14 Ağustos 2016 06:27

Minbic operasyonu ve olası gelişmeler...

Suriye ve Rojava’yı yakından takip eden Gazeteci Amed Dicle, Menbic operasyonunu ve sonrasındaki beklentileri yazdı.

Paylaş

Amed DİCLE*

Adanalı Eylem Ataş, İngiliz Dean Carl Evans, Sivaslı Sevda Çağdaş, ABD’li Ciwan Fırat kod adlı Jordan Mactaggart, Slovenya Martin Gruden, Kobaneli Çekdar, Amedli Azad, Hakkarili Zilan…
Ve Minbicli Komutan Ebu Leyla.
Farklı ülke, toplum, din, inanç ve örgütlerden olan bu kadın ve erkek savaşçılar, Minbic operasyonunda yaşamını yitirdi. Sadece onlar değil, onlarca arkadaşları hayatını feda etti, yaralandı. Minbic operasyonu, bu özelliğinden dolayı, siyasi ve askeri analizlerden çok daha değerlidir. Dünyadaki birçok iyi insan Rojava ve Kuzey Suriye topraklarında bir araya gelip insanlığın başına bela olmuş IŞİD çetelerine karşı ortak operasyon yürütüyorlar. Bu açıdan, sadece Suriye halkları için değil, tüm insanlık için umut vadeden büyük bir gelişme.
Minbic’i özgürleştirme operasyonu 1 Haziran tarihinde başladı. 5 Haziran tarihinde operasyonun komutanlarından Şems el Şemal Taburu Komutanı Ebu Leyla yaşamını yitirdi ve operasyona ‘Komutan Ebu Leyla operasyonu’ adı verildi. Komutan Ebu Leyla operasyonu kapsamında Minbic merkezi ve çevresindeki 200’den fazla köy kurtarıldı, IŞİD’in birçok önemli noktası ele geçirildi. Minbic’in kurtarılması sadece bir kentin daha IŞİD’den kurtarılması anlamına gelmiyor. Operasyonun önemi çok daha büyüktür. Bu önemi birkaç başlık altında sıralamak mümkün;

