23 Ağustos 2016 06:16

Soma Katliamı davasında bilirkişi raporu okundu

Soma'da 301 madencinin yaşamını yitirdiği katliamla ilgili, 6'sı tutuklu 46 kişi hakkında açılan davanın 10'uncu duruşması başladı.

Paylaş

Soma'da 301 madencinin yaşamını yitirdigi katliamın 10. duruşması, Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı.

Madenci aileleri, duruşmayı takip etmek uzere Soma, Kınık ve Savaştepe'den sabah erken saatlerde otobüslerle Akhisar'a hareket etti.

Akhisar istasyonu yanında toplanan aileler, "Soma'yı unutma, unutturma", "Soma'nın hesabı sorulacak" sloganlarıyla mahkeme salonuna yürüdü.

Burada aileler adına açıklama yapan İsmail Çolak, ailelerin 800 gün önce göz göre evlatlarını, eşlerini, çocuklarının babalarının katledildigini belirterek "Onlar buna kader, fıtrat dediler. Biz hayır bu katliam dedik. Sabotaj dediler hayır sizin zihniyetiniz yaptı dedik. Bu katliamı yapanlardan hesap sormak için buradayız" dedi.

Bu duruşmaya aylardır bekledikleri  bilirkişi raporunun geldiğini dile getiren Çolak, "Başından bu yana savundugumuz şekilde bu katliamın şirket dışında kamunun, taşeronun ve sendikanın payı olduğu bu raporla ortaya çıktı" dedi.

Çolak, "Şimdi artık son düzlemdeyiz. Biz şehit madenci aileleri olarak davaya sahip çıktık, çıkmaya devam edeceğiz" dedi. 

Mahkemenin, katliamın sorumlularını hak ettikleri cezaya çarptırmasını beklediklerini belirten Çolak, bu davanın sonucunun Türkiye'de iş cinayetlerinin son bulmasına katkı yapacağını ifade etti. 

Bu uğurda mücadeleyi, Soma'yı unutmamak ve unutturmamak için sürdüreceklerini belirten Çolak, verilen desteklere teşekkür etti. 

301 madencinin yaşamını yitirdiği Soma katliamıyla ilgili 6'sı tutuklu 46 kişinin yargılandığı davanın 10. duruşmasına ailelerin ve izleyenlerin katılımı yoğun oldu. CHP İzmir milletvekili Zeynep Altıok Akatlı, CHP Manisa milletvekili Tur Yıldız Biçer, EMEP MYK üyesi Levent Tüzel de katılanlar arasında yer aldı.

BİLİRKİŞİ RAPORU OKUNDU

Duruşma son hazırlanan bilirkişi raporunun okunması ile başlandı. Raporda, TKİ ve Soma Kömürleri AŞ arasında alt işveren-üst işveren ilişkisi olmadığı belirtilerek, "Bu durum TKİ'nin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz" denildi.  Aradaki ilişkinin "klasik rödavans" ilişkisi olduğu ifade edildi.

Şirketin yönetim kurulu üyeleri arasında görev dağılımı yapılmadığı bu nedenle tüm yönetim kurulu üyelerinin sorumlu olduğunun altı çizildi. Yönetim kurulunun sadece bir kısmına suç isnat edilemeyeceği vurgulandı. Holding başkanı Alp Gürkan’ın uzun yıllar şirketin yönetim kurulu başkanlığını yaptığını asıl sorumlu olduğuna dair kendi beyanlarının bulunduğu belirtilerek “Sadece kâğıt üzerindeki durum değil fili ve gerçek durum önemlidir” denildi. 

Madendeki sorunların yapısal olduğuna dikkat çekilerek eksikliklerin salt müdür ya da teknik elemanların yerine getirebileceği işler olmadığı belirtildi. İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin sadece şeklen yerine getirilmeye çalışıldığı vurgulandı. En büyük eksikliklerden birinin görev tanımların olduğu kimin ne ile görevli olduğunun açık olamadı ifade edilerek, “Yeterli ve bilinçli bir iş sağlığı politikası uygulanmamış sadece üretimle ilgilenilmiştir” denildi. 

Can Gürkan, Mustafa Yiğit ve Alp Gürkan’ın S panosuna fazla işçi istihdam edilmesi madenin içerdiği tehlike ve risklere uygun politika yürütmedikleri konusunda sorumlu oldukları belirtildi. Ramazan Doğru’nun iki öğretim üyesinden aldığı sorumluğunun bulunmadığına dair noter tasdikli belgenin bir geçerliğinin olmadığı belirtildi. Kazanın başka bir vardiyada meydana gelmiş olması diğer vardiya amirlerinin sorumluğunun ortadan kaldırmadığını söyledi. 

