04 Haziran 2016 11:43

Bir işçi ve bir kadın olarak yalnız olmadığımı gördüm

“Bu yazıyı okuyan her kadının çevre baskısına aldırmadan mücadeleye katılmalarını öneriyorum.”

Paylaş

Gülsen SAYHAN

“Çocukluğumu işyerlerinde geçirdim”
 Hafize Uşak, tekstilde başlayıp Esenyurt’ta metal sektöründe devam eden işçilik yaşamını bu cümleyle anlatmaya başlıyor. 14 yaşında atölyeye verilen Hafize, bugün 43 yaşında. Yoksullukla, sıkıntılarla, emekle yoğrulmuş yıllarını bizimle paylaşırken, genç yaşta yaptığı ve üçüncü çocuğunu doğurduktan sonra bitirdiği evliliğinden, gördüğü şiddetten, yaşadığı taciz ve tecavüz korkusundan, siyasete duyduğu ilgiden, sendikayla tanışmasının hayata bakışına getirdiği değişimden açık yüreklilikle söz ediyor. En iyisi biz Hafize’yi kendi anlatımıyla, kısacık cümlelerinden dinleyelim:
 

FABRİKADAKİ İLK CEZA
Kastamonuluyum. 9 yaşındayken İstanbul’a geldim. Dört kardeşin en büyüğüyüm. Babam apartman görevlisi, annem ise gündelik ev işçisiydi. Ortaokulu bitirdikten sonra 14 yaşındayken tekstilde çalışmaya başladım. Babam beni patrona “Eti sizin, kemiği benim” diyerek teslim etti. Bir gün çocuk olmanın verdiği masumlukla paydosta voleybol oynarken saati geçirdik ve patron bize arabasını yıkama cezası verdi. Fabrikadaki ilk cezamı böyle almıştım. Küçük yaşta çalışmaya başlamama rağmen hayatımın en güzel yılları bu yıllardı diyebilirim. 
 

TEKSTİL Mİ ZOR, EV İŞLERİ Mİ?
O yaşlarda arkadaşlarımızla rumuz adlarla gazeteye mektup yazıp sevgili arıyorduk. Buluşma yerine gittiğimizde gördüğümüz kişilerin bizden büyük olduğunu görünce kaçıyorduk. Bu buluşmaları iş paydoslarında yapıyorduk. Bir defasında patronun tepkisi çok sert oldu ve tokat yedik. Bunları yaşayarak zaman geçerken okula olan özlemim her geçen gün daha da artıyordu. Tekrardan okula dönmek istedim ama olmadı. Çocukluk ve ergenlik yıllarımda çalıştığım tekstil işkolunda aldığım ücret çok düşüktü ve sağlık problemleri yaşamaya başlamıştım. Daha fazla ücret almak için ev işlerine gitmeye başladım. Sigortalı olup hastanelerde kuyruk beklemektense fazla para kazanıp özel hastanelerde tedavi olurum diye düşündüm. Şu an bu konuda çok cahillik yapmışım diyorum. Ev işlerinin tekstilden daha zor olduğunu anladım. 
 

BENİ MERAK EDERLER Mİ?
Arkadaşlarımla Bakırköy’e gezmeye gittiğimiz bir gün tanıştığım gençle evlenmeye karar verdim. Aileme haber vermedim. ‘Acaba beni merak ederler mi’ diye sevdiğim kişiyle kaçarak evlendim. Nikâhtan sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi annemin yanına gidip çayını içtik. 
Altı sene çocuğumuz olmadı. Sonrasında üç çocuğumuz oldu. Eşim ayakkabı imalatında çalışıyordu. 13 yıl evli kaldım. Eşim dönem dönem alkol alıyor ve bana şiddet uyguluyordu. Arkadaşlarını eve çağırıp onlarla içiyordu. Eşim içki almaya dışarıya gidince arkadaşlarından herhangi birinin tacizine maruz kalmamak için çocuklarımla birlikte kendimi odaya kilitlerdim. Buna rağmen çok defa sözlü tacize maruz kaldım. Eşime yaşadıklarımı hiç söyleyemedim.
 