1- Minbic, Rakka, Cerablus, Bab arasındaki IŞİD trafiğinin merkezi konumundadır. IŞİD’in merkezi Rakka olarak görülse bile, Kuzey Suriye ve Rojava’daki operasyonel merkez Minbic idi. (Salih Müslim’in burayı IŞİD’in ‘gizli başkenti’ olarak tanımladığını hatırlayalım.) Minbic’in alınması IŞİD’in Cerablus ve Rakka arasındaki bağlantısının kesilmesi anlamına gelmektedir. Yanı sıra, Türkiye’den Rakka’ya giden güzergah kapatılmış anlamına gelecektir.
2- IŞİD esas elemanlarını burada savaştırıyordu. Burası onlar için ‘güvenli’ göründüğü için IŞİD’i sevk ve idare eden gruplar burada konumlanıyordu. Ayrıca Suriye dışından gidip IŞİD’e katılmış birçok çete burada konumlanıyordu ve çoğu öldürüldü. Kalanların da artık Rakka dışında sığınacakları bir yer yok. Ki hava saldırılarından dolayı Rakka’da fazla kalamıyorlar.
3- Minbic’in alınmasında sonra IŞİD, Kuzey Suriye ve Rojava’ya artık saldıramıyor. Savunma pozisyonuna geçmiş durumda. Ancak intiharvari yöntemlerle savunmaya geçince daha büyük zarar görmüş oluyor.
4- Minbicli savaşçı grupların, Rojava ve Kuzey Suriyeli diğer askeri savunma güçlerinin bu önemli ortak operasyonu, geleceğin Suriyesi için oldukça önemlidir. Aslında halkların ortak savunma ordusu bu operasyonla vücut bulmuş oluyor. Suriye’nin geleceği için model ordu denilebilir. Bu savaşçılar bölge tarihinin seyrini değiştirecek.
5- Minbic’in alınmasından sonra bölgedeki askeri hareketlilik durmayacak aksine daha da yoğunlaşacak. Daha doğrusu yoğunlaşması gerekiyor. Zira Minbic’de bir koridor açıldı ancak bu koridorun etrafında halen IŞİD var. IŞİD rahat durmayacak ve saldıracaktır. Bundan dolayı IŞİD’e yönelik temizlik hareketi devam etmeli. 
6- Minbic operasyonu Minbic ile durursa hiçbir anlamı olmaz. Minbic ancak Bab, Mare, Azez ve Cerablus alındıktan sonra korunmaya alınır. Bu merkezler temizlenirse IŞİD Rakka’da tutunamaz ve Suriye’de hareket edemez bir konuma gelir.
7- Bu askeri gelişmelere paralel olarak Kuzey Suriye Demokratik Federal Sistemi bünyesinde toplumsal ve siyasal çalışmalar hız kazanacak, Minbic tıpkı diğer kent ve kasabalar gibi yerel halkın inisiyatifine verilecek. Burada yaşayan halklar kendi yönetimlerini belirleyeceklerdir. Bu da Suriye’nin barış ve istikrarı için önemli bir emsal teşkil edecektir.
8- Bu gelişmeyi sadece ‘Kürtler Suriye’nin kuzeyinde koridor açtı’ şeklinde yorumlamak sığ bir yaklaşım olacaktır. Evet, Minbic ve akabinde Bab alınırsa Kürt bölgeleri arasındaki yol açılmış olacak. Ama bu gelişme sadece Kürtler için değil tüm Suriye ve bölge için önemlidir. Çünkü artık Rakka’dan yola çıkan bir IŞİD elemanı Antep - İstanbul üzeri Avrupa’ya gelip bomba patlatamayacaktır. Yani Türkiye sınırı IŞİD’e kapatılacaktır.
9- Türkiye yönetimi, Erdoğan - Obama görüşmesinde Minbic operasyonunu kabul etmek zorunda kaldı. Ancak Minbic operasyonunun başarısız olması için çok çaba yürüttü. Başaramadı ve Suriye politikasında bir kez daha hezimet yaşadı. Erdoğan’ın Putin’in ayağına gitmesinin bir önemli sebebi de budur.
10- Türkiye, Rusya üzerinden Kürtleri Suriye’de dışlamaya çalışacaktır. Bunu istedikçe Suriye rejimi ve Moskova’ya bağımlı hale gelecektir. Ancak Kürtlerin dışlanması bu güçlerin çıkarlarına olmadığı için Ankara’nın bu kötü siyaseti sonuç almayacaktır.
11- ABD ve diğer Batılı güçler, Ankara’ya rağmen Suriye planlarında ısrarcı olacaklar. Bu güçler için birinci öncelik IŞİD vb. yapıların bertaraf edilmesidir.
12- Kürtler, Rusya veya ABD’den destek alarak Suriye ve Rojava’da gelişme kaydetmediler. Dolaysıyla bu güçlerden birinin Kürtlere karşı çalışması Rojava’ya zarar verebilir ama Suriye’ye bir şey kazandırmaz. Kürtler kendi öz güçlerine dayanarak Suriye’de etkili aktör olmaya devam edecekler. Ankara’nın Kürt karşıtı siyaseti Türk-Kürt ilişkilerinde, Türkiye’deki Kürt sorununun çözümünde tarihin en büyük kırılmasına yol açacaktır.
13- Son olarak; Türkiye, Rojava ve Suriye’de birtakım operasyon ve saldırılarda bulunabilir. Şimdiden bazı saldırı ve suikastlar için hazırlık yaptığı söyleniyor. Yani; Minbic bir son değil başlangıç oluyor. Bazıları için kazanmanın, bazıları için kaybetmenin başlangıcı…

*Twitter: @AmedDicleT

ÖNCEKİ HABER

15 Temmuz’un ardından: Kürtleri kim öldürdü?

SONRAKİ HABER

Sıla mevzuu: İki satırlık adamlar

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...