‘TKİ SORUMLULUKTAN KURTULAMAZ’

Şu an sanık konumunda bile olmayan Genel Müdür Yardımcısı Hayri Kebapçıların, gerekli teknik alt yapı oluşturulmadan üretimin arttırılması, S panosunda çok sayıda işçi istihdamı, U3’ teki sorunların sık sık tamiri ile yetinilmesi, riskli havalandırma ile çalışılması, eski imalat ve barajların izlenmesi ve kontrolleriyle ilgi yeterli uygulama yapılmaması gibi ihmallerden sorumlu olduğu belirtildi. Ramazan Doğru, Akın Çelik, İsmail Adalı, Ertan Ersoy, Mehmet Ali Günayçelik yukarıda belirtilen eksiklik ve ihmallerden sorumlu tutuldu. TKİ mühendisleri Efkan Kurt ve Adem Ormanoğlu’nun da ihmalleri olduğu belirtildi. 

Madenin düzenli aralıklarla teftiş edildiğinin ama nedense teftiş raporlarında sayılan sorun ve eksikliklerin bulunmadığı, bu nedenle tiftiş kurulunun da ihmalinin olduğu vurgulandı. Bakanlığın teftiş kurulunun ocak idaresinin uyarılmaması, bant boylarında yangın söndürme cihazlarının bulunmaması, havalandırma ile ilgili uyarı yapılmaması nedenlerinden sorumlu olduğu ifade edildi.  Metal ve zehirli gazların birikmesinin olduğunu, metan birikmesinin tespitinin portatif gazölçerlerle yapıldığı ama tavanda biriken metan gazının portatif gaz öçlerle ölçülemeyeceği anlaşılmış ver sıcaklıktan kaynaklı patlamanın olduğu belirtildi.   

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda ailelerin avukatları ve sanık avukatları rapora ilişkin beyanlarını sundu.

‘OLASI KASTTAN YARGILANMALILAR’

Soma Davasının öğleden sonraki oturumunda aile avukatları, sanıklar ve sanık avukatları bilirkişi raporuna ilişkin görüşlerini bildirdi.

Madenci yakınlarının avukatlarından Denizer Şanlı, bilirkişi raporunun olan biteni anlatmakta yetersiz kaldığını belirterek, alınmayan önlemlerin ihmalle açıklanmasının durumu ifade etmediğini dile getirdi. Şanlı, “Yetersiz topuk bırakmanın anlamı ihmal değil daha fazla üretim için yapılmış bir kasıttır” dedi.

Acil eylem planı diye bir plandan  mahkemede haberdar olan sorumlular bulunduğunu belirten Şanlı, “Demireksport’ta 26 Nisan 2016’da 50’ye yakın işçi zehirlendi. Orada hâlâ karbonmonoksit problemi var. N1 panosunu bir açıp bir kapatıyorlar. Bu pano U3 bölgesinin komşusu. Şirketin burada iradi bir davranışı var. İhmal denilemez. Olayın sebebi kısa devreli arka bağlanıyor ama elektrik başmühendisinin cezai sorumluluğunun olmadığı söyleniyor. Alev yürümez bandın olup olmamasının önemli olmadığı ifade ediliyor raporda. Oysa önemlidir. Olayın sanıkların iradi ve sonuca giden davranışları sonucunda gerçekleştiğini düşünüyoruz” dedi.

Avukat Selçuk Kozağaçlı da aile avukatları olarak 15 Ağustos tarihli nihai bilirkişi raporunu uygun ve yeterli bulduklarını ek bir inceleme ve rapor talebinde bulunmayacaklarını belirtti. Kozağaçlı, şirketin projeden sorumlu Genel Müdür Hayri Kebapçılar’in S panosu katliamcılarının başında geldiğini ifade etti. Kozağaçlı, havalandırma başmühendisi sıfatı bulunan Fuat Ünal Aydın hakkında üç kez tutuklama talep ettiklerini hatırlattı.

