04 Haziran 2016 09:19

Benim toz bezim

Asıl mesleğim tekstil ama geçinmem imkânsız. Alacağım ücret asgarinin altında… İşte o an buldum; “toz bezi” olmak!

Paylaş

Sevgi PEKGÖZ ATMACA    

Biz kadınlar neredeyse doğuştan Toz Beziyle tanıştırılırız. Daha küçük yaşlarda annelerimiz iş yaparken ayaklarına dolanmayalım diye elimize bir toz bezi tutuşturup oyalar. Bilmezler ki daha küçük yaşta elimize verdikleri bezlerle hayatımız şekillenir. İşte, geleceğin toz bezleri olma yolu açılmıştır. Her geçen gün daha çok benimsersin üstüne biçilmiş kaftanı. Hele bir de “Benim kızım çok güzel iş yapıyor” diye pekiştirildi mi gelecekteki işin, mesleğin, hatta yerin bellidir. Benim toz beziyle tanışmam da böyle oldu.
Çocukluğum, genç kızlığım hep her şeyin en güzelini yapma çabasıyla geçti. On beş yaşında evlendirildim ve hayat mücadelesiyle çocuk yaşta tanıştım. Yokluk, çaresizlik, sahipsizlik ve her şeye rağmen hayatta kalabilme çabası… Hayatı geleneklerle sindirilmiş, sıkıştırılmış, bastırılmış ve söz hakkı tanınmayan genç bir kadın… Ama savaşmaktan hiç vazgeçmeyen...
Sonrasında maddi bütün sıkıntıların üstesinden geldim. İyi bir iş, ev, yazlık… Tam her şey yoluna girdi derken iflas ve çöküş… Eskisinden çok daha kötü bir durum; bunalıma giren eş, okullarını bırakmak zorunda kalan iki çocuk, ödeyemediğim kira, biriken borçlar… 
 

BAKIMLI, MAKYAJLI EV TEMİZLİKÇİSİ
Ben anneyim, evlatlarım, ailem için bir çözüm bulmalıydım. Ne yapabilirim diye düşündüm. Asıl mesleğim tekstil ama geçinmem imkânsız. Alacağım ücret asgarinin altında… İşte o an buldum; “toz bezi” olmak! Yapabildiğim en güzel iş! Ev temizliğine böyle başlamış oldum. 
İlk başlarda burnu yere düşse de gururundan eğilip almayan, aç kaldığını, yokluğunu herkesten saklayan ben, ev temizliğine gittiğimi eşimden bile gizledim. Uzun süre kimselere söyleyemedim, utandım. Gezmeye gider gibi her sabah saçları fönlü, makyajlı evden çıkan bir ev işçisi! Bir gün işe giderken otobüste yanımda oturan kadınla kısa bir sohbet sonrası benim ne iş yaptığımı sordu, ev temizliğine gittiğimi söyleyemedim. Bakımlı, makyajlı ev temizlikçisi!!! Kadına ‘emlak danışmanıyım’ dedim. 
Yaptığı işten utanmamayı, benimle birlikte bir otobüs dolusu ev temizliğine giden kadını, bu haksız dünya halinde çabalayan kadınları ve mücadelesini gördükten sonra öğrendim. Hele de Toz Bezi filmini seyrettikten sonra... Bu film birçok kadının hayatından kesitler sunuyor bizlere. Nesrin ve Hatun içimizden birileri; karşı komşum ya da alt komşum gibi varoş bir mahallede, ileride zengin ailelerin yaşadığı Moda’da ev alma hayali kuran, ayakta kalma, yaşam mücadelesi veren iki kadın. Hatun Nesrin’e göre daha şanslı, kurulu bir düzeni, eşi ve çocuklarıyla bir arada. Oysa Nesrin Cefo’nun sorumluluk almayıp evi terk etmesiyle yaşam mücadelesinde bir sıfır geride. Gururundan vazgeçmek istemiyor ama ayakta kalmaya mecbur, küçük kız çocuğu var. Temizliğe gittiği evlerde çocuğunu gizlice doyurmaya çalışıyor.
 

BENİM FİLMİMDE AYAKTA KALMAK ŞART
Ne zordur bilir misiniz bir anne için çocuğunun aç olması. Düşmeyen düşenin halinden anlamaz. Filmi izlerken kendimi gördüm. Kendi evinde yok, çalıştığın yerde var ama yiyemiyorsun. Kendini öyle kötü hissedersin ki sanki onlardan binlerce kat aşağıdasındır. Ne kadar bakımlı olursan ol, acaba benden tiksinirler mi diye sorgularsın. 
Benim filmimde Nesrin rolündeyim. Bu filmde ev kirası ödeyemezsin, ev sahibi her ay kapında, borcun birikmiş ama gidecek yerin yok. Ev sahibine yakalanmamak için ayakkabılarını bir kat aşağıda çıkarıp evine hırsız gibi girersin. Etrafındakiler de senin durumunda, yardım alabileceğin kimse yok. Nesrin’le aramızdaki tek fark benim eşim yanımda ama düzenli çalışabileceği işi yok. Güçlü görünsem de zaman zaman ben ne yapıyorum, bu dünyada ne işim var diye düşünüp yorulduğumu, gücümün kalmadığını hissediyorum. O zaman ben de Nesrin gibi terk mi etmeliyim? Hayır. Tek bildiğim, yaşamın bütün ağırlığıyla ayakta kalma mücadelesine devam etmem gerektiği.
Hayatı bir tramboline benzetiyorum; ne kadar hızlı düşersen o kadar yükseğe çıkarsın. Biz emek verenler de bir gün bir o kadar yükseğe çıkacağız. Biz kadınlar Anka kuşu gibiyizdir, küllerimizden tekrar doğarız.

ÖNCEKİ HABER

Canımın içi/işi annelik!

SONRAKİ HABER

Genç hayallerim o fırçadaki saç tellerinde kaldı 

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...