25 Haziran 2016 15:05

Bir kişi: Dimitrov, Bir kavram: Faşizm

Georgi Dimitrov kimdir?

Paylaş

GEORGİ DİMİTROV KİMDİR?

Uluslararası işçi hareketinin önderlerinden Dimitrov, 18 Haziran 1882’de Bulgaristan’da doğdu, 2 Temmuz 1949’da Moskova’da öldü. 12 yaşında matbaada çalışmaya başlayan Dimitrov, 1901’de Sofya’daki Matbaacılar Birliği’nde sekreter seçilmiş; 1902’de Bulgaristan İşçi Sosyal Demokrat Partisi’nin devrimci Marksist kanadına katılmıştır. 1909’dan ölümüne kadar olan sürede partinin merkez komite üyeliğini yürüterek, Bulgaristan işçi sınıfının önemli eylemlerinde yer almıştır. 
1912­13 Balkan savaşları sırasında Bulgaristan burjuvazisinin şoven, yayılmacı politikasını reddetmiş; aynı zamanda vekili olduğu parlamentoyu da etkili şekilde kullanmıştır.
Kolarov’la birlikte Eylül 1923’te silahlı bir antifaşist ayaklanmaya önderlik etmiş; Sürgündeyken, Bulgaristan Komünist Partisi Yurtdışı Örgütü üyeliği, Komünist Enternasyonal Yürütme Kurulu üyeliği, Profintern (Komünist Sendikalar Enternasyonali) yürütme kurulu üyeliği görevlerini üstlenmiş, Balkan Komünist Federasyonu sekreterliği yapmıştır. 1933’te Reichtag yangınının ardından uydurma bir ithamla tutuklanmıştır. Alman faşistlerinin kurguladığı Leipzig duruşmalarında tarihe geçen bir savunma yaparak Hitlerci provokatörlerin gerçek yüzlerini ifşa etmiştir. Sovyetler Birliği’nin vatandaşlık vermesiyle 1934’ten 1945’e kadar SSCB’de yaşayan Dimitrov, 1935’ten komintern’in dağıldığı 1943’e kadar Komünist Enternasyonal genel sekreterliğini üstlendi. Aralık 1948’de
Bulgaristan Komünist Partisi genel sekreteri olan Dimitrov hayatı boyunca uluslararası işçi hareketindeki revizyonizme de, sol sekterliğe de şiddetle karşı çıkmıştır. Anti emperyalist cepheyi güçlendirmeye uğraşmış, komünist işçi partilerinin Marksizm­Leninizm bayrağı altında birlikte hareket etmesini çok önemsemiştir.

Kaynak: The Great Soviet Encyclopedia, 3rd Edition

FAŞİZME KARŞI MÜCADELEDE DİMİTROV

Faşizmi “finans kapitalin en gerici diktatörlüğü olarak tanımlayarak”, Lenin’in görüşlerini ilerletmiştir. İkinci dünya savaşı sırasında Bulgaristan Vatan Cephesi’nin kuruluşuna öncülük etmiştir. Dimitrov’un önderliğindeki cephe, Bulgaristan’daki halk kitlelerinin faşist işgale karşı savaşa katılmasında, 9 Eylül 1944 devriminin başarıya ulaşmasında önemli rol oynadı.


FAŞİZM NEDİR?

