13 Mayıs 2016 00:50

Direnmek güç ve moral verdi

Türkiye Komür İşletmelerinde direnişi örgütleyen bir işçi, direnişte neler yaşandığını yazdı.

Paylaş

TKİ önündeki direnişi örgütleyen bir işçi

O dönem, belirsizlik hala sürüyordu. İşten atılmıştık. Tazminatlarımızın ne olacağı belli değildi. İşçiler arasında bir tepki oluşmuştu tekrar. “Ne yapabiliriz”i konuşmak için yaklaşık 25 kişiyle bir araya gelip, toplantı yaptık. Bir komite oluşturduk. Bazı kararlar aldık. Bir hafta sonrası için, sinema salonunu tutup geniş bir toplantı düzenleme kararı aldık. Bunun için bir çağrı metni hazırladık. Bir hafta boyunca bunları dağıttık. Ayrıca toplantıya, deneyimlerini aktarmaları için, Zonguldak’tan bir maden işçisi ile Tüm Bel-Sen Merkez Yöneticisi Satı Burunucu Çalı arkadaşlarımızı davet ettik. Sinema salonundaki toplantıya yaklaşık 350 işçi arkadaşımız katıldı. Toplantıyı, aramızdan belirlediğimiz bir işçi arkadaşımız yönetti. Çoğu işçi arkadaş söz aldı. Belli başlı talepler ön plana çıkmıştı. O talepler; iş yerlerimizin devlet denetimi altında, güvenli bir şekilde açılması, mağduriyetlerimizin giderilmesi ve tazminatlarımızın yatırılması idi.

Toplantıya katılan işçilerin büyük çoğunluğu, bu iki talep etrafında hemen eyleme geçilmesini istiyordu. Bunun üzerine, sinema salonundan çıkarak yolu trafiğe kapatıp, sloganlarımızla TKİ önüne yürümeye başladık. Çünkü bizim gerçek patronumuz TKİ’dir. TKİ önüne geldiğimizde müdürün aşağı inip, bizlere açıklama yapmasını istedik. Müdür inmeyince, orada, 18 gün sürecek olan bir direnişe başladık. O karda kışta, bir mesajla işimize son vermişlerdi ve tazminatlarımızı alamıyorduk. Yaşanan belirsizlik, bizleri çileden çıkartmıştı. Kararlıydık. Sonuç almak istiyorduk.

İlk birkaç gece arabalarda yattık. Hava çok soğuktu, ateş yakmak istiyorduk ama emniyet bize izin vermiyordu. Teneke içinde yaktığımız ufacık bir ateşe dahi tahammül edemiyorlardı. Kaldırımın üzerinde, battaniyelere sarılarak uyuyorduk geceleri. Ekmeğimiz için direnmekten başka çaremiz kalmamıştı. Soma halkından, evde yemek pişirip getirenler oluyordu. Halkın bir kısmı en azından sahip çıkıyordu bize. Çalışan işçi arkadaşlarımız, işten atılma korkusuyla gündüzleri bizlerin yanına gelemiyordu belki ama gece iş çıkışı kimse yokken yanımıza gelip bize destek oluyorlardı. Bunlar, bizlere güç katıyordu.

Bu süre içerisinde imza kampanyası başlattık. Soma halkı ve esnafı üzerinde kamuoyu yaratmaya çalıştık. Direniyor olmak, çaresizce oturmak yerine bir şeyler yapıyor olmak; güç ve moral veriyordu. Ekmeğimizi, suyumuzu paylaşıyorduk oradaki arkadaşlarla. Sivil toplum örgütleri, duyarlı partiler, duyarlı bazı aileler destek oluyorlardı. Ama günler geçtikçe, direnen işçi sayısı azaldı. Direnişimizi büyütemedik ve sesimizi yeterince duyurduğumuzu düşünerek 18. günde bir basın açıklamasıyla eylemimize son verdik.

Katliamın üzerinden 2 yıl geçmesine rağmen verilen sözlerin çoğu tutulmadı. Hala mağdur ve işsisiz. İşyerlerimizin devlet denetimi altında, taşeron sistemi olmadan açılmasını istiyoruz. Tazminatlarımızın tamamının derhal yatırılmasını istiyoruz. 

ÖNCEKİ HABER

Mücadele bazı taleplerimizin kabul edilmesini sağladı

SONRAKİ HABER

Madenlerde huzur yok

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...