31 Aralık 2016 00:41

Asgari ücret zammının yarısı bireysel emekliliğe kesilecek  

Ocak ayı itibariyle herkesin zorla bireysel emeklilik sistemine girmesiyle ücretlerde düşüler yaşanacak.

Paylaş

Birkan BULUT
Ankara

2017 yılı itibariyle milyonlarca emekçi zorunlu olarak bireysel emeklilik sistemine (BES) dahil olacak. Her ay çalışanlarının prime esas brüt kazancının yüzde 3’ünün kesileceği sistemden nasıl çıkılacağı en çok merak edilen konular arasında. Zorunlu BES’in iddia edildiği gibi bir tasarruf, ikinci bir emekli aylığı olmadığını belirten Sendika Uzmanı Onur Bakır, “2017 yılı rakamıyla söyleyecek olursak, asgari ücretli bir işçinin ücretinden 53.3 TL kesinti yapılacak. Yani asgari ücret artışının yarısı, bireysel emekliliğe gidecek” dedi.

Öncelikle bireysel emeklilik sisteminin Türkiye’deki durumu ile başlayalım. 

Bireysel emeklilik sisteminin hukuki altyapısı 2001 yılında oluşturuldu. Sistem 2003 yılında uygulanmaya başlandı. Bireysel emeklilik ilk 10 yılda beklenen ilgiyi görmedi. 2013 yılının ortasına gelindiğinde sistemdeki katılımcı sayısı 3.5 milyonun biraz üzerindeydi. Ancak aynı yıl uygulamaya konulan “devlet katkısı”nın ardından katılımcı sayısı 2016 yılı içinde 6.5 milyona yaklaştı. Yüzde 25’lik devlet katkısına rağmen, yani katılımcının her 100 lirasına, devletin 25 lira ilave etmesine rağmen; hem hükümet hem bireysel emeklilik şirketlerinin beklediği ilgi oluşmadı. Bu dönemde sisteme gönüllü olarak giren her 3 kişiden biri, sistemden ayrıldı. Tam da bu nedenle AKP Hükümetinin “otomatik”, bizim “zorunlu” dediğimiz sistem 2017’nin başında devreye sokulacak… 

Hükümet “otomatik”, sendikalar “zorunlu” bireysel emeklilik diyor. Nedir bu işin aslı?

Bireysel emeklilik, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi değil ki, otomatik olsun. AKP, Anayasaya aykırı bir zorunluluğu, “otomatik katılım” sözcüğü ile örtmeye çalışıyor. Yasal düzenleme gereği, 2017 yılından itibaren, 5 veya üstünde çalışanı olan işyerlerinde çalışan, 45 yaşın altında olan işçiler ve memurlar, yani tüm bağımlı çalışanlar, kendi istek ve iradeleri dışında, zorunlu olarak bireysel emeklilik sistemine sokulmuş olacaklar. Yani zorunlu bir sistemden bahsediyoruz. 

Kademeli bir geçişten söz ediliyor. Nasıl olacak bu geçiş?

14 milyon vatandaşın sisteme kademeli olarak geçişi öngörülüyor. Özel sektör için tarihler şu şekilde: Bin ve üzerinde çalışanı olan özel sektör işyerleri 1 Ocak 2017. 250- 999 arası, 1 Nisan 2017. 100-249 arası, 1 Temmuz 2017. 50-99 arası 1 Ocak 2018. 10-49 arası 1 Temmuz 2018, 5-9 arası 1 Ocak 2019. Gelelim kamuya. Yerel yönetimler ve KİT’ler hariç tüm kamu kurum ve kuruluşları, 1 Nisan 2017. Yerel yönetimler ve KİT’ler için 1 Ocak 2018. Bu tarihlerden sonra kapsama giren işyerlerinde işe başlayan 45 yaşın altındaki emekçiler de sisteme dahil edilecek. Aynı işverenin birden çok işyeri varsa, işyerlerinin tümünde toplam çalışan sayısı esas alınacak. Diyelim ki bir marketler zincirinin 15 mağazası ve her mağazasında 100 işçisi var. Bu durumda işçi sayısı 1500, dahil olma tarihi 1 Ocak 2017.

ASGARİ ÜCRET ZAMMININ YARISI BES’E

Zorunlu bireysel emeklilik sistemi nasıl işleyecek? 

Bireysel emeklilik şirketini işveren seçecek. İşveren, şirket ile sözleşme yapacak. İşverenler her ay çalışanlarının prime esas brüt kazancının yüzde 3’ünü işçinin ücretinden, kamu görevlisinin maaşından kesecek ve bireysel emeklilik hesabına yatıracak. Prime esas brüt kazançtan kastımız giydirilmiş brüt ücret; yani ücretin yanı sıra ikramiye ve diğer parasal hakların da dahil olduğu brüt ücret. Örneğin; 2017 yılı rakamıyla söyleyecek olursak, asgari ücretli bir işçinin ücretinden 53.3 TL kesinti yapılacak. Yani asgari ücret artışının yarısı, bireysel emekliliğe gidecek. Aylık prime esas kazancı 2 bin 500 TL olan bir işçiden 75 TL kesinti yapılacak. Yani işçilerin eline geçecek net ücret bu miktarlarda düşecek. İşverenlerin herhangi bir katkısı söz konusu değil. Öte yandan Bakanlar Kurulu, yüzde 3’lük kesinti oranını isterse yüzde 6’ya kadar çıkarabilecek. İşçi, iş değiştirdiğinde kapsamdaki bir işyerine geçmişse mevcut birikimi yeni işyerindeki emeklilik planına aktarılacak. Eğer yeni işyeri kapsamda değilse, işçi isterse kendi prim ödeyerek devam edebilecek. 

Devlet katkısı nasıl uygulanacak?

Sisteme dahil olanlara devlet, her ay, yatan tutarın yüzde 25’i kadar devlet katkısı yapacak. Ayrıca bir defaya mahsus olmak üzere devlet sisteme dahil olanlara 1000 liralık bir katkı yapacak. Sistemde en az 10 yıl kalıp; birikimini maaş olarak almak isteyenlere devlet toplam tutarın yüzde 5’i kadar daha katkı yapacak. Ancak bu katkıların hepsi, sistemde kalınması şartıyla yapılacak.

ERKEN ÇIKANLARAKATKI YOK

Yani sistemden ayrılanlar bu katkıları alamayacak mı?

Bireysel emeklilik sisteminde, tam geri ödeme alabilmek için sistemde en az 10 yıl kalmak ve ayrıca 56 yaşını doldurmak gerekiyor. Daha erken çıkanlara, yüzde 5’lik katkı hiç verilmeyecek; 1000 liralık katkının ve yüzde 25’lik katkının ise önemli bir kısmı geri alınacak. Bireysel emekliliği cazip kılmak adına yapılan tüm bu devlet katkılarının “şartlı” olmasının nedeni, emekçileri sistemde kalmaya mecbur bırakmak. Öte yandan 10 yıl-56 yaş şartını tamamlamadan sistemden ayrılanlardan başkaca ciddi kesintiler de söz konusu olacak. 

AYLIK GELİR 140-160 TL OLACAK

10 yıl ve 56 yaşı dolduranların eline gerçekten bir “emekli” aylığı daha geçebilecek mi?

Nasıl “otomatik katılım” değil “zorunluluk” söz konusuysa, “emeklilik” değil, “tasarruf” söz konusu. Gerçek anlamda emeklilik ve emekli aylığından söz etmek olanaklı değil. Koşulu yerine getirenler, hesaptaki birikimlerini bir defada alabilir, bir kısmını alıp geri kalanını aylık ödeme halinde, ya da tümünü aylık ödeme halinde alabilir. Ancak DİSK Araştırma Dairesinin yaptığı hesaplamaya göre, aylık 50 TL ödeyen bir asgari ücretli, devlet katkısı ile birlikte aylık 80-90 TL aralığında bir geri ödeme alacak; iki asgari ücret düzeyinde ücret alan bir işçinin alacağı aylık geri ödeme ise 140-160 TL aralığında olacak. Bu tutarları dikkate aldığımızda “ikinci bir emeklilik” ya da emekli aylığından söz etmemiz gülünç olur. 

ŞİRKETLER GÜVENCE VERMİYOR

Bu sistemde şirketler getiri güvencesi veriyor mu? Devlet güvencesi var mı? 

İki sorunun da yanıtı hayır. Şirketler, gelir ya da getiri güvencesi vermiyor. Sistem tümüyle risk üzerine kurulu. Katılımcılar, hesaplarında biriken tutarları istedikleri gibi işletme hakkına sahip. Yanlış kararlar, emekçilerin birikimlerini eritebileceği gibi ekonomik krizler başta olmak üzere birçok faktör de aynı etkiyi yapabilir. DİSK Araştırma Dairesinin raporuna göre 2011-2014 yıllarında bireysel emeklilik fonları, reel getiri bakımından zarar etti. Getiri güvencesi olmadığı gibi gelir güvencesi de yok. Yani bırakalım getiriyi, sisteme giren paranın reel anlamda azalması dahi söz konusu olabilir. Devlet ne bu konuda bir güvence veriyor, ne de şirketlerin batması konusunda garanti sağlıyor. 

Patronlar kesintileri şirkete yatırmazsa ne olacak?

