13 Mayıs 2016 00:42

Akhisar’a kadar bile yürüyebilseydik...

Ankara yürüyüşüne katılan bir işçi Soma Katliamı ve sonrasında neler yaşandığını yazdı.

Paylaş

Ankara yürüyüşüne katılan bir işçi

27.10.2014 tarihinde Soma Hükümet Konağının önünde işçi arkadaşlarla toplandık. Toplanmamızın nedeni kasım ayının sonunda Soma Kömür AŞ. tarafından Eynez’de facia olan maden ocağındaki işçilere çıkış verileceği duyumunu almamızdı. Biz de bunun aslı astarını öğrenmek için Soma Kaymakamlığından bilgi almak istedik. Tabii bu işleri Kaymakam Bey bilmezdi ama bizimle ne Soma Kömür AŞ yetkilileri, ne Soma Maden-İş Sendikası yöneticileri, ne Soma AKP teşkilat yöneticileri ne de Manisa milletvekilleri muhatap olmuyordu. Biz de Soma Kaymakamının makamına gidip olayın aslını öğrenmesini istedik. Kaymakam bize haber yollayarak açıklama yapmayacağını, bu işin kendisini aştığını söyledi. Biz de 5 dakika içinde arkadaşlarla Ankara’ya yürüme kararı aldık. 

Başlangıçta 50-60 kişiydik. Sonradan bu sayı 2 bini geçti. Yürüyüşümüzün esas temeli “Soma Eynez Bölgesindeki işçilerin sonu ne olacak”tı. Biz bu eyleme başladığımızda yanımızda hiçbir parti, sendika, sivil toplum örgütü yoktu. Yürüyüşümüze devam edip Kırkağaç çamlığına geldiğimizde Konya Ermenek’teki 18 arkadaşımızın yeraltında kaldığını öğrendik. Kendi aramızda istişare yaptık, yürüyüşe devam edip etmeme noktasında. 

Arkadaşlarımız, “İçimizden 20 arkadaşı seçelim Ermenek’e kurtarma ekibi yollayalım, geriye kalanlar yürüyüşümüze devam edelim” dediler. Hep beraber devam ettik. Kırkağaç’ın içinden geçtik, mola verdik. Tam o sırada CHP Manisa Milletvekilleri Özgür Özel ve Sakine Öz geldi. Her iki vekil bize destek olacakları yerde köstek oldular, bizi böldüler. Dedikleri, “Ayağınızda botunuz yok, üstünüzde montunuz yok, başınızda kepiniz yok. Soma’dan sizi neden saldılar? Yarın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı rahat rahat kutlasınlar diye.” 

“Yarın Cumhuriyet Bayramını kutlamaya Soma’ya kim gelecek, Cumhurbaşkanı mı, Başbakan mı, AKP milletvekilleri mi, Enerji Bakanı veya Çalışma Bakanı mı” diye sorduğumda hiçbir cevap alamadık. “İşçinin emekçinin yanında iseniz işçiyi bölmeyin” dedim. “1992 yılında nasıl Zonguldak’taki madenci abilerimiz Bolu tüneline varmadan istekleri yerine getirildiyse bizim de Akhisar’a varmadan her istediğimiz yerine getirilecek dedim”, ama dinletemedim. 

2-3 bin kişiden 135 kişi yolumuza devam ettik. TOKİ Süleymanlı’ya 4 km kala bir benzinliğe girdik, arkadaşlarla yine istişare yaptık. Dediler ki, “Bizden bunca sene aidat kesen Maden-İş Sendikası bize otobüs yollasın.” Biz de tamam deyip 3 No’lu Şube Başkanıyla Ankara Maden-İş Genel Başkanını telefonla aradık. Bize otobüs yollayabileceğini söyledi. “4 otobüs yollarım ama Soma Maden İş Ege Bölgesi yönetimini aramam lazım” dedi. Siz düşünün artık koskoca Genel Başkan Soma’daki Ege Bölge Başkanından destur istiyor, araba yollaması için. Bize hiç Soma Ege Bölge Şubesi araba yollar mı, yollamaz, nitekim de yollamadı. Soma MHP İlçe Teşkilat Başkanı ve CHP Soma İlçe teşkilatındaki abilerimiz bize 3 adet otobüs yolladı. Biz de otobüslere bindik ve Ankara istikametine yola çıktık. Ama Uşak girişinde polis memurları bizi durdurdu. “Ankara’ya gidemezsiniz” dedi. Biz de içimizden 20 arkadaşımız Ermenek’e gitsin dedik. Ona da izin verilmedi. Yani bizim yolumuz Uşak girişinde bitti. Uşak’ta iki gece kaldık, otobüslerde yattık. Sağ olsun Uşak’ta bizim her istediğimizi yerine getirdiler. Sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, sendika temsilcileri, üniversite öğrencileri herkes elinden geldiğince yardımcı oldu. İkinci gün akşamı yine arkadaşlarla istişare yaptık, “Soma’ya dönelim” dedik ve döndük. Ankara maceramız yarı yolda bitti.     

O günlerde bütün dünyanın gözü Soma’nın üzerinde idi. Hükümet prestij kaybetmişti. Akhisar’a kadar gidebilseydik, belki de Soma’daki madenler devletleşmişti. 

ÖNCEKİ HABER

Soma’dan Kayseri’ye iş kazalarını anlamak

SONRAKİ HABER

Mücadele bazı taleplerimizin kabul edilmesini sağladı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...