Bu turnuvada bütün renkler kardeş

Eylem DEMİRHAN
Antalya

10 Ekim’de Ankara’da Emek, Barış ve Demokrasi mitinginde gerçekleşen katliamda 101 arkadaşımız hayatını kaybetmiş, 400’ün üzerinde arkadaşımız yaralanmıştı. Hükümetin  içeride ve dışarıda savaş politikalarının bir sonucu olarak, Suruç, Diyarbakır, İstanbul ve Ankara’nın çeşitli noktalarında yapılan katliamların bir sonucu olarak  “Acaba şimdi nerede patlayacak” endişesi ile yaşamak zorunda kaldık. Hükümet temsilcileri her katliamdan sonra kamuoyuna açıklanan, önceden hazırlanmış “……’da gerçekleştirilen saldırıyı kınayıp, terörü lanetliyoruz, hayatını kaybeden yurttaşlarımıza rahmet yaralılara şifa diliyoruz” repliği ile bu katliamları normalleştirmeye yönelik bir politika izliyor. Üst düzey bürokratlar kalabalık yerlerden uzak durun açıklaması yapıyor. Bu katliamların sorumlularının, savaş politikalarında ısrar eden hükümetin ta kendisi olduğunu biliyoruz.

101 KORKMAZ İNSAN

Yaşanan katliamların gösterdiği; savaş konseptine karşı barışı savunmanın hayati bir önem kazandığıdır. Savaş politikalarına karşı barışı savunmak daha iyi bir gelecek isteyen bizlerin en önemli görevi olarak önümüzde duruyor. 10 Ekim katliamından sonra hayatını kaybeden ve yaralanan arkadaşlarımızın barış mücadelelerini daha fazla kişiye aktarmak için çeşitli etkinlikler gerçekleştirildi. Bu etkinliklerden biri de Antalya’da Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından 10 Ekim’de hayatını kaybeden Korkmaz Tedik’in şahsında, katliamda hayatını kaybeden 101 kişi için bir futbol turnuvası düzenlendi; “101 Korkmaz İnsan Barış ve Dostluk Futbol Turnuvası.” 

TRİBÜNLERDE VE HER YERDE BARIŞ, KARDEŞLİK

Antalya’da bulunan yöre dernekleri, sendikalar, çeşitli iş kollarından işçiler, üniversite ve lise öğrencileri ile mahalle gençliğinin katılımıyla “Barış için her gol, dostluk için her şey” şiarıyla gerçekleştirilen, 32 takım, yaklaşık 220 kişinin katıldığı turnuvaya dair genç arkadaşlarımızla turnuvanın içeriğine yönelik sohbet ettik. Habipler Gençlik’ten Uğur Canpolat; “Bu turnuvanın adını duyunca ilk önce aklımıza gelen 101 canımızın üzüntüsü oldu. Mahalleden arkadaşlarla bizimde bu turnuvada olmamız gerektiğini, barış ve demokrasi talebi ile gittikleri mitingde katliama uğrayanların mücadelesine sahip çıkmamız gerektiğini konuştuk. Aslında burada olan sembolik bir şey ama barış mücadelesinin sürdürüleceğine dair de iyi bir mesaj içeriyor diye düşünüyorum. Burada da farklı insanlarla aynı amaç uğruna bir araya gelip bir şeyler yapmak çok mutlu etti hepimizi, artık her yıl bu barış turnuvasını düzenlemek üzerine sözleştik. Turnuvada emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum.” Diyor. Alevi Kültür Derneği’nden Mustafa Güler devam ediyor; “AKD Futbol takımı olarak barış ve dostluktan yana olan bu turnuvaya katılmak hepimizi çok mutlu etti. 10 Ekim Ankara katliamına tanıklık etmiş biri olarak turnuvaya katılmak benim için ayrı bir önem taşıyordu. Bizler gerici politikalar izleyen hükümete asla boyun eğmeyeceğimizi, onların savaş politikalarına karşı barışı isteğimizi turnuvayla birlikte tekrar dile getirmiş olduk. 101 Korkmaz İnsan Barış Ve Dostluk Turnuvası adına da yakıştığı gibi baştan sona kadar dostluk ve centilmenlik içinde geçti. İçerisinde çok farklı kesimleri kapsayan turnuvada hem katılan takımlarda hem de saha dışında tribünlerde dayanışma hakim oldu. Bizler bu katliamı unutmayacağız, unutturmayacağız ve onların mücadelelerine sonuna dek sahip çıkacağız. Bu katliamların sorumlularından hesap sormak için hepimizin barış talebi etrafında mücadele etmesinden başka bir yol yok.” Diyerek bitiriyor sözlerini.
Mirabel Kardeşler Kadın takımından Gül Toprak’a veriyoruz sözü; “Öncelikle şunu söyleyeyim, kadınlar olarak bu turnuvada yer aldığımız için çok heyecanlandık. Çünkü çoğumuzun hiç futbol deneyimi yoktu ama hiç tereddüt etmeden takımlarımızı kurduk. Turnuvanın da adını aldığı gibi dostluk ve barış için kadınların her alanda mücadele içinde olduğunu buradan da yinelemiş olduk. Herkesin ucundan kıyısından destek vermesi ve farklı renkleri içinde barındırmasıyla turnuva daha da önem kazandı. Turnuvanın gelenekselleşip daha çok kitleselleşmesinin bizleri daha da birleştirip mücadelemizi derinleştireceğine inanıyoruz.” Diyor.

ALIŞMAYACAĞIZ

Hayatını kaybeden arkadaşlarımızın bizlere bıraktığı mücadele bayrağını yükseltmek için var gücümüzle mücadele edeceğimizi dile getirerek sohbetimizi sonlandırıyoruz. İçinde olduğumuz bu savaş ortamına da patlayan bombalara da alışmayacağız. Şimdi  Korkmazların Eliflerin Şebnemlerin Ali Denizlerin ve nicelerinin gülüşleriyle, kararlılıklarıyla; Savaşsız sömürüsüz bir dünyanın inşası için, barışı gelecekle buluşturmak için mücadele edeceğiz.