04 Aralık 2016 16:37

Troya Savaşı'nın başlangıcı: Üç Güzeller Efsanesi

"Menelaos içindeki öfkeyle hem eşi Helen’i geri almak hem de Troya kentini yerle bir etmek istiyordur. Tabi ki bu savaşa tanrılar da dahil olur."

Paylaş

İstanbul Üniversitesi 
Hermes Genç Hayat Grubu

İnsanlık tarihi boyunca merak edilen Homeros'un büyük destanı İlyada'ya konu olan, İlyada'yı okuyup yollara düşen gezgin Schliemann'ı Troyayı bulması için yüreklendiren Troya savaşının başlangıç hikayesidir bu. Hepimiz Troya Savaşı'nı duymuş ve az da olsa üzerine konuşmuşuzdur. Belki bazılarımız biraz daha ilgilidir ama Troya Savaşı'nın başlamasına sebep olduğuna inanılan efsane toplumda pek bilinmez. Bu efsane aynı zamanda günümüz toplumunda düzenlenen güzellik yarışmalarının da kökenini oluşturur. 
Peleus ve tanrıça Thetis’in Olymposta düzenlenen düğününe kötülük ve fesatlık tanrıçası Eris davet edilmemiştir. İçindeki kin ve öfkeyle düğüne davetsiz bir şekilde giden Eris elindeki altın elmayı düğünün ortasına atar. Elmanın üzerinde  "en güzele" yazıyordur. Elmayı gören ana tanrıça Hera, akıl ve zeka tanrıçası Athena ve güzellik tanrıçası Aphrodite en güzelin kendileri olduğunu iddia ederler tartışarak bir sonuca varamayıp en güzeli seçmesi için baş tanrı Zeus'un yanına giderler. Zeus eşi olan Hera'yı seçse diğer tanrılar kıyameti koparacaklardır. Arada kalmak istemeyen Zeus İda Dağları'nda çobanlık yapan yakışıklı Paris'i Olympos'a çıkarır ve ondan en güzeli seçmesini ister. 
Paris aynı zamanda Troya kentinin kralının oğludur. Fakat dağlarda çobanlık yapması biraz tuhaf gelebilir. Şöyle ki; Troya'da bir rivayet dolanıyordur. Kral Priamos'un doğan oğlu Troya'ya felaket getirecek esintisi Troya halkının hepsini korkuya düşürmüştür. Zaman geçer ve Troya kralı Priamos'un Paris adında bir oğlu olur ve Troya halkı tedirgin olmaya başlar. Bu nedenle Kral Priamos, Paris'i dağlarda çobanlık yapmaya gönderir ve Troyaya inmesini yasaklar. 
En güzeli seçmesi için Olympos'a çıkan Paris'e tanrıçalar büyük vaatlerde bulunurlar. Ana tanrıça Hera zenginlik ve kuvvet, Athena sonsuz zeka, Afrodit ise güzelliği dillerde dolaşan Helene'yi vaat eder. Paris Aphroditenin vaadini kabul eder ve en güzelin Aphrodite olduğunu söyler. Ardından Menelaos'un eşi Helene'yi kaçırıp Troya'ya götürür.
Böylece binlerce Akhalı ve Troyalının kanının döküldüğü Troya Savaşı Akhalardan Atreusoğlu kral Agamemnon ve Troyalılardan yiğit Hektor'un önderliğinde başlar. Menelaos içindeki öfkeyle hem eşi Helen’i geri almak hem de Troya kentini yerle bir etmek istiyordur. Tabi ki bu savaşa tanrılar da dahil olur. Akkollu Hera, gök gözlü Athena, yer sarsan Poseidon, demirci Hephaistos ve haberci Hermes Akhaları destekler. Troyalıların tarafında ise sarışın Apollon, savaşçı Ares, Artemis, Leto, Aphrodite ve Ksanthos vardır. 
Savaşın başında Troyalıların daha güçlü olduğu düşünülse de sonradan Akha saflarında savaşa Akhilleus'un dahil olmasıyla Moiralar kader ipliğini çevirirler. Yiğit Hektorun, Akhaların müttefiki Akhilleus tarafından öldürülmesiyle savaşın sonucu belli olmuştur. Akhalar savaşı kazanmış Menelaos Helene'yi almış ve kenti yerle bir etmiştir. Troya Savaşı bu şekilde sonuçlanmıştır ama Homeros'un büyük destanı İlyada'nın tamamını anlatmamız tek yazı için çok zor olsa gerek. Günümüzdeki güzellik yarışmalarının kökenini oluşturan bu efsane binlerce yıl sonra bile konuşulmaya devam edecektir. Merakı olanlar için İlyada çok değerli bir kaynaktır.

ÖNCEKİ HABER

Avusturya’da sağcı aday kaybetti

SONRAKİ HABER

Çukurova'nın esintisi: Yaşar Kemal

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...