25 Ağustos 2016 16:53

DİHA Muhabiri İmrak tahliye edilmedi

Tutuklu DİHA Muhabiri Feyyaz İmrak'ın da aralarında olduğu 14 öğrenci hakkında açılan davanın ilk duruşmasında tahliye çıkmadı. 

Paylaş

Antalya'da 15 Şubat'ta tutuklanan DİHA Muhabiri Feyyaz İmrak ve 13 öğrenci hakkında "Örgüt üyesi olmak" ve "Örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada, DİHA Muhabiri İmrak, 6 tutuklu ve tutuksuz öğrenciler hazır bulunurken, öğrencilerden Gizem Coşkun Bakırköy Kapalı Kadın Cezaevi'nden, Pelin Yapıcı da Tarsus Kadın Cezaevi'nden SEGBİS ile duruşmaya katıldı. İddianamenin okunması ardından öğrencilerin savunmalarını anadillerinde yapma talebi mahkeme heyeti tarafından kabul edildi.

Savunma yapan Şoreş Tan, suçlamaları reddederek katıldığı basın açıklamalarının suç olarak gösterildiğini, ancak açıklamaların anayasal hakları çerçevesinde yapıldığını aktardı. Tan, kendisinin Silopi’li olduğunu ve "Sokağa çıkma yasakları"ndan kendisi ve ailesinin etkilendiğini belirtti. Kürt halkının özyönetim hakkı olduğunu ve özyönetim talepleri yüzünden halka savaş açıldığını belirten Tan, tahliyesini talep etti.

Öğrencilerden Abdülilla Turan, Özkan Arslan ve Habur Sadak da, üzerlerine atılı suçlamaları reddederek, özyönetim talebinin halkın talebi olduğunu söyledi. Öğrenciler, Kürt halkının özyönetim taleplerini savundukları için yargılandıklarını ve özyönetim taleplerinin arkasında durmaya devam edeceklerini kaydetti

'GAZETECİLER TOPLUMUN VİCDANIDIR'

DİHA Muhabiri İmrak ise kendisine yöneltilen suçlamaların öğrencilik, gazetecilik ve Kürt kimliği ile alakalı olduğunu belirterek, "Kürt olduğum ve Kürt gazeteci olduğum için buradayım. Yasal bir derneğin kuruculuğunu yapmakla suçlanıyorum. Biz bu derneği, gelen öğrenciler bizim yaşadığımız sıkıntıları yaşamasın diye kurduk. Ve sonra başka öğrenciler sürdürdü. Bu derneğin yasa dışı tek bir faaliyeti olmamıştır. Bulamazsınız. Gazetecilik faaliyetlerim yargılanıyor. Elimde fotoğraf makinesi olmadan hiçbir eyleme katılmadım. Gazeteci olarak takip ettiğim eylemler için örgüt faaliyeti yürüttüğüm iddia ediliyor. Bu nasıl bir vicdandır. Bir basın açıklamasını takip ederken devletin polisleri eylemcilerle beraber bütün gazetecileri kayda alıyor. Neden alıyorlar? Güvenlik amacıyla olduğunu mu düşünüyorsunuz? Amaçları bunu daha sonra nasıl kullanacaklarının hesabı içindeler. Cezaevine gidip tutsaklarla görüşmem sonucu yaptığım haberler yine suç gibi karşımda" diye konuştu.

'ADALETİN TEMELİ ÖZGÜR BASINDIR'

"Cezaevinde yaşanan sorunları gazeteciler olarak yazmayalım mı" diye soran İmrak, "Daha 20 gün önce işkencelere maruz kaldık" diyerek, Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi'nde yaşanan işkenceyi hatırlattı. Kendisinin gazeteci olduğunu vurgulayan İmrak, 50 yıl tutuklu kalıp sonra tahliye edilmesi durumunda dahi gazetecilik yapacağını kaydetti. Toplumun vicdanının gazeteciler olduğunun altını çizen İmrak, devletin gazetecilerin üzerinden elini çekmesi çağrısı yaparak, "Adaletin temeli özgür basındır" ifadesini kullandı. İmrak, yöresel kıyafet ile ilgili suçlamaya da "Kürtlerin kıyafetleri ve talepleri her zaman terörize edilmiştir" diyerek tahliyesini talep etti.

İmrak'ın avukatı Nagehan Avçil, İmrak'ın haberlerini mahkemeye delil olarak sunarak, gazeteciliğin yargılandığını vurguladı. Duruşmada avukatlar, müvekkillerinin tahliyesini talep ederken, savcı da mütalaasında DİHA Muhabiri İmrak ile birlikte Habur Sadak, Adnan Özkaçmaz ve Muhammet Karataş'ın adlı kontrol şartı ile tahliye edilmesini istedi.

Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, DİHA Muhabiri İmrak ile öğrencilerin tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 20 Eylül'e erteledi. (DİHA)
 

ÖNCEKİ HABER

Dersim'de sokağa çıkma yasağı kaldırıldı

SONRAKİ HABER

Beşiktaş Başkanı Orman: "İnşallah turu geçeriz"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...