Sonuç ne olursa olsun mücadele edeceğim
10 günlük bir Kayseri anım oldu. Kayseri’de kamu emekçisi arkadaşlarım çok güzel ev sahipliği yaptılar ve sürgünde hissetmedim kendimi.
İsimsiz ihbar mektupları ile şikâyet edilerek Kayseri’ye sürgün edilmiş bir öğretmenim. Halk Eğitimde çalışıyordum ve bir gün idaredeki arkadaşlar hepsi toplanarak tebliğ ettiler bana sürgün kararını. Üzgün olduklarını, kendileriyle ilgili bir durum olmadığını, benimle çalışmaktan çok memnun olduklarını söyleyerek tayini çıkan, emekli olan arkadaşlara yaptıkları gibi personel olarak hediye alarak uğurladılar beni işyerinden. Sürgün gönderiliyorum ve kurumdan bu şekilde gitmek bana ilginç geldi.
Halk Eğitimde ilk yılımdı ancak çalışma ekibimiz güzeldi. Aynı suçlamalarla ilgili adli soruşturmam da vardı ancak savcı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdiği halde Milli Eğitim beni sürgün etmiş, aynı anda “meslekten men” edilmek üzere Yüksek Disiplin Kurulu’na vermişti.
Aslında bu yaşadıklarımın başlangıcı geçtiğimiz yıl Mesleki Eğitim Lisesi Uygulama Anaokulu’nda çalışırken okulumuzun yıkılarak yan okulla birlikte İmam Hatip Ortaokuluna dönüştürülmek istendiğinde gösterdiğim tepki ve yaptığım veli çalışmasına dayanıyordu. İlçe Milli Eğitim Müdürü beni diğer öğretmenlerle birlikte toplantıya çağırmış ve sadece bana dönerek “Velileri kimin ayaklandırdığını biliyorum, böyle devam edersen kendine yer beğen” demişti. Ve ardından sürgün kararım verildi; Kayseri Merkez ilçesine yapılmıştı sürgünüm.
Suçlamalar sosyal medya aracılığıyla devlete hakaretten, terör örgütü propagandası yapmaya kadar varıyordu. Emniyette gözaltına alınıp hastaneye götürülürken polis “Nerelisiniz, Kürt müsünüz” diye sormuştu. “Amasyalıyım, Türk’üm” dediğimde ise “İfadenize yazdırdınız mı?” sorusuna anlam verememiştim. “Niye?” dediğimde “Yazdırsanız etkili olurdu” dedi. Anlaşılacağı üzere direk suçlu potansiyeli görülenler belliydi. Tebliğden hemen sonra gidip başladım göreve ve 10 gün içinde geldiğim yer olan Antalya hariç olmak kaydıyla il dışı tayin hakkımı kullandım ve ilk tercihim Bodrum Türkbükü’ne tayinim çıktı. Sürgün kararını kendi lehime çevirmiş oldum böylece. 10 günlük bir Kayseri anım oldu. Kayseri’de kamu emekçisi arkadaşlarım çok güzel ev sahipliği yaptılar ve sürgünde hissetmedim kendimi. Kendilerine çok teşekkür ediyorum. Şu an Yüksek Disiplin Kurulu’ndan çıkacak kararı bekliyorum. Ve yürütmeyi durdurma davasının sonucunu. Sonuç ne çıkarsa çıksın mücadele kaldığı yerden devam edecek. Yaşasın iş, ekmek, özgülük mücadelemiz!
Yüksek OKYAY
Eğitim Sen Alanya Şubesi Eğitim Sekreteri
‘Boş tencere’ iktidarın neresinde?
Tehlike nedir?
Yeni anayasa tartışmaları, AKP’ye can suyu olur mu?
Erdoğan'ın Irak ziyaretinin 3 sebebi ve değişim rüzgarı!
Özgürlükçü Anayasa
1 Mayıs ve sonrası
Galatasaray kaparak, Fenerbahçe kaptırmayarak…
EVRENSEL EGE
Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...
