07 Mayıs 2016 11:16

Eğitim sisteminin köleleri: Ücretli öğretmenler

Ücretli öğretmenlik yapan Fransızca öğretmeni Güler, atanamayan bir eğitimci olarak, güvencesiz çalışmanın zorluklarını Ekmek ve Gül’e anlattı.

Paylaş

Nuray ÖZTÜRK
Eğitim sistemindeki sorunlarla birlikte öğretmenlerin de sorunları büyüyor. Hele de kadrolu değil ücretli öğretmenlik yapıyorsanız kölelik koşullarında çalışıyorsunuz demektir. Ücretli öğretmenlik yapan Fransızca öğretmeni Güler, atanamayan bir eğitimci olarak, güvencesiz çalışmanın zorluklarını Ekmek ve Gül’e anlattı. 
Öğretmen açığı bu kadar fazlayken öğretmen ataması yapılmamasının devletin bir politikası olduğunu söylüyor Güler. Bunun bütçeden eğitime daha az pay ayırıp, öğretmenleri daha ucuza çalıştırmak adına yapıldığını, bu uygulamaların emek sömürüsünün bir parçası olduğunu belirtiyor. Öğretmenlik gibi insanla ilgilenen bir meslekte işlerin böyle olmaması gerektiğini de vurguluyor Güler. 
KADROLULARIN MAAŞININ ÜÇTE BİRİ VERİLİYOR
Kadrolu bir öğretmenle ücretli bir öğretmen arasında en temelde ücret farklılığına dikkat çekiyor. Kendisinin kadrolu bir öğretmenin üçte birinden daha az maaş aldığını, hatta kadrolu bir öğretmenin ek ders ücretini kendisinin maaş olarak aldığını belirtiyor. Ek ücret getirici kurslara da genellikle kadrolu olan öğretmenlerin tercih edildiğini söyleyen Güler, çalışma koşullarını şöyle anlatıyor: “Haftalık 22 saatlik ders için 800 lira maaş alıyorum, sigortam eksik yatıyor, resmi tatil ve bayramlarda ücret ödenmiyor, okullardaki bütün angarya işler ücretli öğretmenlerin sırtında, okulun en sorunlu sınıfı, evrak ve kulüp işleri ücretli öğretmenlere veriliyor.” Kadrolu olmadıkları için kendilerine geçici gözle bakıldığını, en ufak hak taleplerinin geçiştirildiğini söyleyen Güler, öğretmenler odasında da öğretmenler arasında ayrımcılığın hissedildiğini belirtiyor. 
HER AN İŞTEN ATILMA KORKUSU
‘Ücretli’ çalışıyor olmanın kendisini köleleştirdiğini ifade eden Güler, geleceğe güvenle bakamadığını, yaşamıyla ilgili planlar kuramadığını söylüyor. Maaşı düşük olduğu için bir dershaneye yazılıp KPSS’ye hazırlanamadığından yakınıyor ve müdürün her istediğini yapmak zorunda olduğunu, çünkü her an işte atılma korkusunu ensesinde hissettiğini belirtiyor. 
Ücretli öğretmenlere yaklaşımı, “Gel dersini anlat git. İş vermeye geldiğinde ise talepleri çok” diye ifade ediyor Güler, okuldaki işleyişle ilgili ise hiçbir şekilde fikirlerinin alınmadığını vurguluyor. Hiçbir maddi getirisi olmamasına rağmen kulüp başkanlığı, toplantılar, evrak düzenlemeleri ve en önemlisi de nöbet tutma görevlerinin sırtlarına yüklenmeye çalışıldığını aktarıyor. 
2016 yılıyla birlikte kadrolu öğretmenlerin nöbetlerinin ücretlendirildiğini, bundan dolayı da ücretli öğretmenlere nöbet, kulüp görevi ve sınıf verilmemesi gerektiği halde kendilerine zorla nöbet yazan okul müdürüne karşı diğer ücretli öğretmenlerle birlikte verdikleri ve kazandıkları mücadeleyi anlatıyor Güler. Son olarak eğitim fakültelerinin kontenjanlarının ihtiyaca göre belirlenmesi gerektiğini ekliyor ve ücretli öğretmenleri örgütlenerek mücadele etmeye çağrıyor. 

 

ÖNCEKİ HABER

HDP'li Botan: Erdoğan da Çiller gibi tarihe gömülecek

SONRAKİ HABER

‘Ben susmayayım, hiç kimse susmasın’

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...