10 Nisan 2016 10:15

Üniversite yerine külliye, yurt yerine harem!

Paylaş

Elif ERGİN
İstanbul Üniversitesi

6 asırlık imparatorluk tarihinde kadınların bıraktığı izler de biz kadınlar için ilham kaynağıdır(...) Oysa harem, Osmanlı hanedan üyeleri için daha çok bir okuldur. Kadınların hayata hazırlandıkları, hayır faaliyetlerini örgütledikleri bir eğitim yuvasıdır. Bu yuvanın başında da valide sultanlar yer alır’
Hedefi 2023 olan iktidarın referansı okumuş olduğunuz cümleler. AKP son on beş yılda Türkiye gençliğinin ilerlediğini propoganda ediyor. Bu ilerleme, gençlerin yaşamında etkilerini nasıl hissettiriyor sorusunu cebimize koyalım; biz başka bir soru soralım. Türkiye 2023’e giderken kadınlar kaçıncı yüzyıla gidecek?
İmam nikahının resmi nikah yerine sayılmasını gerektiren yasadan başlayıp, çocuklara tecavüz edilmesine ‘bir kereden bir şey’ olmaz diyen Aile ve Sosyal politikalar bakanına uzanan yol bize kadınların insanlığın ileri birikimi ile değil tarihin en geri ve karanlık çağlarıyla denk bir yaşam ile buluşacağını gösteriyor.
KADINI ESARET ALTINA ALDIĞINDA...
Eşitliğe inanmadığını söyleyen cumhurbaşkanını, AKP kadın kolları ‘eşitlik değil adalet’ diyerek tamamlıyor. Anlaşılan o ki toplumsal eşitsizliğin sürmesini istiyor muktedirler. Toplumsal eşitsizliğin sürmesi demek gerici politikalara işçi sınıfını, emekçileri, genç kadın ve erkekleri yedeklemenin daha rahat olması demek. Burjuvazinin temsilcisi olan hükümetin baş koyduğu bu yolda, kadınları politikasının merkezine oturtmasının da bir anlamı var. Kadını esaret altına aldığı bir toplumsal düzende geri kalan tüm kesimleri ezmesi ve en geri bilinci örgütlemesinin tereyağından kıl çeker gibi kolay olacağı apaçık ortada.
ROLÜMÜZ HAZIR, SENARYOYU ZATEN BİLİYORUZ!
Neoliberal muhafazakar politikalar kadının toplumsal yaşamdan dışarı iterken, var olabileceği yeri aile kurumunun içi olarak tarif ediyor. Bunu Erdoğan’ın kendisi de açıkça ifade ediyor: ‘kadın bana göre annedir’ AKP kendini aile üzerinden dayatıyor; dört duvar ailenin içinde olan biten herşey ise devletin denetiminde. Nasıl mı? kadın ve erkekliğe dair olan roller temsilcisi olduğu burjuvazinin çıkarına göre dağıtılıyor. Bu rol dağıtımlarının senaryoları bugün karşımıza Aile İrşat Merkezleri, dini telkinler, Bilal’in vakfının yaptığı gibi Edep dersleri ile oluyor.
Devlet, kamusal alanlardan elini çekerken, ortada bıraktığı ‘sosyal devlet’ işlerini gördürecek birilerine ihtiyaç var. Çocuk bakacak, hasta bakacak, yaşlı ile ilgilenecek kadınlara ihtiyacı var. Bunun için de kadının evin içinde olması gerekiyor. Ekonomi politikaları gereği kadınları hem ucuz iş gücü olarak kullanmak istiyor hem de evde tutmak istiyor. Çözümü zor değil! Esnek, kayıtsız, parçabaşı işler ne güne duruyor? İstihdama katmadım da demez hani! 
Ne Emine Erdoğan’ın harem sevdası ne cumhurbaşkanının kutsal saydığı anne rolü, ne de diyanetin kıl tüy fetvaları bu politikalardan azade kişisel açıklamalar değildir. 
NE DE OLSA HEDEF 2023!
Kadın erkek eşitliği olmaz diyorlardı. AKP’nin temsil ettiği çizgi, zaten eşitsizliğin çizgisidir. Kadının erkekle eşit olması demek toplumsal bilincin de ilerlemesi demektir. AKP kendisini iktidarda tutanın toplumsal bilincin ilermemesine bağlı olduğunu biliyor. Onu iktidarda tutan gerici fikirlerin aileye de hakim olmasını istiyor. Bu ilerlemenin önüne geçecek her şey ise mübah. Hem de kadınların yaşamları pahasına! Ne de olsa hedef 2023! 
İktidar cenahının yaptığı göndermeler de çalıştığımız yerden çıkıyor hep; eski toplum düzeninden!
YURTLARA BAKINCA...
Gençliğe ve eğitime dair olan alanlarda da benzer çıkışları, uygulamaları görüyoruz. Eğitimin içeriğinin gericileştirilmesi, müfredatın dini referanslar ile yeniden şekillendirilmesi, evlilik teşviklerinin getirilmesi, kadın yurtlarında ‘hanımlık’ derslerinin verilmesi ilk akla gelenler. 
Üniversite yerine işaret edilen külliyeler olunca kadınların eğitimine denk düşen yerlerin de haremler olması hiç şaşırtıcı olmamalı. Kaldı ki KYK’larda dayattıkları uygulamalara bakınca bir sabah kapınızı bir ‘harem ağasının’ çalıp sizi ‘haydi hatunlar’ diyerek ‘Edep’ derslerine götürmesi 18. yydan kalma bir dizi sahnesi kadar uzak değil. 
Taciz ve tecavüzün normalleştirildiği, bir  kereden bir şeyin olmayacağının savunulduğu 2016 Türkiye’sinin aile bakanına bakınca 2023’ün çok uzak olmadığını görebiliyoruz.
Onların adalet dediği de sermayenin fıtrat adaleti olmasın sakın?

ÖNCEKİ HABER

Genç kadınlar: 2016 Türkiyesine merhaba deyin

SONRAKİ HABER

Demirtaş'tan Erdoğan'a: Kimi nereden kovuyorsun!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...