21 Nisan 2016 00:56
Son Güncellenme Tarihi: 28 Eylül 2020 06:14

Dağlık Karabağ sorunu ne zaman başladı, neler yaşandı?

Dağlık Karabağ sorunu Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki çatışmalarla yeniden gündeme geldi. Okay Deprem, bölgenin kısa tarihçesini yazdı.

Paylaş

Okay DEPREM

Dağlık Karabağ, aslında 1994’teki ateşkesten sonra, ağır silahlı çatışmaların aralıklarla ama sürekli devam ettiği problemli bir yöreydi. Ermenistan dışında Rusya dahil dünyada hiçbir ülkenin henüz tanımadığı, Ermenistan’a bağlı ancak siyasi bakımdan Azerbaycan’ın toprakları içerisinde yer alan Dağlık Karabağ Cumhuriyeti (DKC), 20 yılı aşkın süre boyunca defalarca yapılan ateşkes girişimlerine ve Rusya Federasyonu ve Avrupa’nın öncülüğünde düzenlenen zirvelere karşın, Güney Kafkaslarda tansiyonu en yüksek ve patlamaya hazır bir tampon bölge konumunda kaldı.

İlk defa 1980’li yılların sonunda SSCB döneminde ortaya çıkan Dağlık Karabağ meselesinin bugününü anlamak için, savaşın ve ateşkes sürecinin temel kilometre taşları ile bölgenin etnik ve demografik dinamiklerini kısaca anımsamakta fayda var.

ASSC DÖNEMİNDE KARABAĞ’IN ÖZERKLİĞİ

Takvimler 1988’in şubatını gösterdiğinde, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (ASSC) bünyesinde, Ermenilerin çoğunluğu oluşturduğu Dağlık-Karabağ otonom vilayetinin (DKOV 1926-1989) başşehri olan Stepanakert’teki Ermeniler, ilin Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (ESSC) ile birleşmesi talebiyle gösteri yapmaya başlarlar. Bunu takip eden hafta, aynı amaçlı eylemler bu sefer ESSC başkenti Erivan’a sıçrar. Kısa bir süre içinde toplanan DKOV Halk Vekilleri Sovyeti, bölgenin Ermenistan Cumhuriyeti’ne geçişini oy çokluğuyla kabul eder. Ne var ki Moskova, Dağlık Karabağ’ın bu tek taraflı kararını kabul etmez. Tam bu sırada, şubat ayının sonlarına doğru Azeri ve Ermeni halkı ilk kez doğrudan karşı karşıya gelir. Bölgenin Ağdam kentinden yola çıkan büyük bir Azeri grubu, Ermeni nüfusun yoğun olduğu Askeran’a doğru yürüyüşe geçer. İki ayrı kitlenin karşı karşıya gelmesi sonucunda iki kişi ölecek, onlarcası da yaralanacaktır. Bu olayın ertesinde, her iki komşu ülkede azınlık nüfusa yönelik şiddet eylemleri baş gösterir.

BAKÜ VE ERİVAN’IN SİYASİ-HUKUKİ HAMLELERİ

1989 yılının 26 Kasım tarihinde ASSC idaresi, Dağlık Karabağ’ın özerk statüsünü feshederek, tüm yönetimi Bakü’ye bağlama kararı alır. Ermeni Yüksek Sovyeti ve Karabağ’ın yasama organı konumundaki Ulusal Konsey buna yanıt olarak 3 gün sonra bölgenin Ermenistan ile birleştiğini deklare eder. SSCB’nin resmi olarak dağıldığı 1991’in aralık günlerinde Dağlık Karabağ’da, Azeri azınlığın boykot ettiği referandum sonucunda Ermeniler bağımsız bir devlet kurma kararı alırlar. Sovyet hükümetinin, gene ASSC sınırlarında Dağlık Karabağ’ın otonomisini arttırma yönündeki teklifi de taraflar açısından kabul görmeyince, yeni iki bağımsız güney Kafkas devletinin topyekün savaşa tutuşmaları için fiilen geri sayım başlamış olur. Sovyetler Birliği’nin tarihe karışmasını takip eden 1992 yılının ocak ve şubat aylarında bölgede ağır silahlı çatışmalar patlak verir. Yeni Rusya, Ermenistan’ı silah sevkiyatı yaparak desteklerken; Azeriler ise, Afganistan, Çeçenistan ve Türkiye başta olmak üzere pek çok İslam ülkesinden gelen ve sayıları binleri bulan yabancı savaşçılar sayesinde dengeyi sağlamaya çalışacaktır.         

1994’TEKİ ATEŞKES VE SONRASINDAN GÜNÜMÜZE

Silahlı çatışmaların yoğun olarak sürdüğü iki senenin ardından 1993’ün sonlarında her iki taraftan hayatını kaybedenlerin sayısı çoktan binlere varmıştır bile. 1994’ün mayıs ayına gelindiğinde Ermeniler, Azerbaycan’ın yüzde 14’ü kadar bir sahayı kontrol eder hale gelmişlerdi. Bu sıralarda Azeri hükümeti, savaşta ilk kez olarak DKC’yi üçüncü bir taraf olarak kabul ediyor, Karabağ yetkilileri ile doğrudan müzakerelere girişiyordu. Rusya’nın inisiyatifinde yürütülen barış görüşmeleri meyvesini 12 Mayıs’ta imzalanan 1. Ateşkes Anlaşması ile verir. 2008’in martında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Azerbaycan Cumhuriyeti’ndeki tüm Ermeni silahlı unsurların “derhal, topyekün ve şartsız” olarak çekilmesini talep eden bir bildiri yayınlar. Bugüne değin birçok ülke, kalıcı bir ateşkes için Azeri ve Ermeni liderlerini bir araya getirmiş olsa da bölgede çatışmalar aralıklarla günümüze kadar sürdü.

KARABAĞ’IN ETNİK-DEMOKRAFİK YAPISI

Dağlık Karabağ’ın 1989’da 200 bine yaklaşan nüfusunun yüzde 77’sini Ermeniler, yüzde 23’ünü ise Azeriler oluşturmaktaydı. 2005 yılına gelindiğinde, savaş sırasında ve sonrasında 400 bin kadar Azeri’nin Azerbaycan’ın doğu taraflarına göçmesi neticesinde Ermenilerin toplam nüfus içindeki oranı hemen hemen yüzde 100’e yaklaşır. 2015 senesi itibariyle DKC halkının yüzde 60 civarı kentlerde, geri kalanı ise kırsal yerleşim birimlerinde yaşıyordu.Toplam 4 bin 400 kilometrekarelik bir alanı kaplayan bölgenin yarısından fazlasının yükseltisi 1000 metrenin üzerindedir.

ÖNCEKİ HABER

'Finans cennetleri' sistemin aynası

SONRAKİ HABER

İdil Belediye Eş Başkanı: Polis, yardımları engelliyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...