Patronlar işçilerden bireysel emeklilik katkı tutarını kesip bireysel emeklilik şirketine yatırmazsa ne olacak? Mevzuat diyor ki, yükümlülüğünü yerine getirmeyen işverenlere her bir ihlal için 100 TL idari para cezası uygulanacak. Ayrıca işveren, katkı payını zamanında emeklilik şirketine aktarmaz veya geç aktarırsa çalışanın birikiminde oluşabilecek parasal kaybı telafi etmek zorunda olacak. Yani, işçiler kesinti yapıp, parayı şirkete aktarmayan patronlarla karşı karşıya gelecek ve oluşacak kayıplarını talep etmek zorunda kalacak. İşçilerin ücretlerini, fazla mesailerini, bayram çalışmalarını dahi doğru düzgün alamadığı; alacak davalarını ancak işten ayrıldıktan ya da çıkarıldıktan sonra açabildikleri bir ülkede, yeni bir hak kaybının gündeme gelmesi; işçilerin haklarını alabilmek için yıllarca beklemeleri, ardından da mahkeme kapılarını aşındırmaları şaşırtıcı olmayacak. Öte yandan özellikle çalışan sayısı çok olan işyerlerinde, bireysel emeklilik şirketleri, patronlara kendilerini seçmeleri için cazip teklifler, promosyonlar sunacak. Dolayısıyla işçilerin cayma haklarını kullanmamaları, patronların lehine olabilecek. Bu durumda, patronların işçilere sistemde kalmaları için baskı uygulaması kuvvetle muhtemel. Bu bakımdan da işçilerin patronlarla karşı karşıya gelmesi kuvvetle muhtemel.
 

EN GÜZEL YANIT HERKESİN BES’TEN ÇIKMASI

Bu koşullarda emekçilere öneriniz nedir?

Her şeyden önce zorunlu bireysel emeklilik, sosyal güvenliğin özelleştirilmesi ve piyasalaştırılması projesinin bir parçasıdır. Asıl ve gerçek amaç temel bir vatandaşlık hakkı olan sosyal güvenliği yok etmek; toplumsal dayanışmanın yerini bireyselliğe bırakmaktır. Kamusal emeklilik koşullarını zorlaştıran, emekli aylığını düşüren dünkü ve bugünkü sermaye dostu hükümetler; giderek artan toplumsal tepkiyi azaltmak için devlet desteğiyle cilalanmış zorunlu ve bireysel bir sistemi dayatmaktadır. Öte yandan bireysel emeklilik, toplumun düşük gelirli kesimlerinden, yüksek gelirli kesimlerine kaynak transferidir. Giderek sıkışan finans piyasasını, emekçilerin sofrasındaki ekmeği azaltarak rahatlatma girişimidir. Zorunlu bireysel emeklilik, kıdem tazminatı hakkını yok etmenin de en önemli adımlarından biridir. Getiri-götürü hesapları bir yana, bu sermaye planına karşı çıkmak; bireyselliğe karşı toplumsallığı, riske karşı sosyal güvenliği savunmak, işçi sınıfına en çok yakışan tutum olacaktır. Sisteme giriş tarihinden itibaren 2 ay içinde cayma hakkının kitlesel bir şekilde kullanılması, AKP Hükümetine ve onun sosyal güvenliği yok etme projesine verilecek en güzel yanıt olacaktır.

CAYMA HAKKI KULLANILMALI

Düzeltmeye göre çalışanlar, emeklilik planına dahil olduklarının kendilerine bildirilmesini takip eden 2 ay içinde sistemden çıkma hakkına sahip. İşverenin ilk katkı payını bireysel emeklilik şirketine yatırdığı günü takip eden ilk işgününde şirket, çalışanı posta yoluyla veya kısa mesaj, elektronik posta, internet, telefon gibi bir güvenli elektronik iletişim aracıyla bilgilendirecek. İşte 2 aylık cayma süresi bu bildirim ile başlayacak. Çalışanlar, bu süre içinde cayma hakkını kullanabilecek. Cayma talebi çalışan tarafından posta yoluyla veya güvenli elektronik iletişim araçlarıyla işverene veya şirkete bildirilecek. Cayma talebini içeren imzalı bir dilekçeyi, hem işverene hem şirkete göndermekte yarar var. Cayma bildiriminin ulaşmasının ardından 10 iş günü içinde ödenen tüm katkı payları, varsa yatırım getirileriyle birlikte çalışana iade edilecek. Mevzuata göre 2 aylık sürenin ardından da cayma hakkı var. Ancak burada, imzalanacak sözleşme gereği ek kesintilerin devreye girmesi söz konusu. Emeklilik Gözetim Merkezinin internet sitesinde “Cayma hakkı süreniz dolmadan önce, teklif formu ve giriş bilgi formunuzu okuyarak, sözleşmeniz kapsamında yapılacak kesintileri inceleyiniz” şeklinde bir uyarı var. Muhtemelen bireysel emeklilik şirketleri, 2 aylık cayma süresinin ardından sistemden çıkmak isteyenleri caydıracak nitelikte hükümleri ve kesintileri sözleşmelere koyacaktır. Dolayısıyla kayba uğramamak için 2 aylık cayma süresi içinde sistemden çıkmak önem taşıyor. 


ÖRNEK CAYMA DİLEKÇESİ

Sayın Yetkili, 
Bireysel emekliliğe otomatik katılım kapsamında ......./......./....... tarihinde emeklilik planına dahil edildiğimi öğrendim. İlgili mevzuatın tarafıma tanıdığı iki ay içinde cayma hakkını kullanarak, şahsım adına işverenim tarafından ödenen katkı payının, varsa fon geliri ile birlikte tarafıma 10 iş günü içinde iade edilmesini talep ederim.

ÖNCEKİ HABER

 Yeni yılda barış olsun ölümler olmasın

SONRAKİ HABER

Metruk binanın duvarı araçların üzerine yıkıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...