04 Haziran 2016 07:48

Laiklik, eşitlik, özgürlük ve demokrasi ile iç içedir

Laiklik veya laisizm denildiğinde, devlet yönetiminde herhangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını anlıyo

Paylaş

 Laiklik veya laisizm denildiğinde, devlet yönetiminde herhangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını anlıyoruz. Bu tanım, bizim ülkemizdeki laiklik tanımından oldukça uzaktır. Cumhuriyetle birlikte anayasaya laiklik ilkesi girmiş olmasına rağmen, Diyanet İşleri de aynı dönemde kurulmuştur. Ayrıca, 12 Eylül ile birlikte din, okullarda zorunlu ders olarak okutulmaya başlanmıştır. Devlet sadece tek bir mezhebi kabul ederek ateistleri, farklı din ve mezhepleri baskı altına almıştır. 
AKP iktidarı ile birlikte devlet büyük bir hızla dinselleştirilmeye doğru gitmiştir. İmam Hatipler yaygınlaştırılarak kendi istedikleri “kindar ve dindar” nesillerin yetiştirilmesine hız verilmiştir.
Laiklik, kadınların gerçek hak eşitliğini savunmasına karşın, günümüzde kadın dinde söylenildiği gibi erkeğe itaat eden konuma indirgenmek istenmektedir. Bugün muhafazakâr bir toplum yaratmak için öncelikle kadınlar baskı altına alınmakta ve hakları gasp edilmektedir. “Kadın ve erkek eşit değildir, bu fıtratında yoktur” denilerek, kadının erkekle eşitliği tartıştırılmaya, eşitlik kavramı yerine ‘eş değer’ kavramı getirilmeye çalışılmaktadır.
“Kadınlar, eşimizdir, çocuklarımızın annesidir” denilerek sosyal yaşamdan koparılıp, üretimden uzaklaştırılarak evde eşine ve çocuklarına hizmet etmeleri istenmiştir. Kadınların yarı zamanlı çalıştırılıp, asıl görevleri olarak düşündükleri anneliğe dönmeleri istenmektedir. İşyerlerindeki kreşler kapatıldığı gibi, devletin sorumluluğunda olan yaşlı ve hastaların bakım hizmetlerinin masrafı kısılarak bunun yükü de kadınların omuzlarına yıkılmıştır. Böylece kadın hem sınıfsal anlamda, hem de cinsel anlamda ezilip sömürülmektedir.
Taciz ve tecavüzlerin ardı sıra yaşandığı bu günlerde; tacize ve tecavüze uğrayan kız çocukları, çocuk yaşta evlendirilmeye zorlanmakta ve çocuk gelin kavramı toplumda kabul gördürülmeye çalışılmaktadır. Geçtiğimiz günlerde Boşanmaların Araştırılması Komisyonu raporunu açıkladı. Ne gariptir ki, raporda “Aile birlikteliği korunmalı” denilerek kadınların bütün hakları tek tek ellerinden alınmak istenmektedir. Böylece kadınlar bütün haklarından mahrum bırakılarak ailesiyle mutlu mesut yaşayacaktır!
Günümüzde yapılan bütün bu saldırılar; gerek eğitimin dinselleştirilmesi, gerekse kadınların eşitlik haklarının elinden alınması sistematik ve bilinçli olarak yapılmaktadır. Tesadüfen ortaya çıkmış, birbirinden alakasız hak gaspları değildir. Amaç AKP’nin istediği yaşam tarzını, yani muhafazakâr yaşam tarzını kabul ettirmektir.
Bugün laiklik mücadelesi; eşitlik, özgürlük ve demokrasi mücadelesiyle iç içe geçmiş durumdadır. Bu mücadeleyi yaşamın her alanında sürdürmeliyiz ki tek parti, tek adam rejimine engel olalım. 
Zeliha TAŞ
Sancaktepe / İSTANBUL 

 

ÖNCEKİ HABER

Lice'nin 10 mahallesinde sokağa çıkmak yasak!

SONRAKİ HABER

Hepimizin mücadelesi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa