17 Eylül 2016 00:43

KHK'lerle görevden çıkarma işlemlerine karşı yargı yolu açık

Anayasa’nın amir hükmü gereğince, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu  açıktır.

Paylaş

Hazırlayan:  Av. Songül BEYDİLLİ
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Eski Aksaray Şube Başkanı

OHAL KHK’lerinin tümünde yer alan, “Bu Kanun Hükmünde Kararname kapsamında karar alan ve görevleri yerine getiren kişilerin bu görevleri nedeniyle hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu doğmaz” hükmü ile, hukuka aykırı işlem yapan, suç isnadında bulunan kişilere dokunulmazlık zırhı getirilmek istenmiştir. Başbakan valilerle yaptığı toplantıda, “Kamu görevlileri görevlerini yaparken hata yapmaktan korkar. Sahadaki hiçbir iş şekil ve usul hatası olmadan yapılmaz. Bir tercih yapacaksınız. İş mi yapacağız, yoksa mevzuatı mı kollayacağız. Hata yapın ama hainlik yapmayın” sözleri ile yetkilileri suç işlemeye teşvik etmektedir. Ancak, bu zırh hukuken geçersiz olduğu gibi, olağanüstü halin ortadan kalkmasından sonra, hiçbir koruması kalmayacaktır. Bu kararları alıp ve görevlerini yerine getirirken, hukuka aykırı eylem ve işlemde bulunanlar hukuki, idari, mali ve cezai sorumluluğu sorumluluklarından kurtulamayacaklardır. 
OHAL KHK’lerinde, Anayasa’da yer alan yetkiye dayanılarak “Bu kanun hükmünde kararname kapsamında alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeniyle açılan davalarda yürütmenin durdurulmasına karar verilemez” hükmü ile açılacak davalarda yürütmenin durdurulmasına karar verilmesinin önü kapatılmış ise de; Anayasa’nın amir hükmü gereğince, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu  açıktır.

BAŞVURULACAK YARGI YOLU

KHK’lerde, Bakanlar Kurulu kararıyla görev son verme işlemi yapılmıştır ve bu işlemler söz konusu kişiler açısından birer işlem niteliğinde bulunduğundan, dava Danıştayda açılacaktır. Dava açma süresi, göreve son veren KHK’nin Resmi Gazete yayımlanma tarihinde başlamakta olup, 60 gündür. 
Ayrıca, bir yandan da, AİHS’te 15. maddede askıya alınamayacak haklardan kabul edilen, işkence yasağının ve cezaların yasallığı (Hiç kimse, işlendiği zaman ulusal ve uluslararası hukuka göre bir suç sayılmayan bir fiil veya ihmalden dolayı mahkum edilemez. Yine hiç kimseye, suçun işlendiği sırada  uygulanabilecek olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez) hükümlerinin ve söz konusu hakların ihlal edildiği gerekçeleri ile; AİHM’ye başvuru yolu açıktır. 
Nitekim,  Anayasa Mahkemesinin, 09.08.2016 tarihli üyeleri Alparslan ALTAN ve Erdal TERCAN’ın Meslekten Çıkarılmasına İlişkin Gerekçeli Karar ile, Anayasa Mahkemesi KHK’nin meslekten çıkarma ve göreve son verme işlemlerinde, “somut olayın özellikleri, anılan yapı ile ilgileri olduğuna dair sosyal çevre bilgisi ve Anayasa Mahkemesi Üyelerinin zaman içinde oluşan ortak kanaatleri” gibi soyut gerekçelerle hüküm kurarak, ihsasıreyde bulunmuş olup; etkili bir yargı yolu olmaktan çıkmıştır. 
Bu nedenle, bir yandan Danıştayda dava açılırken, bir yandan da AHİM’ye tedbir talepli olarak başvuru yapılabileceği gibi; Danıştayda açılacak davanın sonucunda, iç hukuk yolları (Anayasa Mahkemesine başvurudan da sonuç alınamadığı takdirde) tüketildiği tarihten itibaren, 4 ay içinde AİHM’ye başvuru yolu açıktır. 

Görevden uzaklaştırma en çok 3 ay devam edebilir

Başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere, çeşitli kamu kurumlarında on binlerce kamu görevlisi açığa alınmıştır. 
-657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 137. maddesi ile; “Görevden uzaklaştırma, Devlet kamu hizmetlerinin gerektirdiği hallerde, görevi başında kalmasında sakınca görülecek devlet memurları hakkında alınan ihtiyati bir tedbir olduğu ve tedbirin, soruşturmanın herhangi bir safhasında da alınabileceği”, 
-Madde 138 ile; “Görevden uzaklaştırmaya yetkililer olarak; atamaya yetkili amirler, bakanlık ve genel müdürlük müfettişleri, illerde valiler, ilçelerde kaymakamlar (İlçe idare şube başkanları hakkında valinin muvafakati şarttır) olarak belirlenmiş ; valiler ve kaymakamlar tarafından alınan görevden uzaklaştırma tedbirinin, memurun kurumuna derhal bildirileceği”, 
-Madde 139 ile; görevinden uzaklaştırılan devlet memurları hakkında görevden uzaklaştırmayı izleyen 10 iş günü içinde soruşturmaya başlanmasının şart olduğu; memuru görevden uzaklaştırdıktan sonra memur hakkında derhal soruşturmaya başlamayan, keyfi olarak veya garaz veya kini dolayısı ile bu tasarrufu yaptığı, yaptırılan soruşturma sonunda anlaşılan amirler, hukuki, mali ve cezai sorumluluğa  tabii olduğu” düzenlenmiştir. 

MAKUL SÜRE AŞILAMAZ

669 sayılı KHK kamu görevlilerine ilişkin tedbirler başlıklı MADDE 3-(1) “15/7/2016 tarihinden sonra milli güvenlik gerekçesiyle görevden uzaklaştırılan kamu görevlileri hakkında ilgili mevzuatında öngörülen soruşturma açma süreleri olağanüstü hal süresince uygulanmaz” hükmü ile, önceden soruşturma başlatılmamış ise, görevden uzaklaştırmayı izleyen 10 iş günü içinde soruşturmaya başlanması şartının ve öngörülen disiplin cezasına göre, disiplin suçunun öğrenilmesinden itibaren işleyen soruşturma açma süresinin uygulanmayacağı düzenlenmiştir. Ancak bu hükmün, idareye, soruşturma açmada, durumun gerektirdiği makul süreyi aşma hakkı tanımadığı açıktır. 
Madde 140 ile; haklarında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan devlet memurları da 138 inci maddedeki yetkililer tarafından görevden uzaklaştırılabileceği,
Madde 141 ile; görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisinin ödeneceği ve bu kanunun öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya devam edecekleri; 
143’üncü maddede sayılan durumların gerçekleşmesi halinde (Tekrar göreve başlatıldıkları takdirde), aylıklarının kesilmiş olan üçte birinin kendilerine ödeneceği ve görevden uzakta geçirdikleri süre, derecelerindeki kademe ilerlemesinde ve bu sürenin derece yükselmesi için gerekli en az bekleme süresini aşan kısmı, üst dereceye yükselmeleri halinde, bu derecede kademe ilerlemesi yapılmak suretiyle değerlendirileceği”,
Madde 142 ile; soruşturma sonunda disiplin yüzünden memurluktan çıkarma veya cezai bir işlem uygulanmasına lüzum kalmayan devlet memurları için alınmış olan görevden uzaklaştırma tedbirinin, yetkililerce (müfettişler tarafından görevden uzaklaştırılanlar hakkında atamaya yetkili amirlerce) derhal kaldırılacağı; 
Madde 143 ile; soruşturma veya yargılama sonunda yetkili mercilerce, haklarında memurluktan çıkarmadan başka bir disiplin cezası verilenler; yargılamanın menine veya beraatine karar verilenler; hükümden evvel haklarındaki kovuşturma genel af ile kaldırılanlar; görevlerine ve memurluklarına ilişkin olsun veya olmasın memurluğa engel olmayacak bir ceza ile hükümlü olup cezası ertelenenlerin; bu kararların kesinleşmesi üzerine haklarındaki görevden uzaklaştırma tedbirinin kaldırılacağı; 
Madde 144 ile haklarında cezai soruşturma yürütülenler, soruşturma sonucunda disiplin yüzünden memurluktan çıkarma veya cezai işlem uygulanmasına lüzum kalmayanlar ile, memurluktan çıkarma dışında bir disiplin cezası alanlar, yargılanmaları reddedilen, beraat eden, yargılamalarına neden olan suçların af kapsamına girmesi ve aldıkları ceza memurluğa engel olmayan ve cezası ertelenenler hakkındaki görevden uzaklaştırma tedbiri, devlet memurunun soruşturmaya konu olan fiillerinin, hizmetlerini devama engel olmadığı hallerde her zaman kaldırılabilir. 
Madde 145 ile; görevden uzaklaştırma; bir disiplin kovuşturması icabından olduğu takdirde en çok 3 ay devam edebileceği, bu süre sonunda hakkında bir karar verilmediği takdirde memurun görevine başlatılacağı; bir ceza kovuşturması icabından olduğu takdirde görevinden uzaklaştırmaya yetkili amir (müfettişlerin görevinden uzaklaştırdıkları memurlar hakkında atamaya yetkili amir) ilgilinin durumunu her iki ayda bir inceleyerek görevine dönüp dönmemesi hakkında bir karar vereceği ve ilgiliye de yazı ile tebliğ edeceği” düzenlenmiştir. 
Bu durumda, KHK ile getirilen “soruşturma açma süreleri olağanüstü hal süresince uygulanmaz” hükmünün yalnızca soruşturma açma sürelerine ilişkin olduğu ve bu sürenin makul süreyi aşamayacağı; bir disiplin kovuşturması nedeni ile, görevden uzaklaştırma tedbirinin en çok 3 ay devam edebileceği, bu süre sonunda hakkında bir karar verilmediği takdirde memurun görevine başlatılacağı; bir ceza kovuşturması nedeni ile, görevden uzaklaştırılan memurun durumunun, her iki ayda bir incelenerek görevine dönüp dönmemesi hakkında bir karar verilmesi zorunluluğu ortadan kalkmamaktadır. 

İDARE MAHKEMESİNDE DAVA AÇILMALI, İLGİLİLER ALEYHİNDE SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULMALI

Diğer yandan, KESK üyelerinin açığa alınma gerekçesi olarak gösterilen sendika eylemlerine katılmak demokratik, anayasal bir hak olup; sendikal faaliyetler Anayasa, uluslararası sözleşmeler, 4688 sayılı Yasa, Türk Ceza Kanunu ile içtihat niteliği taşıyan yargı kararları ve genelgelerle; yasal güvencelere kavuşturulmuştur. En son  Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu 22.5.2013 gün ve E: 2009/1063, K: 2013/1998 sayılı kararıyla “ Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu iç hukuk hükmündeki uluslararası sözleşmelerin yasalarla çelişmesi durumunda sözleşme hükümlerinin öncelikli uygulanacağını kurala bağlayan Anayasanın 90/son maddesi uyarınca AİHS`nin örgütlenme özgürlüğünü koruyan 11. maddesini ve AİHM kararını esas idari mahkemesinin ısrar kararının bozulması gerektiği soncuna varmıştır. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bu kararıyla sendikaların iş bırakma veya grev eylemlerine katılan sendika üyelerine ceza verilemeyeceği Danıştayın en üst organı tarafından da kabul edilmiştir. Söz konusu kararlarla, sendikal faaliyet kapsamındaki eylemler nedeni ile memur hakkında disiplin cezası verilemeyeceğine hükmedilerek, sendikal faaliyet kapsamında yapılan iş bırakma eylemi Danıştay tarafından hukuka uygun bulunmuştur.  
Sendika  üyesi hakkında, sendikal faaliyetleri nedeni ile soruşturma açılması, Türk Ceza Kanunu’nun 118. maddesinde suç olarak belirlenmiş olan, “sendikal örgütlenme ve sendikal hakların kullanılmasına engel olacak nitelikte müdahale” anlamına gelmekte olup, sendikal faaliyetin cezalandırılması niteliğindedir.  Bu nedenle, sendikal faaliyetler nedeni ile açılan soruşturmaların derhal durdurulması ve açığa alma işlemlerine son verilmesi talepleri ile, acilen ilgili makamlara başvuru yapılmalı; talep reddedildiği takdirde, idare mahkemesinde dava açılması yanında, ilgililer aleyhinde suç duyurusunda  bulunulmalıdır. 

ÖNCEKİ HABER

Leyla İmret: Kayyımla halkın iradesi kırılmak isteniyor

SONRAKİ HABER

Emniyet, Pendik'teki polis dayağına dair açıklama yaptı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...