra bilincini kaybetti. İnfazı gerçekleştirmekte sabırsız bir denizci teğmeni tarafından vurulan Rosa, Landwehr kanalına atıldı. Rosa’nın cesedi ancak 31 Mayıs tarihinde, Freiarchenbrücke Köprüsü’nün(4) savağında bulunabildi. Yakınları Rosa’yı üzerindeki elbiselerden ve boynuna asılı bir madalyon sayesinde tanıyabilmişti.

  • Rosa'nın mezarı

Sosyalist liderlerin uğradığı bu vahşi katliam kadar, katliam sonrası yapılan gerici propaganda da alçakçaydı. Örneğin, Berlin Öğlen gazetesi (BZ am Mittag) katliamı çarpıtarak şöyle haberleştirmişti: 

“...Liebknecht kaçarken vuruldu. Rosa Luxemburg kalabalık tarafından linç edildi.” (!)

***

“Vardım, varım, var olacağım!” diyordu son sözlerinde Rosa.
Yalan, tarihin çöplüğünde curuflaşıp çürürken, Rosa’nın sözleri yaşamaya devam ediyor. 
Almanya’da her 15 Ocak’ta bir araya gelen on binler Rosa ve Karl’ın anısını yüceltiyor. 
Ve baş harflerini asma kilitlere işleyen aşıklar, yeminlerini Rosa Luxemburg Köprüsü’nün demirlerine kilitliyor. 

  • Aşıklar baş harflerini asma kilitlere işliyor.

1- Mezarlığın adı sonradan “Sosyalistler Mezarlığı” adını aldı
2- Alman şair Henrich Heine’in şiiri
3- Birinci Emperyalist Savaştan sonra Weimar Cumhuriyeti’ne çalışan düzensiz silahlı birlikler
4- Freiarchenbrücke Köprüsü daha sonra Rosa Luxemburg Köprüsü adını alacaktı

ÖNCEKİ HABER

Anayasa ve Türkiye’nin Bonapartist uğrağı

SONRAKİ HABER

Çanakkale'de deprem

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...