Şirket Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Yiğit’i başlangıçta “formalite üye” olarak düşündüklerini ama öyle olmadığının TKİ ile yapılan mail yazışmalarından anlaşıldığını kaydeden Kozağaçlı, Hayri Kebapçılar’la TKİ ELİ Müdür Yardımcısı Suat Gür’ün mail yazışmalarında Gür’ün, “Bu üretim çok az, en az yıllık 3 milyon ton hedefte maliyet de düşer” dediğini aktardı. Kozağaçlı, kriz masası sorumlusu olarak dosyada imzası bulunan Yılmaz Taşkın’ın ve iş güvenliği uzmanı ve acil durum sorumlusu Yusuf Emre Uğur’un da sanıklar arasında olması gerektiğini belirtti. Üretimden sorumlu İşletme Müdür Yardımcısı Halil Sarı’nın birinci derecede sorumlu olduğunu dile getiren Kozağaçlı, dava dışı şüphelilerle ilgili mahkemenin kamu davası açıp bu dosya ile birleştirebileceğini, aksi durumda kendilerinin şikayette ve birleştirme talebinde bulunabileceklerini söyledi.

Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak suçundan yargılanan sanıkların olası kasttan yargılanması gerektiğini de savunan Selçuk Kozağaçlı, bunun gerekçesini ise bilirkişi raporundaki S panosundaki değerlendirmelerine dayandırdı. Kozağaçlı, “S panosunda, 260’dan fazla çalışan katledildi. Bu bizim içini çok önemli. Eğer şirketin revize planları yerine getirilmiş olsaydı o insanlar ölmeyecekti. Bilirkişiler de bu değerlendirmede bulunmuş” dedi. 

Yine aile avukatlarından İbrahim Arzuk, üretim zorlaması tespitinin olduğunu ama bunun taşeron ile bağının kurulmadığını söyledi. Ekipbaşı, denilen taşeronlara dair onlarca işçi ifadesi bulunduğunu dile getiren Arzuk, bu sistemin uygulayıcılarından İnsan Kaynaklarından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yılmaz Taşkın’ın davanın sanığı olması gerektiğini belirtti.
TKİ, MIGEM ve Çalışma Bakanlığı’nın suçun iştirakçisi durumunda olduğunu ifade eden Arzuk, başta projelerden sorumlu MİGEM olmak üzere suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

Tutuklu sanıklardan Soma Kömürleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan ise bilirkişi raporunun gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek, sabotaj iddiasını ve tahliye talebini yineledi.

Bilirkişi raporuna ilişkin yazılı açıklama yapmak isteyen sanık ve avukatlara ayrı ayrı süre verilmesine, bilirkisi raporuna dayanarak bir kısım tutuksuz sanıkların adlı kontrol şartının kaldırılmasına, bazı tutuksuz sanıkların adlı kontrol şartı ve yurtdışı yasağının getirilmesine, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına, 21 Eylül tarihinde dosya üzerinden sanıkların tutukluluk hallerinin değerlendirilmesine karar verildi. Mahkeme 12 Ekim 2016 tarihine ertelendi. 

‘SAMANLIKTA İĞNE ARAR GİBİ ADALET ARIYORUZ’

Madende yaşamını yitiren Uğur Çolak’ın annesi Gülsüm Çolak, başından beri davayı takip ettiğini ve çevredeki ailelere davayı takip etmeleri için ulaşmaya çalıştığını söyleyerek, “Bugün ailelerin katılımıyla yüzümüz güldü. Balıkesir Çatalan köyü hariç tüm köylere ailelerin yanına gittim. Çatalan köyüne de bir sonraki duruşma öncesi gideceğim ve oradaki ailelerinde gelecekler biliyorum. Çünkü bu davaya anneler sahip çıkarsa sonuç çıkar. Samanlıkta iğne arar gibi adaleti arıyoruz. Umarım adalet yerini bulacak” dedi.

‘FACİAYA YOL AÇAN SİSTEMİN SİYASİ SORUMLULULARI HESAP VERMELİ’

EMEP MYK Üyesi Levent Tüzel, uzun zamandan sonra kapsamlı bir bilirkişi raporunun çıktığını ifade ederek, “Bu bilirkişi raporu hem olayın oluş biçimini gerçekleriyle ortaya sergilemesi hem de sorumlularının ortaya çıkarması bakımından önemli bir noktada. Sadece Soma A.Ş. yöneticilerinin, oradaki vardiya amirlerinin, mühendislerinin ve benzeri görevlilerin sanık olarak yargılanmasını değil, aslında bu işletmenin maden ocağının düzenli denetiminin yapılması açısından bakanlık ve bağlı bürokrasinin, TKİ, MİGEM ve Bakanlığı'nda sorumluluklarına işaret ediyor. Bu davaya katılması gereken devlet bürokrasisi ve siyasilerinde sorumluluklarına işaret eden rapor olmasından dolayı davanın bu şekilde devam ettirilmemesi açısından önemli bir dönemeçtir” dedi. Sanıkların ve avukatlarının bu davayı çıkmaza sokmaya dönük bir kargaşa yaratarak, özellikle bugüne kadar davayı bu aşamaya getirmiş olan mahkeme heyetinin bu dosyadan uzaklaştırmaya dönük çabalarının olduğu belirten Tüzel, “Başından beri işletmenin sahibinin katliama dair sorumlulukları ortadaydı. Ama onlardan daha çok rant kapısı ve yağma ortamı istendi. Bundan sonrasında yeni facialara yol açacak olan bu sistemin siyasi sorumluları hesap vermelidir. O yönden dava takip edilmeli ve bu davanın ilerletilmesi gerekiyor. Hep birlikte bunu yapacağız” dedi. 