Faşizm, düşünce, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü gibi temel hakları kapsayan siyasal özgürlükleri yadsıyan gerici, baskıcı bir devlet biçimidir. Her devletin özünde baskı vardır, burjuva demokrasisi de, tekelci burjuvazinin emekçilerindeki diktatörlüğüdür. Ancak Faşizm, tekelci burjuva egemenliğinin en gerici, en terörist, en kanlı biçimidir. 
Faşizm, herhangi bir zamanın değil, kapitalizmin son aşaması olan Emperyalizm çağının bir ürünüdür. Faşizm, tekelci burjuvazinin sömürüsünün baskıyla, zorla sürdürülmesinin bir ifadesidir; tekelci burjuvazinin kriz ortamında başvurduğu gerici bir silahtır.
Sonuç olarak Faşizm, tekelci burjuvazinin, krizin sonuçlarını halk kitlelerine yıkmak üzere uyguladığı baskıcı ve terörcü yönetim biçimidir. 
Faşizm ilk olarak İtalya’da 1922-27 yılları arasında iktidar oldu. Ardından da bir dizi Doğu Avrupa ülkesinde ve Almanya’da iktidarı ele geçirdi. İşçi sınıfı ve halkın tüm demorkatik haklarını en vahşi şekilde çiğneyen bu rejimlerin dış politikası da halklara düşmanlık ve yeni bir dünya savaşı tezgahçılığı idi.
Yüzbinlerce insan faşist terörün kurbanı oldu; işkencehanelerde, sokak ortalarında, toplama kamplarında, darağaçlarında can verdi. Öteki emperyalist devletlerin göz yumması ve kışkırtmasıyla faşist blokun çıkardığı 2. Dünya savaşında on milyonlarca insan hayatını kaybetti. Nazi faşizmi, esas olarak Sovyetler Birliği’nin darbeleri altında yıkılmış olsa da, faşist diktatörlükler ve faşizm tehlikesi bugün de hem ülkemiz hem dünya halkları için güncel bir uygulama, bir tehlike olmaya devam etmektedir.


KOMİNTERN FAŞİZMİ NASIL TANIMLADI?

Belirli tarihi koşullarda burjuva-emperyalist gericiliğin; bu saldırı süreci, faşizm biçimini alır. Şu türden koşullar söz konusu: kapitalist ilişkilerin istikrarsızlığı; toplumsal bakımdan deklase (sınıfından kopmuş-ç) öğelerin hatırı sayılır miktarda bulunması; kentlerdeki geniş küçük-burjuva ve aydın tabakalarının yoksullaşması; kırsal küçük-burjuvazinin hoşnutsuzluğu; ve nihayet, proleter kitle eylemlerinin yarattığı sürekli tehlike. İktidarını daha kalıcı ve sağlam kılmak için, burjuvazi, parlamenter sistemden, partiler arasındaki ilişkilerden ve kombinasyonlardan bağımsız olan faşist yönteme geçmeye giderek daha fazla zorlanmaktadır. Faşizm, dolaysız burjuva diktatörlüğü yöntemidir ve ideolojik bakımdan “ulusal topluluk” (“Volksgemeinschaft”) ve “mesleki kol”lara göre temsil (yani aslında egemen sınıfın değişik gruplarının temsil edilmesi) düşüncelerinin ardına gizlenmiştir.
Faşizm, kendine özgü bir toplumsal demagoji (anti-Semitizm, ara sıra tefeci sermayeye yöneltilen saldırılar, parlamenter “gevezeler meyhanesi”ne beslenen öfke) aracılığıyla, küçük-burjuva, aydın vb. kitlelerinin hoşnutsuzluğunu sömüren bir yöntemdir. Faşist mücadele birlikleri, faşist parti aygıtı ve faşist bürokrasiden oluşan kapalı, paralı bir hiyerarşi inşa ederek, rüşvet dağıtma yöntemidir. Faşizm, aynı zamanda, işçilerin hoşnutsuzluklarından, sosyal-demokrasinin pasifliğinden vb. yararlanıp en geri tabakalarını kazanarak işçi sınıfı içinde de var olmaya çalışmaktadır. Faşizmin ana görevi, işçi sınıfının devrimci öncüsünü, yani proletaryanın komünist kesimlerini ve onun önder kadrolarını yok etmektir. Toplumsal demagoji ve parayla satın alma, aktif beyaz terör ve öte yandan dış politikada emperyalist saldırganlığın en üst noktaya dek yükseltilmesi, faşizmin karakteristik çizgileridir. Burjuvazi için özellikle kritik olan zamanlarda faşizm, anti-kapitalist bir terminoloji kullanır; fakat iktidarını güven altında görür görmez, büyük sermayenin terörist diktatörlüğü oldu-ğunu gittikçe daha fazla gösterir ve üzerindeki anti-kapitalist maskeyi fırlatıp atar.
(Stalin Eserler, 11. Cilt, Sf: 175-176)

ÖNCEKİ HABER

Emek Sanat Atölyesi

SONRAKİ HABER

Şimdi hangi adımı atmak lazım?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...