24 Temmuz 2016 05:44

Darbe girişimi ve tarihsel blok

M.Ali Çelebi, darbe girişimin sadece iç kaynamaların ürünü olmadığını, dış parametrelerin de darbe girişimine neden olduğunu yazdı.

Paylaş

M. ALİ ÇELEBİ

Kürt meselesi çözülmedikçe sahada silah konuşturanlar siyasette de ahkam kesmek ve kendisini dinletmek isteyecektir hep. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminde bulunanların yıllarca Kürt kentlerindeki savaşı organize edenler olması; Roboski, Cizre, Sur’u bombalayan komutanlar olması çarpıcı değil mi, ‘ders çıkarın’ demiyor mu? 

Bu girişten sonra darbe sürecini kadraja alalım... İçeride zemin kabul edilen saikleri bir yana bırakırsak cuntacıların, Paris, Brüksel, Orlando, Atatük Havalimanı ve Nice’teki IŞİD katliamlarının yarattığı, Türkiye’ye karşı sertleşen rüzgardan yararlanmak istediği anlaşılıyor. Sızıntının da etkisiyle hiçbir siyasinin verilmemesi, ilk dakikalardan itibaren Erdoğan, hükümetin okları sadece paralel yapı dediği Gülen Cemaati’ne yöneltmesi, kendi havuz kanalları yerine NTV ve CNNTürk’e telefonla bağlanmaların tecih edilmesi, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar’ın hükümet tarafından yedeklenmesi başarılı bir karşı stratejiydi. Cemaat sistemde siyasi, toplumsal, askeri, ideolojik ağır hasarlar yaratmasına yaslanarak siyasi partilerin ve hinterlandlarının desteğini almaya dönük bir stratejiydi bu. Gerçekte ise ordu içindeki ulusalcı kanatlar paralel yapıya tek başına darbe yaptırtmazlardı. Paralel yapı tek başına ordu içinde bu kadar derin örgütlenme yapamazdı. Dolayısıyla darbe paralel ve ulusalcı bir kanadın ürünüydü. Darbe sadece iç kaynamaların ürünü değildi. Dış parametreler de var. Birisi Kasım 2002’den beri AKP yönetimini desteğiyle ayakta tutan ABD idi. Obama da 8 yıllık iki dönemi boyunca destek verdi. Eski genelkurmay başkanları dahi gözaltın alınıp tutuklanırken, darbe seslenişlerine kulak vermedi ABD. Çünkü Cemaat-AKP koalisyonu üstünden Avrasyacı, Rusya eksenli ittifakçı kanatları tasfiye ediyordu. Obama, 2009 Honduras, 2013 Mısır darbesi ile dönemini tamamlamak istiyordu. Ancak Suriye, Rojava odaklı politikalarda ayrışma olunca AKP ile ABD arasında kriz kaçınızlamazlaştı. Çünkü, Türkiye sınırlarını kullanan, birçok şehrinde kök salan, eylem kapasitesini artıran, ABD’nin Ortadoğu politikaları için, İsrail güvenliği için tehdit haline gelen IŞİD, El Nusra ve ÖSO içindeki bazı gruplara karşı istenenler yapılmıyordu. Üstelik IŞİD, Fransa, Belçika, ABD’de katliamlar silsilesine neden olmuştu. ABD başkanlık seçimi yaklaşırken Obama, IŞİD’leşme nedeniyle Cumhuriyetçiler tarafından kıskaca alınmıştı.

Yine Türkiye Ortadoğu’da nüfuzunu artıran İran ile yeniden başbakanlık düzeyinde ilişki tesisine başlamıştı. NATO; İran, Libya, Mısır, Suriye’de etkisi artan, Ukrayna’yı altüst eden Rusya’yı sınırlandırmak isterken, Rusya-Türkiye arasındaki uçak düşürme nedeniyle yaşanan kopuştan büyük kazançlar sağlamaya çalışırken Erdoğan, Putin’den özür dilemesin mi? Oysa NATO ve ABD, Rusya’ya yakın Baltık ülkelerine asker sevketme, Karadeniz’e açılma hesapları yapıyordu. 

Rusya’dan 7 ay sonra özür dilenmesinin ardından darbe ayının ilk haftası Soçi’de Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüşen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun sonrası TRT Haber’de konuşurken ABD’yi, PYD’ye tavır almaya zorlamak için şu ifadeleri kullanması not edilmiş görünüyor: “DEAŞ’a karşı aktif mücadeleye katılmak isteyenlere de biliyorsunuz İncirlik Hava Üssü’müzü açtık. Rusya ile de aynı iş birliğini niye yapmayalım?” Türkiye, Beşar Esad yönetimiyle de gizli görüşmeler yapıp, açıktan da ilişki kurma yanlısı mesajlar veriyordu. Bu da İsrail’in hazetmediği bir durumdu. Dolayısıyla Obama, NATO artık uyarıların yetersiz kaldığın düşünüyordu. 

Tarih aynasına göre darbeye göz kırpıldı. Ancak emir-komuta dışarda tutuldu, tam organize olmadan erken başlatıldı ki darbe sonuca varmayacak boyutta kalsın. CIA’in gölge kuruluşu olarak nitelenen Stratfor’un twitter hesabından Erdoğan’ın uçağı Marmaris’ten İstanbul’a gelirken ki “Turkish President Erdogan’s airplane, now over Sea of Marmara” (Erdoğan’ın uçağı şu anda Marmara Denizi üstünde) paylaşımları; ABD-NATO için önemli olan İncirlik Üssü ve İzmir-Çiğli 2. Ana Jet Üssü Komutanlarının cunta içinde çıkması önemli işaretler. Cuntaya “Yurtta Sulh Konseyi” adının verilmesi içeriye olduğu kadar Şam ve Moskova ile temasa da dikkat çekmek içindir. Erdoğan’ın uçağı havadayken F-16’ların kitlenmesi durumu vardı. Bu cuntanın siyasilerin hayatı için garanti vermesi olarak görülemez mi? ABD devirmeden, “koltuğu istersem çekerim” mesajı vermiş oldu. 

BAŞKANLIK BASAMAĞI MI OLACAK?

Meclis’in bombalanması, sivillere ateş açılması, ordu ve polisin Kürt kentlerindeki uygulamalarının ilk kez batıya taşırılması durumuydu. Sokağa çıkanların linç girişimleri, bir askeri boğaını keserek öldürmeleri, asker ve polislerin birbirlerini bombalaması, gözaltına alınan asker-subayların elbiselerinin çıkarılması, askerlerin çıplak hale getirilip ters kelepçeli şekilde Atlı Polis Eğitim Merkezin’deki ahırlara doldurulması, generallere işkence yapılması, işkence edilen generallerin hakaretler eşliğinde videoya alınıp AA’ya servis edilmeleri orduyu kutsallaşıran kesimlerde büyük travma demektir. Ki bu ordu içinde yeni cuntalara zemin sunabilir. 

Darbe 16 Temmuz’da bastırıldıktan sonra dahi sokağa çağrıların sürdürülmesi, otobüs ve metroların kitle akışları için ücretsiz çalıştırılması, camilerde selaların devam ettirilmesi kamu kurumlarındaki tasfiyeler içindi. Yani cunta bahanesiyle cadı avı içindi. Önceden listeler hazırlanmış ki, yargı, bakanlıklar başta olmak üzere hemen bütün kamu kuruluşlarında binlerce kişi işten atıldı. Korku yayarak demokratik dinamikleri de sindirme amaçlıdır. Başkanlık yolunu açmaya odaklı bir linç girişimi yaşandı sokaklarda..

Soğaklara davet edilenlerin Alevi, Kürt, sosyalist kesimlerin yaşadıkları mahallelere saldırıları ciddi çatışmalara varabilir.

İktidar dersler çıkaracağına, darbe girişimini kurumları boşaltıp yeniden kadrolaşma, başkanlık için rüzgara çevirmek istiyor. Muhtemelen bunun için Hulusi Akar bildiriyi başına silah tutulurken, boğazı sıkılırken de bildiriyi imzalamadığı halde Genelkurmay koltuğundan alınıp yerine 1. Ordu Komutanı Dündar getirilecek. Bahçeli de muhalefele korkutulup temaamen heybeye konacak.  

Sonuç olarak Türkiye şimdi etnik ulsalcı faşizm ile teokratik faşizm dilemması eşiğinde. Bu iki karanlık tünelden kurtuluş ise ancak demokratik cephenin duruşuyla olacaktır. Bu da Kürtlerin, sosyalistlerin, Alevilerin, sosyal demokrat kanatların iradelerini ortaklaştırmaları ile mümkün. Yani Gramsci’nin ağzıyla söylersek özgürlükçü bir tarihsel blok hayati önemde. 

ÖNCEKİ HABER

Darbesavar tek ses medya

SONRAKİ HABER

Darbe(ler) ve sokak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...