03 Nisan 2016 00:32

Aileler çocuklarını dinlemeli, onları suçlamamalı

Paylaş

Gizem ULUTAŞ
Melek KILIÇGEDİK
Kocaeli

Kimi aileden birisinden, kimi öğretmeninden, kimi hiç tanımadığı bir kişiden ya da bir din görevlisinden... Failin kimliği değişiyor, ancak çocuklara yönelik istismar olaylarına her gün bir yenisi ekleniyor. “Çocukları istismardan nasıl koruyacağız?”, “İstismara maruz kaldıklarını nasıl anlarız?”, “Ne yapmalıyız?” sorularına verilecek yanıtlar da giderek önem kazanıyor. Bu soruları Kocaeli Üniversitesi Okul Öncesi Eğitimi Ana Bilim Dalı Başkanı Elif Çelebi Öncü ve Eğitim Bilimleri Bölümü Araştırma Görevlisi Ezgi Toplu Demirtaş’a sorduk. Öncü ve Demirtaş, çocukları konuşmak için yüreklendirmek, duygusal olarak desteklemek, suçluluk duygusundan arındırmak gerekliliğine vurgu yapıyor.

Bu ara sıkça okuyoruz çocuk istismarı haberlerini. Sizce istismar olaylarında artış mı var, yoksa görünürlüğü mü arttı?
Elif Çelebi Öncü: Aslında fazlalaştı mı yoksa ortaya mı çıkmaya başladı bilemiyoruz. İnsanların biraz daha bilinçlenmesi, bunu tabu olmaktan çıkarıp bir problem olarak görmeye, bir çözüm üretmeye çalışması, bir yandan da ailelerin kendi çocuklarına daha fazla söz hakkı vermesinden dolayı açığa çıkmaya başladı diyebiliriz.
Ezgi Toplu Demirtaş:
Cinsel istismarın fazlalaştığını düşünmüyorum, sadece görünürlüğü arttı. Cinsel istismar belki hep vardı ama biz farkında değildik. Toplumun son 10-15 yılda gitgide muhafazakarlaşması da bu sorunun bu kadar katmerlenmesinde bir etken olabilir. Çünkü muhafazaklaşma başladığı zaman özellikle bizim toplumumuzda tabu olan cinsellik, hatta evlilik öncesi cinsellik ya da LGBTİ’lerin yaşamı daha fazla tabulaşmaya başladı. Bunlar tabulaştıkça da cinsel şiddetin artması normal.

Cinsel istismara uğrayan bir çocuğa nasıl davranılmalı?
Elif Çelebi Öncü:
Bu gibi çocuklar suçluluk duyabiliyorlar; “Benim yüzümden oldu”, “Benim hatam” diye. Onun hatasının olmadığını, bunun dünyanın sonu olmadığını anlatmak gerek. Daha güzel bir hayata başlayabileceği bilincini yavaş yavaş aktarmak gerek. Yeter ki probleme odaklanmak yerine problemi çözebilecek altyapılar oluşturulsun... Aileler çocuklarını suçlamamalılar. Çocuğu anlamaya, dinlemeye, onun kendisini ifade etmeye yönelik davranışlarda bulunmalılar. Zaten aileler çocuğu dinlerse onların kendilerini anlatabileceklerini görecekler. Çocuk da ailesi ile güven kurabilirse yaşadığı herhangi olumsuz bir durumu ilk olarak ailesine anlatabilir. Çocuk eğer aileden çekinirse, baskıcı bir ailede yaşıyorsa “Ailem üzülmesin” ya da “Ailem beni suçlamasın” diye düşünebilir. Aile içinde demokratik bir ortam sağlanırsa çocuk kendini iyi hissedip onlara açılacaktır. Açıldığı zaman da aile hiçbir zaman suçlayıcı olmamalıdır.
Ezgi Toplu Demirtaş: Çocuğun beyanı kesinlikle esas alınmalıdır. Çocuk hiçbir zaman “Şu kişi bana cinsel istismarda bulundu” demez. Biz çocukta bir şeylerin normal gitmediğini her zaman çocuğun davranışlarından anlarız. Çocuğun rutin davranışlarında bir bozulma olabilir. Ailesi ile olan etkileşiminde ve gelişiminde bir bozukluk olabilir. Daha önce sosyal olan bir çocuk yabancı bir kişiye farklı davranıyorsa bu da bir risk faktörü. Çocuktan bir şeyleri anlamak için bir şeyler çizdirerek ya da oynayarak ipuçları kazanmaya çalışıyoruz.

Peki aileye ne gibi görevler düşüyor?
Ezgi Toplu Demirtaş:
Aile neyin cinsel istismar olup neyin olmadığını bilmeli. Çocuğun neresine dokunulduğunda cinsel istismar olduğunu ya da kendisi izin vermiyorsa bunun bile cinsel istismar olabileceği hakkında aileler bilgi sahibi olmalı. Çocuk normal davranmıyorsa bunun altında cinsel istismar olabileceğini de bilmeleri gerekiyor. Aileler böyle bir konuda nereye başvurabileceklerini de bilmeli. Bu konuda psikolojik danışmanlara büyük görev düşüyor. Ruh sağlığı uzmanlarının da öğretmenlerin de bu konuda bilgisi olması gerekiyor.

ÖNCEKİ HABER

‘Oğlum ev yıkılmış gelen gazetecilere çay veremedim ayıp oldu’

SONRAKİ HABER

Çocuk istismarı Almanya’da yaşansaydı ne olurdu?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...