09 Temmuz 2016 15:32

Konstantin'in asırlık prangası

Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorluklarına 16 asır boyunca başkentlik yapan dillere destan Konstantinopolis’in kurucusu.  

Paylaş

Ezgi YILDIRIM
Pamukkale Üniversitesi

Konstantin ya da adının önüne konulan sıfatla Büyük Konstantin, Roma İmparatorluğu’ndaki 15 yıllık iç savaşı sona erdirerek tek başına tahta oturmuş bir imparator. Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorluklarına 16 asır boyunca başkentlik yapan dillere destan Konstantinopolis’in kurucusu.  
Konstantin’in yaptığı şeylere tarih kitaplarında rastlamadan geçmek oldukça güç ancak bu yazıda Konstantin’in yaptığı bir şeyden bahsedeceğiz yalnızca: Siyaset bilimi literatürüne kazandırdığı bir kavram ve yönetim şekli olan Sezaropapizm.

LAİSİZMİN KARŞISINDA SEZAROPAPİZM

Devlet ve din işlerini kapsayan ikinci ana görüş. Din ve devlet işlerinin ayrımını savunun laisizmin karşıtı bir sistem ve yönetim biçimi. Temel olarak baktığımızda sezaropapizm; siyasi otoritenin, dini otoriteyi himayesi altına almasıdır. Bu yönetim tipinde, din adamları devlet otoritesine bağlanmışlardır ve hükümdar tarafından denetlenmektedirler. Bu nedenle kilisenin mânevî gücü siyasi iktidarın denetimi altına alınmış.Sezaropapizm terimi, özellikle Constantinus’un Hıristiyan imparatorluğu ve kutsal imparatorluğu için kullanılır. 
Sezaropapizm’de yönetim ile din arasında sıkı bir ilişkinin vardır ve dinin kamu yönetiminde önemli işlevler görmesini sağlar. Yönetim belli bir dini, devletin dini olarak kabul etmekte ve bu dinden yana tavır almaktadır. Toplum nezdinde itibara sahip bulunan din adamları bu sayede bir yönden siyasal iktidarda söz sahibi olmakta, bir yönden de siyasal iktidarın kararlarını toplum nezdinde meşruiyetini sağlamaktadırlar. Bu sayede siyasi iktidarın kararları sonucunda oluşan kötü yaşam koşulları, düşük ücretler, pahalı yaşam standartları gibi toplumu fakirleştiren, emeğini sömüren ve  toplumu baskı altına alan tüm politikalar din ile harmanlanarak topluma kabul ettirilmiştir. 


SOKRATES’İN “PRANGA”SI


Tahakküm edenlerin stratejileri, kısıtlama ve gerilimin arttırılması, Sokrates’in meşhur pranga ilkesidir. İşte büyük Konstantin’in ve Sokrates’in pranga ilkesinin kesiştiği nokta.  Dini kendi avuçlarına alan baskıcı bir siyasi iktidarın, dini kullanarak yarattığı kaosu, toplumsal gerilimi ve baskıyı kontrolü altında tutma çabası.
Bir zamanların İstanbul’u bu yönetime en yakından tanıklık etmiştir ve hala aynı yönetim biçimine tanıklık etmektedir. Fatih Sultan Mehmet, Konstantin’in bu yönetim şeklini kıskandığından dolayı kendi mezarını Konstantin’in mezarının üstüne yaptırdığı söylenir.  Aynı kıskançlık öyküsünü günümüz Türkiye’sinde bulmak ise oldukça kolay. Dinin devletle, devletin dinle iç içe geçtiği Konstantin sevdalısı politikalar. Patlayan bombalar, artan gerilim, kaos, savaş, baskı ve tahakküm işte Sokrates’in pranga ilkesinin gerçek hayattaki karşılığı  günümüz Türkiye’si.

ÖNCEKİ HABER

Gustav Klimt ve "Öpücük"

SONRAKİ HABER

İktidar ölür, meydan kalır mı?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...