‘RAPOR OLASI KASIT YÖNÜNDE’

CHP Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, raporun getireceği sonuçtan ümitli olduklarını ifade ederek, “Elbette rapora dair istediğimiz oranda olması bile yüksek düzeyde bir memnuniyet var. Konu olası kasta gidecek noktada bu raporla. Zaten amacımızda bu yargılananların olası kastla yargılanmasının sağlanmasıydı. Bu rapor o doğrultuda olduğu için memnunuz” dedi.

CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı, olayın yaşandığı andan itibaren bilinen gerçeklerin bugün okunan bilirkişi raporunda teyit edilerek resmiyete döküldüğünü ifade etti.  Yargılanan sanıkların ve yöneticilerin dışında denetimini yapan müfettişlerin ve devlet yetkililerinin de sorumluluklarının raporda ortaya çıktığını belirten Akatlı, “Bundan sonrası karar sürecinin işlemesi olmalıdır. Avukatların talebi duyulmalıdır ve burası hiçbir zaman yalnız bırakılmamalıdır. Karar çıkana kadar takipçisi olunmalıdır. Acı hiçbir zaman bitmeyecek ama hiç değilse adaletin olması gerektiği gibi işlendiğini görmek içimize iyi gelecektir. Türkiye’nin bundan sonra ihtiyaç duyduğu gelecek aydınlığı içinde bağımsız yargının işlemesini ve adaletin herkes için yerini bulmasını istiyoruz” dedi. 

DAVANIN GEÇMİŞİ

Katliamdan sonra başlatılan adli süreçte, aralarında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ile İşletme Müdürü Akın Çelik'in de aralarında bulunduğu 8 kişi tutuklandı. Katliamın yıldönümüne iki ay kala 2 Mart 2015 tarihinde iddianame Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. İddianamede, tutuklu 8 kişi için, 'olası kastla öldürme' suçundan 301 kez 20-25 yıl, 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan 162 kez 2-6 yıl hapis cezası istedi. Tutuksuz 38 zanlı için de, 'Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma' suçundan 2-15 yıl hapisle cezalandırılmaları istendi. Ancak bu kişilerden, 25'inin cezalarının, kusur durumundan dolayı 3'te 1 oranında artırılması talep edildi. Geçen 25 Aralık'taki duruşmada da tutuklu sanıklardan maden mühendisleri Hilmi Kazık ve Yasin Kurnaz, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. 

DAVANIN SANIKLARI

Cezalandırılmaları istenen sanıklardan tutuklu olan ilk 6 kişi: Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, Maden Mühendisi, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, İşletme Müdürü Akın Çelik, maden mühendisi Ertan Ersoy ve emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik. Tutuksuz yargılanan 40 sanık ise maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Yalçın Erdoğan, Harun Güneş, Fuat Ünal Aydın, emniyet teknikerleri Ergün Yılmaz, Coşkun Derici, Necati Karadeniz ve Harun Yılmaz, Erdem Cambaz, Serkan Kocaman, Soner Günay, Ümit Şahin, Nazmicem Nesemioğulları, Hüseyin Alkan, Adem Ormanoğlu, Burhan Karabaş, Sertaç Büyükgüney, Nimetullah Uğurlu, Efkan Kurt, Mehmet Bayri, Sertan Günay, Batuhan Ünlüyol, Ozan Sezer, Erdoğan Cinoğlu, Halil Sarı, Serhat Dinç, Saltuk Alp Demir, Uğur Karabulut, Serdar Günay, Mehmet Uçgun, Ömer Değirmenci, Fahri Pançar, Olcay Erşin, Mehmet Avcı, Halil Burhan, Hüseyin Ergin, Hilmi Karakoç, Mehmet Erez ve Caner Uysal'dan oluşuyor. (Manisa/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Meteoroloji'den İstanbul için yağış uyarısı

SONRAKİ HABER

Adana’da Güç Birliğinin ilk adımı atıldı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...