METALDE ÇÖKTÜM
Üçüncü çocuğum sekiz aylıkken babasını örnek almasın diye ayrılmaya karar verdim. Ayrıldıktan sonra ailemin yanına taşındım. Tekrardan tekstil işkolunda çalışmaya başladım. Tekstil işkolunda çalışma koşulları çok bozuk olduğu için, metal sektöründe çalışmaya karar verdim. Bu dönem hem ailemin baskısı, hem üç çocuk, hem de metal sektöründe çalışma koşullarının çok zor olmasından dolayı ağır depresyon süreci yaşadım. Hiçbir psikolojik destek almadan çalışmaya devam ettim. Metal sektörü genellikle erkeklerle anılır. Kadın doğası gereği bakımlı olmak ister. Ama metalde elleriniz nasır tutar. Tırnaklarınıza hiçbir zaman oje süremezsiniz. Metal sektöründe çalıştığım süre fiziksel olarak çökmeme sebep oldu. Üç tane çocuğun sorumluluğu üzerimdeydi. Çok defa çıkmak istememe rağmen çalışmak zorunda kaldım. Arkadaşlarımın telkinleriyle metalde çalışmaya devam ettim. 
KADINLARIN İLGİSİ ETKİLEDİ
Bir hafta sonu AKP kadın kolları evimize ziyarete geldi. AKP’nin ilk kurulduğu yıllardı. Kadınların bakımlı olması ve ilgi göstermeleri beni çok etkiledi. Aile baskısının çok olması, çalışma koşullarının ağırlığı beni dışarı itti. Onlarla çalışmaya karar verdim. Yoğun bir şekilde çalışmalara katıldım. Bana dul olduğum için kömür yardımı yapma sözü verdiler. Sonrasında ailemle birlikte yaşıyorum diye kömür yardımında bulunmadılar. İlk dönemlerde çalışmalar çok olumluydu. Ancak sonra değişmeye başladı. 
 

İLK SORU İŞARETLERİ
Çalıştığım işyerindeki ustamın anlattığı askerlik anıları ve Kürt ailelerinin anlattıklarıyla kafamda soru işaretleri oluştu. Kardeşi kardeşe vurdurtuyorlardı. Bugün işçilere yapılan baskıyla Kürtlere yapılan baskının aynı olduğunu gördüm. AKP’nin işçilerin yararına hiçbir zaman iyi şeyler yapmadığını gördüm. 
Şu anki süreci şöyle değerlendiriyorum: Doğuda Kürtlerin ölmesinin, askerlerin şehit edilmesinin, iç savaşın çıkartılmak istenmesinin, iç savaştan dolayı göç eden Suriyeler üzerinden yürütülen pazarlıkların, kiralık işçiliğin getirilmesinin, hepsinin Başkanlık sisteminin istenmesiyle bağı olduğunu düşünüyorum. 
İşçi bir kadın olarak kiralık işçiliğe karşıyım. Tazminat hakkımızın elimizden alınmak istenmesine tepkiliyim. Bir anne olarak çocukların yurtlarda bakım bahanesiyle tacize, tecavüze ve birilerine peşkeş çekilmesine şiddetle karşıyım. Türkçe bilmediği için annesiyle telefonda Kürtçe konuşan kızın eğitim hakkının elinden alınmasına karşıyım.
 

KENDİMİ ORAYA AİT HİSSETTİM
Bir sabah işe giderken sendikacıların bildiri dağıtıp, sesli konuşmaları ilgimi çekti. Bildiriyi aldım, okudum ve bildiride yazan telefonları arayıp iletişime geçtim. Bir gün iş çıkışı sendikaya gittim. Oradaki arkadaşların anlattıkları, ilgileri, sıcaklıkları kendimi oraya ait hissetmeme neden oldu. Çevremin bütün kötülüklerine rağmen sendikacıların dostluklarıyla farklı kişilerin de olabileceğini gördüm. Geçirdiğim evlilik, ailem ve çevreme rağmen kendimi sendikayla güçlü, özgüvenli hissediyorum ve yalnız olmadığımı görüyorum. Ve bu yazıyı okuyan her kadının çevre baskısına aldırmadan mücadeleye katılmalarını öneriyorum.

ÖNCEKİ HABER

Günde 10 saat çalışan işçi nasıl öğrensin!

SONRAKİ HABER

Kadıköy Kitap Fuarı’nda  Nâzım etkinliği

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...