13 Mayıs 2016 00:35

Karşılıklı birbirimizden öğrendik

Eynez Maden Ocağı'ndan sağ kurtulan maden işçisi Sami Yavuz, katliamı ve sonrasında neler yaşandığını anlattı.

Paylaş

Sami YAVUZ
Eynez Ocağı’ndan Sağ Kurtulan İşçi

Çok kötü günler geçirdik. Dünyanın en büyük maden faciasını yaşadık. İlk günler özellikle, olayın şokunu atlamadık. Tüm Türkiye’den ve dünyadan gazeteciler buradaydı. Sesimizi duyurmaya çalıştık. Sorunlarımızı herkese anlatıyorduk. Eylemler yaptık sürekli; herkes bizi duysun, başka yerlerde bu tür facialar olmasın istiyorduk. Ülkenin diğer illerinde de duyarlı işçilerin toplantılar yapmaya başladığını öğrendik. Soma’dan, bizlerden, o toplantılara katılmamızı istiyorlardı. Yaşadıklarımızı anlatmamızı istiyorlardı. Hiç düşünmeden kabul ettik davetlerini. Ufacık bir katkımız olsa mutlu olurduk çünkü. Türkiye’de; Soma ve iş kazalarına karşı oluşan duyarlılık devam etsin diye çağırıldığımız bir çok ile, ilçeye gittik. İstanbul, Bursa, Kayseri, Kocaeli, Gebze, Aydın, İzmir, Balıkesir, Ankara, Merzifon... Bunlar ilk aklıma gelenler. Her yere gitmeye çalıştık. 

SOMA’DAKİ SÖMÜRÜYÜ HERKES DUYSUN İSTEDİK

Buradaki yanlışları, çalışma koşullarımızı, patronların bizlere yaptıkları zulmü anlatmak için gittik. Katliam neden oldu? Neden önlem alınmadı? Neden devlet tarafından denetlenmedi? Dayıbaşılık sistemi nedir? Bütün bunları dilimiz döndüğünce anlatmaya çalıştık. Bizim yaşadıklarımızı diğer illerdeki işçi arkadaşlar yaşamasın, Soma’daki sömürüyü herkes duysun diye gittik. Bu toplantıları düzenleyen arkadaşlar bizlere çok sıcak davrandılar. Acılarımızı paylaştılar. Hiç tanımadığımız ama bizler gibi işçi olan arkadaşlarımızın, bizlerin yaşadıkları karşısında nasıl gözyaşı döktüklerine şahit olduk. Bir işçinin halinden en iyi yine bir işçi anlarmış, bunu öğrendik. 

YAŞADIKLARIMIZIN BENZER OLDUĞUNU GÖRDÜK

Sadece işçilere değil; üniversitelerde öğrencilerin düzenledikleri toplantılara da katıldık. Gençlerin, biz işçilerin sorunlarına karşı duyarlı olmaları duygulandırdı bizi. Öğrenci evlerinde kaldık. Biz okumuş insanlar değiliz, üniversite nedir bilmeyiz. Onlarla aynı evde kalmak, onlarla beraber olmak çok etkiledi bizleri. Kocaeli, Kayseri gibi illerde işçi toplantıları oldu. İşçi arkadaşlarımız karşıladı bizleri, evlerini açtılar, ekmeklerini paylaştılar. Sorunlarımızın, yaşadıklarımızın benzer şeyler olduğunu gördük. İster maden olsun, ister başka sektörlerde olsun; işçilerin sorunları hemen hemen aynı. Benzer şeyler yaşıyoruz. Bazı işçi arkadaşlarımızın; “Nasıl sorunlarımız birse, çözüm bulmak da birlik olmaktan geçiyor” cümlesi, aklımda kalan en önemli cümle. Patronlar, karşılaştıkları sorunlar karşısında, birbirlerine destek oluyorlar; ama biz işçiler yapamıyoruz bunu. Birlik olamıyoruz bir türlü. Birlik olmazsak, başımıza neler geleceğini, maalesef yaşayarak öğrendi Soma işçisi. 

TEK SORUNUMUZ DAĞINIK OLMAMIZ

Önceden bir tek Soma’yı ve madenciliği bilirdik. Çeşitli illeri gittiğimizde; her yerde yüzlerce, binlerce işçi olduğunu gördük. Gerçekten çok kalabalığız biz. Tek sorunumuz dağınık olmamız. Bana toplantılarda en çok sorulan sorulardan biri; “Başka yerlerde bu tür facialar yaşanmaması için, neler yapılmalı?” sorusuydu. Benim cevabım şu oluyordu: “İşçiler birbirlerine sımsıkı sarılsınlar, birbirlerini satmasınlar.” Bunu başarabilirsek her şey çok güzel olur. 

Çok güzel dostluklar kurduk bu toplantılarda. Hala görüştüğüm arkadaşlar var. Bir inşaat işçisi 3 günlük yevmiyesiyle bizim otobüs biletimizi aldı. Diğer işçi arkadaşlar, kendi aralarında para toplayıp bize yol harçlığı verdiler. Hiçbir menfaat karşılığı yapmadılar bunu. Bu beni çok etkiledi. Soma’yı bağırlarına bastılar. Yararlı toplantılar oldu. Karşılıklı olarak birbirimizden öğrendik, birbirimize öğrettik. Bunlar hepimiz için önemli deneyimlerdi. Herkese çok teşekkür ediyorum.

ÖNCEKİ HABER

Soma’da katledilenlerle birlikte, katledilen hukuk üzerine

SONRAKİ HABER

Soma’dan farkı ölümlerin toplu olmaması

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...